Antakya Belediye eski Başkanlarından Mehmet Yeloğlu döneminde ‘halk ekmek satışı’ için tasarlanan, ancak kaldırım üstü bakkal dükkânlarına dönüşen kulübelere bir yenisi daha eklendi! Ama konumlandırması ve bakımsızlığı ile dikkat çekti.
Kent içinde düzeni sağlama görevi üstlenen yerel idarecilerin, özellikle zabıta kollukları eliyle ‘modern şehircilik’ ilkesine sahip çıktığı bilinir. Ancak Antakya örneğinde bu durum bazen tersine de işleyebiliyor. Mesela, işlek bir kavşak noktasının bir köşesinde sıradan bir karpuz standı, zaman içinde etrafı suntalarla kapatılan küçük bir manav dükkânına dönüşebiliyor ve bizler, bu duruma ‘olabilir’ deyip alışabiliyoruz. Hatta yanı başından geçip gidiyoruz! Yani var olanı ‘yokmuş’ sayarak, eldeki düzensizliği ‘düzen’ olarak ilan ediyoruz.
Eldeki son örneğimiz, TOKİ Şehit Polis Metin Sürer Parkı’nın hemen önündeki otobüs durağının yanı başına kondurulan ahşap bir kulübe! Ne olacağı, neden getirildiği ve kaldırım işgallerinin son örneğinde nasıl bir misyon üstleneceği belli olmasa da, dikkat çekici! Oldukça yıpranmış haldeki ahşap aksamları yanı sıra, dengede dursun diye bir ayağının altına destek konan, arka ayakları ise boşlukta bırakılan ‘kulübe’ için soralım mı?
Bu ‘şaheser’ hangi belediyenin sorumluluğunda? Antakya Belediyesi mi yoksa Hatay Büyükşehir Belediyesi mi? -Tamer Yazar-