Reyhanlı Belediyesi, 25 Kasım- 11 Aralık 2022 tarihlerinde “Geleneksel Cemil Meriç İrfan ve Sanat Günleri”ne ev sahipliği yapacak.
Sadece Hatay’ın değil tüm ülkemizin büyük değeri Rahmetli Cemil Meriç’in adını yaşatmayı amaçlayan böyle etkinlikler her türlü takdire değer. Zira, günümüzde Cemil Meriç gibi insanlar mumla aranmakta.
Paranın tek değer haline geldiği günümüzde, insani değerler ya da insana değer verenler gittikçe silikleşmeye başlamıştır.
Tüm bu olumsuzluklara karşın, insanlara değer veren kurumlar halen varlığını sürdürmekte. Aydınlık Türkiye bunlarla yoluna devam edecektir. Bu bakımdan Reyhanlı Belediye Başkanı Sayın Mehmet Hacıoğlu’na ve bu özgün etkinliğe emek verenlere, bir kez daha “sağ olun” diyorum.
Reyhanlı, Türkiye’nin Suriye’ye açılan en güney ilçesidir. Suriye ile sınırımızı çizen ve ülkenin en büyük ikinci kapısı Cilvegözü’ne sahip olan Reyhanlı, geçmişte olduğu gibi, bugün de uygarlıkların geçişine tanıklık ediyor.
Türkiye’nin Ortadoğu’ya açılan en önemli noktası olan bu bölge, konumu ve turizm potansiyeli açısından önemini koruyor. Ayrıca, Reyhanlı çok ünlü bir lezzete de sahip: Tuzda Tavuk. Yenişehir Gölü’nün muhteşem manzarasına sahip restoranlarda bu lezzetle tanışabilirsiniz. Gerçekten de bu lezzeti başka yerde bulamazsınız. Ateşe temas etmeden pişen bu tavuğun hazırlanışını yerinde izlemek de ayrı bir güzellik.
Şunu da unutmayalım, Sayın Doğan Hızlan’ın deyimiyle, “kentleri turistik bir daire içine hapsetmemeli. Onların kültürlerini, özgünlüklerin yansıtmalı.” Bu bakımdan Sayın Hacıoğlu’nun Reyhanlılı bir değer için yapılacak etkinliği sahiplenmesi çok anlamlıdır, çok değerlidir.
Bir kentin kültürel sorumluluğunu algılayan, onun için çalışan belediye başkanlarına her zaman sevgi ve saygı duymuşumdur.
Reyhanlı Belediye Başkanı Sayın Hacıoğlu’nun çalışmalarıyla ilçe yeşil ve temiz bir çevrede olduğunuzu hissettiriyor. Reyhanlı’daki bu yeşillik, Yenişehir Gölü ile daha farklı bir güzelliğe bürünüyor. Gölün üzerindeki Boğaziçi Köprüsü’nün küçük bir modeli olan köprü her zaman beni büyülemiştir. İstanbul Boğazı ne kadar sarhoş edici güzelliğe sahipse Yenişehir Gölü üzerindeki köprü de o kadar huzur verici.
Çeşitli çağlarda Reyhanlı ve çevresi insanların yerleşmeleri için en uygun yerlerden biri. Cüdeyde, Tell Tayinat, Altıntepe, Tell Açana (Alallah), Catalhöyük gibi sayıları yüzleri aşan tepelerde (höyük) insan yerleşimlerine ait izlere rastlanmaktadır. Tampon bölgede yer alan Kızlar Sarayı, Romalılardan kalma Demirköprü birer şaheser. “Dinlenme Yeri” anlamına gelen “İrtah’ın merkezinde bulunan İmma Kalesi turizm açısından çok önemli. Roma İmparatoru Ayrlianus, Palmira Kraliçesi Zennobia’yı burada yenmiş. Antakya’yı almaya gelen Haçlı orduları ile Müslüman orduları 11. yy’da burada çetin savaşlar yapmışlar. 200 yıllık değirmen aslına uygun olarak restore edilse turizm açısından büyük bir kazanç. 1890’lı yıllarda Karamürselzade Mustafa Şevki Paşa tarafından yaptırılan cami farklı bir zenginlik.
