Böylesi bir belediyecilik

Dünya’da Var mı? Antakya kent merkezinde ‘araç ve trafik’ güvenliğine ilişkin sorunları tartışırken, yayaları unuttuk mu? Burası, Stadyum ile HATMEK arasındaki kavşağa bakan bir kaldırımı ‘araç yoluna’ teslim eden yerel idare hizmet algısının son hali! Peki, bu alanı kullananları ‘olası bir kazaya’ karşı korumak için de bir planımız var mı? Yoksa ‘Allah’a emanet’ sloganına devam mı? […]

Dünya’da Var mı?

Antakya kent merkezinde ‘araç ve trafik’ güvenliğine ilişkin sorunları tartışırken, yayaları unuttuk mu? Burası, Stadyum ile HATMEK arasındaki kavşağa bakan bir kaldırımı ‘araç yoluna’ teslim eden yerel idare hizmet algısının son hali! Peki, bu alanı kullananları ‘olası bir kazaya’ karşı korumak için de bir planımız var mı? Yoksa ‘Allah’a emanet’ sloganına devam mı?

Emniyetli bir ulaşım ve trafik düzeninde ‘kavşaklar’ son derece önemli. Bu ise, tasarım-proje-bakım-onarım ve işletmenin en üst seviyede tutulmasını gerektirir. Peki, Antakya’da, haberimize konu kavşak noktasında ‘yayaların’ içine düşürüldüğü bu son durum ne tür bir tasarımın, projenin, bakım ya da onarımın karşılığı, soralım mı? Peki ya bu konuda çalışma yapan belediye hangisi? Antakya Belediyesi mi yoksa Hatay Büyükşehir Belediyesi mi?
-YAŞANABİLİR KENT-
Son zamanlarda, kentsel planlama algısına damgasını vuracak ana tema, “yaşanabilir çevre” ve “yürünebilir cadde” olarak bir adım öne çıkıyor. Zira bireylerin güvenli ve sağlıklı bir çevrede yaşaması en doğal hakları. Küresel ve ulusal rekabetin gereği olarak, ülkemizin ve kentlerimizin, sağlıklı yaşam alanlarından ve kentsel dokulardan uzak kalması düşünülemez. Bu bağlamda, rahatça yürünebilir cadde ve kaldırımlar, güvenli ve yaşanabilir yerleşimlerin vazgeçilmez unsurları olarak modem ve sağlıklı kentlerin teşkilinde önemli rol oynuyor. Asıl soru da bu noktada ortaya çıkıyor! O zaman soralım…
Bahse konu bu yaklaşımı benimseyen kentsel tasarımların neresindeyiz? İnsan odaklı planlama yapan yerel idarelerin ne kadarına sahibiz? Ama asıl olarak da… Kent sınırları içinde yaşayan vatandaşlar, yaşadıkları kentten ve yürüdükleri cadde ve sokaklardan ne kadar memnunlar?
-KAZA RİSKİ-
Bu alanı kullanan bir vatandaş anlatsın yaşadıklarını:
“Geçen Cumartesi Pazarı için geldik torunumla. Aslında bizim mahalle pazarı da var, ama alamadıklarımızı tamamlayalım istedik. İşimiz bitince karşıya geçtik, kaldırımdan yürüyüp Fatih Caddesi’ne gitmek için. Önce şaşırdım, durdum, ama gördüğüm şey gerçekmiş! Kaldırım, araçların dönüş yolunda bitirilmiş. Bildiğiniz, kaldırımda yürürken, birden bire kendinizi araç yolunda buluyorsunuz. Hani bir tanesi direksiyonu hafif savursa, kaza olması kaçınılmaz!
Çaresiz, o şaşkınlıkla araç yoluna indik. Ama bir zamanlar burası kaldırımmış, onu da öğrendik. Bir 10 metre sonra, araç yoluna dahil edilen kaldırımın kalan kısmına ulaştık. Şunu sormak lazım, bu kaldırımı yola dahil edenlere… Kavşağın olduğu kısma kadar kaldırım! Sonra araç yolu genişlesin diye kaldırımı iptal etmişler! Ama kaldırım da öyle açıkta kalakalmış! Ne bir uyarı var, ne de başka bir şey! Gelen çocuk, yaşlı, elinde bizim gibi alışveriş poşetleri olanlar, karşıdan gelen araçlarla göz göze geliyor ister istemez. Açıkçası, ben hayatımda ne böyle yol düzenlemesi gördüm, ne de böyle bir kaldırım düzenlemesi! Burada ne yapmak istemişler, sorar mısınız? Kaldırıma ya da yayalara dair bir şey yapılmadığı aşikar! Tamam da, araç güvenliği için yol genişletilince bitmiş mi iş?”
Vatandaşın sorularına ve şaşkın bakışlarına eklemek istediğimiz ‘kurumsal’ bir cevap olur mu?
-SORALIM!-
Dünya’da örneği var mıdır bilinmez, ama yine de soralım! Bu kaldırımı ve yayaları ‘araç trafiği’ içine alan uygulamanın sahiplerine soralım! Bu örnek, ‘olmaması gerekene’ mi işaret ediyor, yoksa benzerleri için de hazır olalım mı?
Bu sorunun muhatabı Antakya Belediyesi mi yoksa Hatay Büyükşehir Belediyesi mi, bilmiyoruz! Ancak yapılan çalışmanın ‘özgünlüğü’ noktasında bir ‘kutlamayı’ hak ettikleri kesin! Özellikle de bu alanı kullanan vatandaşların yüzünde yarattıkları şaşkınlık adına… -Tamer Yazar-

Exit mobile version