Bu Ayıp Kime Yazar?

Antakya-Narlıca’da oyun sahası olmayan onlarca çocuk, buğday hasadı yapılan tarlaya indi ve kendilerine göre oyunlar oynamak zorunda kaldı! Soru: “Bu çocukların oyun parkı neden yok?” Antakya’ya bağlı Narlıca’da, yaklaşık 40 dönümlük buğday tarlasına mecbur kalan, Türk-Suriyeli 100’e yakın çocuk, kendilerine göre geliştirdikleri oyun yöntemleriyle, gruplar halinde, güneşin kavuran sıcaklığı altında da olsa eğlenmeye, hoşça vakit […]

Antakya-Narlıca’da oyun sahası olmayan onlarca çocuk, buğday hasadı yapılan tarlaya indi ve kendilerine göre oyunlar oynamak zorunda kaldı! Soru: “Bu çocukların oyun parkı neden yok?”

Antakya’ya bağlı Narlıca’da, yaklaşık 40 dönümlük buğday tarlasına mecbur kalan, Türk-Suriyeli 100’e yakın çocuk, kendilerine göre geliştirdikleri oyun yöntemleriyle, gruplar halinde, güneşin kavuran sıcaklığı altında da olsa eğlenmeye, hoşça vakit geçirmeye çalıştı.

Kimisinin anne ve babası tarlada çalışıyor, kimininki de semt pazarında meyve-sebze satıyor, işçilik yapıyor. Anne ve babalarının hasadını ettikleri buğday tarlasında 100’e yakın çocuk da salıncakları, kaydırakları, oyun parkuru, tahterevalli, jimnastik aletleri, zincir merdivenleri, ip köprüleri ve labirentleri yanı sıra çimi, çiçeği, ağacı, yeşili, gölgesi olmayan saman tarlasında oyun oynamak zorunda kalıyor!

Buğday tarlasını doğal bir oyun alanına çeviren Türk-Suriyeli çocukların zekasına, yaratıcılığına şapka çıkartılır! Ne var ki, sormak gerekmez mi, “Bu çocukların suçu ne?” diye, “Bu çocuklara oyun parkları kazandırmakla yükümlü yerel yöneticiler bu görüntüden rahatsız olmaz mı?” diye! -Cemil Yıldız

Exit mobile version