Yitirişimizin yıldönümünde Bağımsızlığın Ozanı Ceyhun Atuf Kansu’yu saygıyla, sevgiyle anıyorum. Kansu aynı zamanda özverili Çocuk Hekimiydi. Kendi isteğiyle Tokat Turhal’da, Şeker Fabrikasında 11 yıl hekimlik yaptı. Ankara Etimesgut Şeker Fabrikasında yıllarca çalıştı. Çevre köylere gidip bedelsiz sağlık taraması yaptı, hizmet sundu. Türk Dil Kurumunda, Halkevinde… kültürümüz için emek verdi.
Öyle birilerinin insanları enayi yerine koyarak savladığı gibi Osmanlıdan Cumhuriyete dişe dokunur bir nen kalmadı. Hele ki sağ lık. Dil, kültür, yazın. Mustafa Kemal Atatürk önderliğindeki Devrim yönetimi ve aydınları kararlıydılar. Bilgisizlik bitirilecekti. İnsanımızın üstü başı olacaktı. Üretimi, tahılı desteklenecek, devletçe alınacaktı. Salıkta her yeri kurutan salgınların, sıtmanın, Frenginin, cüzamın sonu gelecekti. Çocuk ölümleri en aza indirilecekti.
Ceyhun Atuf Kansu tüm yenilikleri kişiliğinde barındıran bir ozandır, yazardır, öykücüdür, düşünürdür, hekimdir. Turhal yıllarında canını dişine takıp çalışmakla birlikte, çok acılara, çocukların kızamıktan ölüp gidişlerine tanık olmuştur. Çocukların hekim amcasıdır. Yansımalarını özellikle öykülerinde görürüz (Baba, Yağmur Bitti, Telgrafhane Yay., 2019).
Söylev’i Düşünmek Atatürk’ün büyük Söylev’iyle ilgili yazılmış en derinlikli, kapsamlı yapıtlardandır. Sakarya Meydan Savaşı adlı kitabında bir dönüm noktasını simgeleyen bu büyük savaşımızı adım adım şiirleştirir. Devrimin simgesi öğretmeni Köy Öğretmenine Mektuplar kitabında anlatır. Yurtsever, tam bağımsızlıkçı, halkçı özü yapıtlarında istasyon adlarıyla, ırmaklarıyla, dağlarıyla, ağaçları, doğası, ormanlarıyla somutlaşır.
Türkçe bu kuşağın tutkusudur; yeniden var ettikleri sevdalarıdır. Türk yazınını insanlık kültürü içinde temsil eden tüm yetkin yazarlar Türk Dil Kurumu’ndadır. Kurum’da yazarlar, düşünürler, görüşlerini açıklarlar, incelemeler yaparlar. Felsefeciler, güzelduyucular, sanat tarihçileri de oradadır.
Ne ki ülkeyi bir yeni uçuruma doğru itmektedir yayılmacı sömürücüler. İç savaş yangını büyür de büyür. Devrimci öğrencilerin, bilimcilerin, gençlerin üzerine ateş açılmakta, bombalanmaktadır. Kıbrıs Barış Harekâtının, afyon ekiminin yeniden başlatılmasının, İskenderun Demir Çelik Fabrikasının, savunma sanayimizi güçlendirmemizin öcünü almaktadır Batı. Ve 16 Mart 1978 günü İstanbul Üniversitesi öğrencileri üzerine, Beyazıt Meydanında bomba atılıp, ateş açılır. Gençler can verir…
Ve Ceyhun Atuf Kansu’nun yüreği daha çok dayanamaz; 17 Mart 1978’de ayrılır aramızdan. Yapıtları bugünümüzü de aydınlatan Kansu’yu büyük saygı, sevgi, özlemle anıyorum.