Ülkemizde AKP iktidarı ile denge ve fren mekanizması, hukukun tarafsızlığı ve bağımsızlığı çok büyük oranda yok edildi. Artık Türkiye’de kimse yolsuzluktan ötürü yargılanmıyor. Kamu kurum ve kuruluşlarının bütçeleri har vurup harman savruluyor. Kimse hesap vermiyor. Belediyelerde de durum böyle.
Belediye başkanı belediyeyi aile şirketine çevirir, kimseden ses seda çıkmaz. Sayıştay raporlarında birçok usulsüzlük tespit edilir, bir savcı da bu usulsüzlükleri soruşturmaz. Yurttaşların vergileri ile oluşturulan bütçeler vurdumduymaz bir şekilde harcanır.
Lüks hizmet binaları, makam odaları, makam araçları saymakla bitmez. Bu kibir ve kendini halktan kopartmak insana da, millete de fayda sağlamaz. Bu toplumun genine tekrardan mütevaziliği, tasarruf etmeyi, sade yaşamayı entegre etmek gerekir. Bakınız Almanya, Japonya’ya. Gelirleri bizden kat be kat fazla olmalarına rağmen bizdekinde son derece sade bir yönetim anlayışları mevcut.
Bir belediye başkanı, belediyeyi babasından miras kalan şahsi şirketi olarak görmemeli. Belediyeler halkın mülküdür, bütçelerini de halk oluşturur. Sistem ve mevzuat da, belediye başkanına şahsi olarak istediğini işe alma, istediğini işten çıkartma, istediği rakamı istediği şekilde harcamasına imkan vermemeli.
CHP’li belediyeler harcadıkları her kuruşu aylık olarak kalem kalem web sitelerinde yayınlayabilir. Bu konuda güzel bir örnek oluşturulabilir. İhaleler şeffaf bir şekilde yapılmalı, aynı şekilde web sitelerinde canlı olarak yayınlanmalı. CHP’li belediyeler geçmişte yapılan hatalardan ders çıkartıp, çıtayı daha da yükselterek örnek teşkil etmeli. Bu doğru ve devrim niteliğindeki yönetim ilkeleri, bir sonraki seçimlerde CHP’ye iktidar yolunu açacaktır.