Zemin karoları yıllardır kırık. Kullanımda olan karolar nedeniyle kaygan bir zeminde yürümek zorunda bırakılan vatandaş ise eldeki bu tablodan mutsuz. Ancak eldeki eksikliğin tamamlanması beklenirken, bu tartışmalı zemine sonradan eklenen oturma gruplarının şıklığı düşündürmeli mi?
Bir vatandaş, “Kar yağmadığı için şanslıyız. Yoksa bu zeminde o karda yürümek de, ayakta kalmak da mucize olurdu” derken, Antakya’nın merkezinde, yer altı çarşısının olduğu noktadaki otobüs durağını işaret ediyor. Zemin karolarının yağmurlu havalarda bile kaydığını dile getiren yaşlı bir Antakyalının söyledikleri ise oldukça düşündürücü:
“Kaç seçim daha geçer, kaç başkan, kaç belediye yönetimi daha görür burası? Şu yaşıma geldim, ama bu kenti hiç bu kadar içinden çıkılmaz halde bulmadım. Ne yol ‘yol gibi’ ne de kaldırım ‘kaldırım gibi’… Bastonumla şu zeminde gidemiyor. Kaç senedir burası böyle, bildin mi? Ben bile hatırlamıyorum, ama bir misafirimle buradan geçerken, şahsen utanıyorum. Ama bu zemin bu haldeyken, sanki her şey güzelmiş gibi, bir de oturma grubu koymuşlar buraya. Kullanılan malzemeye laf etmiyorum! Şık bir şey olmuş! Ama işçiliği kötü, kardeşim! İşçiliği! Buraya geldin, bu işi yaptın madem, bak bi! Ne görüyorsun, ona odaklan! Önce zemini hallet, sonra diğerini, doğru mu? Ne sen yaz, ne ben daha fazla konuşayım! Değişmez bu memleket!” -Tamer Yazar-