Ne acıdır ki, şu günlerde yöremizde orman yangınaları oldu.
Öyle azımsanacak gibi değil. Bayağı tahribat yaptı.
Yangınlar, özellikle Antakya çevresinde şiddetli rüzgar, yüksek sıcaklık ve düşük nemin
birleşmesiyle hızla yayıldı.
Kahramanca müdahalelere rağmen birçok mahalle tahliye edildi.
Umuyoruzki orman yangınlarını daha başlangıcında önleyecek sistemlere kavuşuruz.
Hiç başlamaması için halkımızı bilinçlendiririz.
Bu yangınları kasten başlatanları ise hukuk önünde en ağır bir şekilde cezalandırarak adaleti temin
ederiz.
2 Temmuz’da Madımak Otel faciasınının yıldönümünü idrak ettik.
Binlerce kişi, kışkırtmalar sonucu Madımak Oteli’ni kuşatarak, içeride bulunan konuklara yönelik
linç girişiminde bulundu.
Otelin ateşe verilmesi sonucu 33 aydın, 2 otel çalışanı ve 2 saldırgan olmak üzere toplam 37 kişi
hayatını kaybetti.
Bu olay, Türkiye’nin yakın tarihindeki en büyük insanlık trajedilerinden biridir.
Madımak faciası, toplumun farklı inanç ve düşünce gruplarına karşı geliştirdiği önyargının nasıl
kitlesel bir şiddete dönüşebileceğini gösterdi.
Olay esnasında güvenlik güçlerinin müdahale etmemesi, hatta zaman zaman kalabalığa göz
yumması, devletin vatandaşlarını koruma yükümlülüğünü yerine getiremediğini gösterdi.
Yargı sürecinde yaşanan gecikmeler, bazı faillerin yurt dışına kaçması, zaman aşımı kararları ve
adaletin tam olarak sağlanamaması, mağdur ailelerin acısını büyütmüş ve toplumsal hafızada
güven erozyonuna neden olmuştur.
Madımak olayı, bireysel ya da küçük grup nefreti değil, sistematik olarak organize olmuş bir linç
girişimidir.
Bu üzücü olayın yıldönümünde geleceğe umutla bakabilmemiz için unutmak değil, bu acı olayla
yüzleşmek gerekir.
Burada yaşanan facia üzerine düşünmeli ve ona göre adım atma yoluna gidilmelidir.
Madımak Oteli artık sadece bir bina değil, Türkiye’nin vicdanında bir yara ve bir uyarıdır.
Bu acı olaydan çıkarılacak en temel ders şudur: İnanç, düşünce ve kimlik farklılıkları düşmanlık
değil, zenginlik olarak görülmedikçe huzur mümkün değildir.
Nefretin panzehiri eğitim, hukuk, sanat ve empati ile kurulacak bir toplumsal bilinçtir.
Madımak’ın külleri, ancak bu bilinçle anlam kazanabilir.
Böyle yaparsak yolumuz ışıklarla aydınlanacak ve çağdaşlık yolunda daha hızlı ilerleyeceğiz.
YORUMLAR