Bir kış daha geçiyor…

Ama biz değişmiyoruz! Burası, Antakya kent merkezinin, toplu taşımadaki en yoğun otobüs duraklarından bir tanesi. Yıllardır zemini nedeniyle şikayet konusu olan yer, bir kışı daha geride bırakıyor. Peki, hangi belediye yapmak ister? Antakya mı, Hatay mı? Zemin karoları kırık. Görüntü ise, ‘medeniyetler kenti’ ifadesinde yükseltilen bir şehir kimliği adına rahatsız edici. Yaşananların tekrarında duranlar ise, […]

Ama biz değişmiyoruz!

Burası, Antakya kent merkezinin, toplu taşımadaki en yoğun otobüs duraklarından bir tanesi. Yıllardır zemini nedeniyle şikayet konusu olan yer, bir kışı daha geride bırakıyor. Peki, hangi belediye yapmak ister? Antakya mı, Hatay mı?

Zemin karoları kırık. Görüntü ise, ‘medeniyetler kenti’ ifadesinde yükseltilen bir şehir kimliği adına rahatsız edici. Yaşananların tekrarında duranlar ise, “Bu, kaçıncı kış, biz bile hatırlamıyoruz” diyerek, durumu ve resmi kurumsal ilgisizliği eleştiriyor.
Yaşlı bir vatandaşın söylediği ise, beklentiyi netleştiriyor:
“Burası, Ulus Meydanı’nın yanıbaşı. “Herkesin gözü önünde bir yerin bu kadar bakımsız kalması şaşırtıyor insanı. Göz önünde! Her gün binlerce insan geçiyor buradan. Otobüslerin kalabalığına ev sahipliği yapmasını bırakın, yabancısı da çok bu kentin. Ama etrafınıza bakın. Elimde bastonla yürürken bile, dikkat ediyorum, ayağım o kırık karolara takılmasın diye. Bakın, kenarlar, orta yerler hep aynı. İnsanın yaşadığı şehirde kendisini kötü hissetmesinden daha vahimi nedir, biliyor musunuz? Antakya güzel görünsün diye her yere sürekli çiçek ekiyoruz. Bu da güzel, ama! Burası ne olacak? Sahi, o çiçek neyi kapatıyor? Neyin mesajını veriyor? Her şeyimiz tamam olsa, anladım! Ama değil! Önce eksikliği tamamlarsın… Makyaj, sonra! Ama biz… Bizim hanımın lafıdır; ‘Çapaklı göze makyaj’ der! Aynen bu! Durumumuz bu!” -Tamer Yazar-

Exit mobile version