Biraz da Futbol

29.05.2021’de, Manchester City-Chelsea Şampiyonlar Ligi finali oynandı. Futbolseverler, Şampiyonlar Ligi finallerini yakından takip eder. Kaliteli bir maç oldu ve Chelsea 1-0 kazanarak kupayı kaldırdı. Maç yorumundan ziyade, finali ve finale gelen yolu daha geniş çerçeveden ele alarak yorumlamak istiyorum. İngiltere Ligi, kalite ve seyir zevki açısından son 10 yılda diğer liglere nazaran arayı çok açtı. […]

29.05.2021’de, Manchester City-Chelsea Şampiyonlar Ligi finali oynandı. Futbolseverler, Şampiyonlar Ligi finallerini yakından takip eder. Kaliteli bir maç oldu ve Chelsea 1-0 kazanarak kupayı kaldırdı.

Maç yorumundan ziyade, finali ve finale gelen yolu daha geniş çerçeveden ele alarak yorumlamak istiyorum.

İngiltere Ligi, kalite ve seyir zevki açısından son 10 yılda diğer liglere nazaran arayı çok açtı. Ligdeki tüm takımlar çok kaliteli futbol oynuyor. Tabii bu rekabet, kaliteyi doğuruyor ve İngiliz takımları turnuvalarda bir öne çıkıyor.

Tabii okurların, bu satırları okurken, “Ama bu kulüplerin bütçeleri çok büyük” demeye başladığını duyar gibiyim. Evet, bu kulüplerin bütçeleri çok büyük. Bir kaleciye, büyük takımlar 80-90 milyon Euro’lar veriyor. Fakat sürece biraz daha geniş açıdan bakalım.

Finale çıkan iki takımın ilk 11’lerine baktığınızda, çok genç oyuncuların ağırlıklı olduğu bir 11 ile sahaya çıktılarını görebilirsiniz. Genç yaşta keşfedilen, alınıp yetiştirilen, tabiri uygun ise “parlatılan” oyuncular ilk 11’deydi. 99’lu, 2000’li birçok oyuncu, iki takımın da kadrosundaydı. Öncelikle, yeni nesil futbola uygun gençler ile başarıya ulaştıklarını görmek gerekir.

Ben, bu tablodan, “büyük isimleri ve geçmişleri olan futbolculardan uzak durmalı, futbolcuların geçmişlerine değil geleceklerine yatırım yapılmalı” çıkarımında bulunuyorum.

Yine dünya futbolunun iyi takımlarına baktığımızda, “ayağına çok hakim kalecilerin” çok önemli olduğunu görüyoruz. Guardiola City’ye geldiğinde, ‘çizgide çok iyi, fakat ayağı iyi olmayan’ Kaleci Joe Hart’ı gönderdiğinde, birçokları bu adıma anlam verememişti. 2017’de yapılan bu transefere, City, 40 Milyon Euro bonservis bedeli ödemişti. Fakat maçları izledikçe, pas oyununda kalecinin ayağının ne kadar önemli olduğunu çok net bir şekilde görebiliyoruz. Kaleci, yeri geliyor, sıkışan oyunda direkt savunma arkasına pas atarak asist yapar hale geliyor. Futbol, böyle bir noktaya evrildi.

Chelsea’deki gençleri izledikçe, büyülenmemek mümkün değil. İnanılmaz bir mücadele, kompakt bir oyun. Chelsea genç jenerasyonu, önümüzdeki 4-5 yıla damga vuracak, şimdiden söylemesi. İyi kadro, iyi ustanın elinde başka bir oyuna evriliyor.

Tabii dünya futbolu çok hızlı değişiyor. Buna ayak uydurabilen teknik direktörler ayakta kalıyor, fark yaratıyor. Buna ayak uyduramayan, eskiden kazandıkları sistemleri geliştirmeye çalışarak başarıyı hedefleyen hocalar ise savrulup gidiyor. Yani bir takım kurulurken, hocanın da oyuncunun da geleceğine yatırım yapılmalı.

