Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği

Köy Enstitülerini kuranları saygıyla anıyor, kapatanları kınıyoruz… Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Antakya Şubesi’nce yayınlanan mesajda, 78.yıldönümünde, Köy Enstitülerini kuranların saygıyla anılırken, kapatanların ise kınandığı belirtildi. ÇYDD Antakya Şube Başkanı Gülfer Öztürk Güler imzalı mesajda, 78 yıl önce, 17 Nisan 1940 tarihinde, Cumhuriyet Türkiye’sinin en büyük devrimlerinden biri olarak Türk eğitimine büyük bir ivme kazandıracak […]

Köy Enstitülerini kuranları saygıyla anıyor, kapatanları kınıyoruz…

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Antakya Şubesi’nce yayınlanan mesajda, 78.yıldönümünde, Köy Enstitülerini kuranların saygıyla anılırken, kapatanların ise kınandığı belirtildi. ÇYDD Antakya Şube Başkanı Gülfer Öztürk Güler imzalı mesajda, 78 yıl önce, 17 Nisan 1940 tarihinde, Cumhuriyet Türkiye’sinin en büyük devrimlerinden biri olarak Türk eğitimine büyük bir ivme kazandıracak ve aydınlanma devrimi meşalesinin sonsuza dek yanmasını, laiklik ilkesinin kök salmasını sağlayacak ve çağdaş bireyleri yetiştirerek eğitecek olan Köy Enstitülerinin kurulduğu hatırlatıldı.
ÇYDD Antakya Şube Başkanı Gülfer Öztürk Güler, Köy Enstitülerinin kuruluşu ile birlikte köyden kente göçün, gecekondulaşmanın, çarpık yapılaşmanın önünün alınarak, bu enstitülerde okuyan öğrencilerin, öğrenmenin yanında birey olarak üretecek, yaratacak ve yönlendirecek bilgi ve beceriyle donatılmalarının amaçlandığını kaydettiği mesajına şöyle devam etti:
“Nitekim öyle de oldu. Köy Enstitüsünde yetişenler, eğitim ve edebiyat dünyamızın önde gelen isimleri arasında yer almaya, isimlerini duyurmaya ve bunlara ek olarak ülke ekonomisine önemli katkılar sağlamaya başladılar. Bu bağlamda; Hasan Ali Yücel’leri, İsmail Hakkı Tonguç’ları, Mahmut Makal’ları, Fakir Baykurt’ları, Ümit Kaftancıoğlu’nu, Pakize Türkoğlu’nu, Talip Aydın’ları, Dursun Akçam’ları unutmak mümkün değildir.
Aydınlanma devriminin yerleşip kök salabilmesi, çağdaş eğitimin gerçekleşebilmesi, köylerimizin kalkınması, köy çocuklarının bir yandan okuyup öte yandan tarım ve sanat alanlarında gereken bilgi ve beceriye ulaşabilmelerinde, köylerimiz ile köylülerimizin kalkınmalarında köy enstitüleri bu çok önemli görevi başarıyla yerine getirmişti.
Ancak çok partili yaşama geçildikten sonra köy enstitülerinin değerini anlayamayan ve bu enstitüleri komünist, şer ve fuhuş (!) yuvası olarak gören anlayışın öncülüğünde 27 Ocak 1954 tarihinde kabul edilen 6234 sayılı yasa ile köy enstitüleri kapatılmak suretiyle; ülkemize, çağdaş eğitimimize, gençliğimize ve özellikle köylümüze en büyük kötülük yapılmıştır.
Ne yazık ki başlatılan bu geriye gidişi daha sonraki dönemlerde durdurma ve köy enstitülerini yeniden hayata geçirme yoluna gidilememiş, yanlışı yanlışla düzeltme anlayışı devam ettirilmiştir.
Bugün, laiklik ilkesinin yeniden tanımlanması istenebiliyor, Atatürk ilke ve devrimleri bazı kesimlerce halâ tartışma konusu yapılabiliyor, Cumhuriyetin kazanımlarından ödünler istenebiliyorsa, tarımımız dışa bağımlı hale geldiyse, köyden kente göç, gecekondulaşma çığ gibi artıyor, sosyo-ekonomik dengeler bozuluyorsa, bunda en önemli etkenlerin başında köy enstitülerinin kapatılmasının geldiğini hatırlatmakta yarar görüyoruz.
Köy enstitülerinin kuruluşunun 78. yıldönümünde, bu irfan yuvalarını kuranları minnetle anıyor, kapatanları kınıyor ve köy enstitülerini yeniden yaşama geçirebilecek siyasi iradenin bir an önce ortaya çıkmasını istiyor ve bekliyoruz.” -Cemil Yıldız-

Exit mobile version