***
Cemil Meriç
Cemil Meriç, 1916’da Reyhalı’da doğdu. Ailesi Balkan Savaşı sırasında Yunanistan’dan göçmüştü. Fransız idaresindeki Hatay’da Fransız eğitim sistemi uygulayan Antakya Sultanisi’nde okudu. Tercüme bürosunda çalıştı, ilkokul öğretmenliği ve nahiye müdürlüğü yaptı. 1940’ta İstanbul Üniversitesi’ne girip Fransız Dili ve Edebiyatı öğrenimi gördü. Mükemmel düzeyde Fransızca okuyup yazan Meriç, İngilizce’yi anlıyor, Arapça’yı, kendi ifadesiyle, “söküyor”du. Elazığ’da (1942-45) ve İstanbul’da (1952-54) Fransızca öğretmenliği yaptı. 1941’den başlayarak İnsan, Yücel, Gün, Ayın Bibliyografyası dergilerinde yazmaya başladı. İstanbul Üniversitesi’nde okutmanlık yaptı (1946-63), Sosyoloji Bölümü’nde ders verdi (1963-74). 1955’te, gözlerindeki miyopinin artması sonucu görmez oldu, ama olağanüstü çalışma ve üretme temposu düşmedi. Çeşitli dergilerde yazıları yayımlandı. Hisar dergisinde “Fildişi Kuleden” başlığıyla sürekli denemeler yazdı. 1974’te emekli oldu ve yılların birikimini art arda kitaplaştırmaya girişti. l984’te, önce beyin kanaması, ardından felç geçirdi, 13 Haziran 1987’de vefat etti.
İlk telif eseri Balzac üzerine küçük bir incelemeydi. Hint Edebiyatı (1964) daha sonra Bir Dünyanın Eşiğinde başlığıyla iki kez daha basıldı. Saint-Simon, İlk Sosyolog İlk Sosyalist, 1967’de çıktı. 1974’ten sonra yayımlanan kitapları şunlardır: Bu Ülke (1974), Umrandan Uygarlığa (1974), Mağaradakiler (1978), Kırk Ambar (1980), Bir Facianın Hikâyesi (1981), Işık Doğudan Gelir (1984), Kültürden İrfana (1985). Balzac’tan yaptığı çevirilerin ilki 1943’te yayımlandı. Fransız edebiyatından yaptığı çevirilerin yanı sıra, Uriel Heyd’in Ziya Gökalp, Türk Milliyetçiliğinin Temelleri (1980), Thornton Wilder’ın Köprüden Düşenler (1981) ve Maxime Rodinson’un Batı’yı Büyüleyen İslâm (1983) adlı eserlerini de Türkçe’ye kazandırdı. Cemil Meriç’in “Bütün Eserleri” toplu halde basılırken, daha önce yayımlanmamış üç kitabı daha yayımlandı: Jurnal 1 (1992), Jurnal 2 (1993), Sosyoloji Notları ve Konferanslar (1993).
Cemil Meriç, Hataylı olmasına rağmen geç fark edilen bir değerimiz. Son birkaç yıl içinde adı caddelere veridi, ülkemizin farklı yerlerinde adını taşıyan okullar oldu. 2013-2014 Eğitim Yılı kentimizde “Cemil Meriç Yılı” ilan edildi. Üniversitemizde adını taşıyan bir araştırma merkezi kuruldu. Adına yarışmalar düzenlendi.
Reyhanlı Belediyesi geçtiğimiz birkaç yıl içinde kendi değerini gerçekten sahiplendi. Doğduğu ev restore edilip müzeye dönüştürüldü..
Değerlerimize sahip çıkalım!