GELELİM TÜRKİYE LİGİ’NE

Öncelikle şehrimizin takımı Hatayspor’umuzu ele alalım. Tek kelime ile muhteşem bir sezon geçirdik. İnsanların, “kümede kalsın yeter” dediği takım, UEFA’nın kapısından döndü. Burada öncelikle Sayın Başkan Lütfü Savaş’ı takdir etmek gerekli. En kritik kararları, büyük riskler alarak kendileri aldı. Mesela Teknik Direktör Ömer Erdoğan kararı. Ömer Erdoğan’ın daha teknik direktörlük kariyeri yokken, takım ona emanet edildi. Ne iyi edilmiş… Günümüz futbolunu bilen, haddi de bilen oyun ile günümüz futbolunun gereklerini sahaya yansıtan, izlemesi keyif veren bir takım yaratıldı. Bu büyük başarı takdir edilmeli.

Bunun haricinde, oyuncu seçimleri yine tüm takımlara örnek olmalı. En gözde örneğimiz Boupendza. Fakat Abid, Diof, Traore gibi birçok oyuncu, adeta nokta atışı. Oyuncular, sahada oyuna odaklı, hakem ile rakip ile münakaşaya girmeden, işlerini en iyi şekilde yapmaya çalıştı. Bundan ötürü oyuncu seçimlerinde takıma rehberlik eden tüm yöneticileri tebrik etmek gerekli. Tabi Hatayspor’da şöyle bir sorun gündeme gelecektir. Bizim gibi düşük bütçeli ve henüz oturmamış takımlarda oyuncu al-satları, gidiş-gelişleri çok olabilir. Takımdaki sık ve köklü oyuncu gidiş-gelişleri, oturmuş takımı bozacaktır. Umarım bu denge çok şaşmadan sirkülasyon sağlanabilir.

Yine şampiyon Beşiktaş’a baktığımızda, takıma katılmadan önce adını duymadığımız birçok oyuncuyu iskelete oturttular. Nkoudu, Ghezzal, Rosier, Nsakala bunların başında gelir. Sonra altyapıdan Rıdvan, Ersin gibi gençlere şans verdiler. Doğru oyuncu profillerinden oluşan takım, şampiyonluğa ulaştı. Bir de Fenerbahçe’de Mesut gibi bir örnek var. Mesut, çok yetenekli, çok özel bir oyuncu. Ama artık yaşı, oyun tarzı itibariyle “miadını doldurdu”. Son derece yanlış bir transfer. İrfan Can’ın, Mesut’tan çok daha doğru bir transfer olduğuna inanıyorum.

NE YAPMALI

Türkiye’de kulüp idare etmek, her geçen gün kat kat daha zorlaşacak. Ödemeler döviz, gelirler TL! durduğunuz yerde dahi ödemelerinizin her gün kat kat arttığını düşünün. 4 büyüklerin borcu çevrilemez noktalarda. Bana göre, 3-5 yıl sonra, kulüplerin yabancı fonlara satışı gündeme gelecek. Her ne kadar duygusal da yaklaşsak da bu durum kaçınılmaz bir son gibi görülmekte.

Takımların, oyuncuların geçmişine değil, geleceklerine yatırım yapmaları gerekir. Mesut Özil’i 3 sene sonra hiçbir takıma satamazsınız. Ama İrfan Can Kahveci’yi, Rıdvan’ı çok yüksek bonservis ücretlerine satabilirsiniz. Oyuncu parlatabilecek hocaları takımların başına getirmek gerekir. Altyapı ve genç oyuncular çok önemli. Herkes “altyapı” der, ama kimse uygulamada altyapıya önem vermez. Barcelona’nın altın yıllarındaki iskeletteki 7-8 oyuncu, altyapı çıkışlıdır (Valdes, Puyol, Pique, Xavi, İniesta, Busquets, Pedro, Messi). Şampiyonlar Ligi son şampiyonu Chelsea, 99’lu / 2000’li oyuncularla kupayı kazandı.

Dünya futbolunu, bilhassa İngiltere ve Almanya Liglerini bizim yöneticilerimiz, oyuncularımız ve futbolcularımız yakından takip etmeli. Doğru altyapı ve antrenman sistemlerinin üzerinde durulursa, futboldaki makası kapatabiliriz. Mesela Milli Takımımız, birçoğu yurtdışında oynayan oyunculardan kurulu. Demek ki Türk oyuncularda yetenek sorunu yok, eğitilme sorunu var.

Doğru projelerin uygulanması tek çıkış yolumuzdur.

bekir.atahan@atahanhukuk.com

Exit mobile version