Yeşil alan mı yapacağız?
Antakya’da birçok kesimin meraklı gözlerle izlediği yıkımda sona gelinirken, ‘bundan sonrası ne’ diye soranlara,Akdeniz Kültür ve Dayanışma Derneği üyesi Mevlüd Oruç da katıldı ve eski otel yerinin ‘yeşil alan’ olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Kent silueti tartışmalarında sık sık gündeme gelen ve ‘Büyük Antakya Oteli’ olarak uzun bir süre hizmet veren 9 katlı binanın yıkılması sürecinde sona gelindi. İş makinelerinin haftalar süren yoğun çalışması
Konu-ya ilişkin kısa bir açıklama yapan ve kent idarecilerine seslenen Akdeniz Kültür ve Dayanışma Derneği üyesi Mevlüd Oruç, “Hatay Valiliği’ne ve Hatay Büyükşehir Belediyesi’ne sesleniyoruz! Yıkılan Antakya Oteli’nin yeri yeşil alan yapılmalıdır” dedi.
Açıklamasında, “Antakya’yı tahrip etmeyin” diyen Oruç, şu tespitleri paylaştı:
“Sayın yetkililer, dikkat ediniz, Antakya’ya ‘geri dönüşü imkansız’ tahribat yapmayınız. Antakya, herhangi bir yer değildir. Antakya için plan yaparken, binlerce yıl öncesini ve sonrasını düşünerek karar vermeliyiz. Antakya için ‘Kaptı Kaçtı’ projeler, uygulamalar, yapılar, ihtiraslar, bozguncudur. O nedenle, Antakya Oteli’nin yerini yeşil alan olarak karar alalım, planlayalım ve uygulayalım. Yıkılan binanın yerine yeni bina yapılmasın. Antakya Oteli’nin yerine yapılması düşünülen Polis Evi için çok daha uygun yerler var.”
-BAŞKA ANTAKYA YOK-
Yazılı açıklamasında, “Binalarınızı başka yerde yapabilirsiniz, ama unutmayın ki, başka Antakya yok” diyen, Akdeniz Kültür ve Dayanışma Derneği üyesi Mevlüd Oruç, kent idarecilerine sorumluluklarını hatırlattı ve şunları söyledi:
“Antakya’da yönetici veya yetkili olmak bir şanstır ve sorumluluk ister. Bakış açınızı 360 derece açın, büyük düşünün, bütünü düşünün, tek bir parçayı değil. Gelişmişlik, uygarlık, modernlik ‘beton yığını ve yüksek binalar’ değildir. Antakya’mızın silueti; Atatürk Parkı, Asi Nehri, Tarihi Meclis, Ata Köprümüz, Atatürk Heykelimiz, tarihi PTT ve Belediye Binası ve çevresidir. Antakya’nın en merkezi yerinde, kalbinde Polis Evi veya Kültür Merkezi uygun değildir. Böyle bir hataya düşmemeniz için uyarı görevimizi yapıyoruz. Hedefimiz, Antakya Oteli’nin yerinde ‘şu yapı olmasın da şu bina olsun’ değil, ne ad adı altında olursa olsun, hiç bina yapılmasın ve yeşil alan olarak bırakılsın. Antakya’mız için en iyisi budur. Antakya’mızın merkezini daha da sıkıştırmaya gerek yok. Aksine, rahatlatmaya ve daha da açmaya ihtiyaç var. Antakya betondan boğuluyor.” -Tamer Yazar-