Suriye’deki savaş her geçen gün daha derin yaralar açarken, savaş mağduru siviller için gıda ve barınma yardımları aralıksız olarak sürüyor. Bombalı saldırılar nedeniyle Türkiye sınırındaki (Hatay) kırsala göç etmek zorunda kalan ve yanlarına aldıkları malzemelerle, tarla ve bahçelere kurdukları derme-çatma barakalara yerleşen Suriyeli ailelerse, temel ihtiyaç malzemelerine dahi ulaşamıyor. Ancak, daha da fazlası var!
İdlib’te yaşanan çatışmalardan dolayı Türkiye sınırına (Hatay) yakın bölgelere göç eden sığınmacılar için kalıcı konut yapımına devam ediliyor. Bu konuda çalışan çok sayıdaki sivil toplum örgütü, kuzey Suriye’deki ağır yaşam şartları ve büyüyen insani kriz nedeniyle, gıda ve barınma yardımlarını da sürdürüyor.
Bölgede devam eden ‘Briket Ev Proje’nin son konuğu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu olmuş, siviller için yapılan briket evlerde incelemelerde bulunmuştu. Hatay ziyareti ardından gerçekleşen İdlib programına kent idaresinden de geniş bir heyet eşlik etmiş, yapılan çalışmalarla ilgili bilgi ilk elden alınmıştı.
Ancak yapılan tüm bu çalışmalara rağmen, bölgedeki sıkıntılar bitmiyor. Son gelişme, Washington merkezli. Şam’a yaptırımları öngören “Sezar Suriye Sivil Koruma Yasası”, 17 Haziran’da yürürlüğe giriyor. Halk, para biriminde yaşanan
-NE OLUR?-
Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD), Şam rejimi ile para ilişkisi içinde olan kişilere yaptırım öngören “Sezar Suriye Sivil Koruma Yasası”, 17 Haziran‘da uygulamaya giriyor. Adını, Suriye’deki on binlerce kişiye yönelik insan hakları ihlallerini belgeleyen fotoğrafları dünya basınına sızdıran askerin kod isminden alan yasa, Aralık ayında ABD Senatosu’ndan geçerek kabul edilmişti. Çok sayıda yaptırım öngören yasanın yürürlüğe girmesinden önce Suriye Lirası’nda yaşanan rekor değer kaybı ve enflasyondaki artış ise ülkedeki hayatı daha da zorlaştırıyor.
Radikal İslamcı grupların son kalesi sayılan İdlib dahil ülkedeki durumu, bölgeden insanlarla bağlantı kurarak takip eden Deutsche Welle Türkçe’den Esther Felden ve Birgitta Schuelke-Gill, gelişmeleri yerinde izleyen iki gazeteci. Anlatılanlar ise çok da bilinmeyenler.
-FELAKET!-
Deutsche Welle’nin Whatsapp üzerinden aylardır bağlantı içinde olduğu Mona, İdlib’de bir felaket yaşanmasından endişe duyduğunu bildiriyor. Mart ayında yürürlüğe giren ateşkes ile insanların önce umutlandığını aktaran Mona, bu kırılgan
-YAPTIRIMLAR-
DW ile aylardır iletişimde olan İdlibli Mona’ya göre, Suriye para birimindeki rekor değer kaybında, 17 Haziran‘da yürürlüğe girecek olan “Sezar Suriye Sivil Koruma Yasası” da etkili oluyor. Mona‘ya göre, yaptırımlar doğru ve Esad yönetimini zayıflatacak. Ancak onunla birlikte, halk da bu kötüleşmeden payını alacak.
Mona gibi düşünen 48 yaşındaki hekim Semih Kadir de, yaptırım yasasının sivil halkın durumunda da kötüleşmeye
-PROTESTOLAR-
Türkiye sınırındaki bir mülteci kampında kalan 25 yaşındaki Mohamed ise, DW’ye yolladığı sesli mesajlarında, hali hazırda zaten açlık sınırında yaşandığını ve artan enflasyon ile ülkenin tamamında durumun daha da kötüleşeceğinden emin olduğunu ifade ediyor.
Mona da, son dönemde İdlib’de sık sık Heyet Tahrir El Şam’a (HTŞ) karşı gösteriler yaşandığını bildiriyor. Geceleri pencereyi açtığında, öfkeli insanların hem HTŞ’ye hem de Şam yönetimine karşı tepkilerini ve nefretini bağırarak dile getirdiğini duyduklarını söylüyor. Mona, protestoların bir getirisi olacağına inanmasa da, insanların elinden başka bir şeyin de gelmediğini belirtiyor. Tamer Yazar