Sağduyu çağrıları yapıldıkça, sanki birileri bu çağrıların duyulmaması, bu çağrılara kulak verilmemesi ve göz ardı edilmesi için ne mümkünse onu yapmaya kalkışıyor.
Ülkenin birlik ve bütünlüğe en çok ihtiyacının olduğu bir dönemde, birleşme yerine ayrışmaya neden olabilecek tutum ve davranışlar, sözler ve eylemler sinsice yapılmak suretiyle, nihayet doğru adımların atılacağı yolunda oluşan beklentilerin boşa çıkmasına neden olunuyor.
Bakınız geçtiğimiz günlerde 15 Temmuz darbe kalkışmasının 1. yılı nedeniyle ortalığı karıştırmak isteyenlerin yaptıklarına.
İnanıyoruz ki bu yapılan olumsuz davranışlardan, konuşmalardan ve eylemlerden, birilerinin ortalığı karıştırmak, toz duman etmek için hazırladığı mizansenlerden hemen herkes ve her yetkili rahatsız olmaktadır.
Son olarak 15 Temmuz darbe kalkışması yıl dönümünde düzenlenen toplantılara ana muhalefet partisinin çağrılmaması yolundaki davranışlar ve daha sonra bunun kısmen düzeltilerek mecliste konuşmasının sağlanması üzerine anamuhalefet partisi genel başkanının yaptığı konuşmadan rahatsızlık duyulması sonucu akşamki etkinlikte siyasi parti genel başkanlarının konuşmalarının engellenmesi, buna ek olarakta TBMM’nde oluşturulan darbeleri araştırma komisyonun hazırladığı nihai rapora CHP’nin, FETÖ terör örgütü ile ilişkisi olduğu, başka bir anlatımla bu örgüte sıcak baktığı, amaç birliği içinde olduğu yolundaki söylemler kamuoyunda hoş karşılanmamıştır.
Bunlar neden yapılıyor?.
Neden kargaların bile güleceği bu tür asılsız suçlamalara gerek duyuluyor?…
CHP’nin kuruluşundan bu yana tarikatlara bakış açısı bellidir. Tarikatların devlet içine sızmasının nedenli sakıncalı olduğu o partinin en yetkili ağızları tarafından da yıllar yılı sık sık dile getirilmiş ve bu uğurda mücadeleler verilmiştir.
Bu gerçek ortada iken, fol yok yumurta yok misali, böylesine asılsız iddialarla ortalığı karıştırmanın, toplumu germenin anlamı olmasa gerek.
Böylesi olumsuz ve ayrıştırıcı sonuçlar çıkartacak yollara tevessül edenlerin amaçlarının, birlik ve bütünlüğümüzü bozmak, ortamı karıştırmak ve böylece olumsuz bir havanın yaratılmasına çalışmak olduğunu hatırdan çıkarmamak gerekir.
Sağduyu sahibi herkesin bu tür olumsuz davranış içine girenlere karşı mücadele vermesi zorunludur.
Bu hususta en büyük görev ve yükümlülükte AKP ve CHP’nin üst düzey yöneticilerine ve sorumlu mevkisinde bulunanlarla, son sözü söyleme yetkisine sahip olanlarda olduğunu hatırlatmak istiyoruz.
Geçtiğimiz yıl Yenikapı mitinginde oluşan olumlu havanın nasıl oluyorda birden bire olumsuz havaya dönüşebilmesi için çeşitli mizansenler hazırlanabiliyor, çeşitli söylemlerde bulunuluyor, eylem ve davranışlara tevessül edilebiliyor?.
Bu ülkede kimin ne olduğu, hangi olumlu yada olumsuz görüşleri savunduğu, yine hangi müspet kanaate sahip olup olmadığı bilinmektedir.
Bunu gizlemek veya tersine çevirmek mümkün değildir.
Bir kez daha yineleyerek hatırlatmak istiyoruz: Bugün ülkemiz her zamankinden daha çok birlik ve beraberlik anlayışının hakim olmasına muhtaçtır. İç ve dış şer güçleri, bizim birlik ve bütünlüğümüzü bozmak, bizi güçsüz kılmak suretiyle sinsi emellerini gerçekleştirme amacındandırlar. İnanıyoruz ki, ülkesini seven hiç kimse bizi bölmek ve güçsüzleştirmek isteyenlerin ekmeğine yağ sürmeyecektir.
Herkesin şapkasını önüne koyarak sadece ve sadece ülke yararını düşünmek suretiyle, şer güçlerin heveslerini kursaklarında bırakması , ülkenin birlik ve bütünlüğünü bozacak eylem ve davranışlara izin verilmemesi için, kendine düşeni yapması gerekliliğini bu vesile ile bir kez daha hatırlatmakta yarar görüyor ve şehitlerimize tanrıdan rahmet diliyor, gazilerimizi ise saygıyla anıyoruz.….
nabiinal@hotmail.com