Çiftçi borçları mutlaka ertelenmeli

Milletvekili M.Necmettin Ahrazoğlu, yeni bir üretim reformunun önemine vurgu yaptı … MHP Hatay Milletvekili Mehmet Necmettin Ahrazoğlu, parlamentonun önceki günkü oturumunda yaptığı konuşmada, Hatay çiftçisinin sıkıntılarının gündeme getirdi, mevcut borçlarının ertelenmesinin gerekliliğine vurgu yaptı. Çiftçi borçlarının erteleneceğinden bahsedildiğini hatırlatan Milletvekili M.Necmettin Ahrazoğlu, kapsamı ne olursa olsun, borç ertelemesine sulama ve elektrik borçlarının da ilave edilmesinin gerekliliğini […]

Milletvekili M.Necmettin Ahrazoğlu, yeni bir üretim reformunun önemine vurgu yaptı …

MHP Hatay Milletvekili Mehmet Necmettin Ahrazoğlu, parlamentonun önceki günkü oturumunda yaptığı konuşmada, Hatay çiftçisinin sıkıntılarının gündeme getirdi, mevcut borçlarının ertelenmesinin gerekliliğine vurgu yaptı. Çiftçi borçlarının erteleneceğinden bahsedildiğini hatırlatan Milletvekili M.Necmettin Ahrazoğlu, kapsamı ne olursa olsun, borç ertelemesine sulama ve elektrik borçlarının da ilave edilmesinin gerekliliğini bildirdi. Tarım Kredi Kooperatiflerine ve Ziraat Bankasına olan borçların haricinde, muhakkak, Devlet Su İşlerine veyahut da sulama birliklerine olan borçlar ve TEDAŞ’a olan elektrik borçlarının da ertelenmesinin gerekliliğine değinen M.Necmettin Ahrazoğlu, “Hataylı çiftçiler bu konuda Hükûmetten haber beklemektedir. Bunun için, çiftçinin temel girdileri olan mazot, gübre, tohum ve ilaçların fiyatlarındaki artışı çiftçi karşılayamaz durumdadır. Bugün mazot 4,60 lira, üre yılbaşından önce 900 liradan 1.300 liraya çıkmıştır, 18-46 DAP gübresi 1.100 Türk lirasından 1.600 Türk lirasına, üç 15 dediğimiz toprak gübresi ise 850 Türk lirasından 1.300 Türk lirasına yükselmiştir. Yani, yılbaşından önceki aralık ayındaki fiyatlar ile bugünkü fiyatlar arasında yüzde 30, yüzde 40’lar mertebesinde bir artış olmuştur. Hatay’da genellikle ekilen mısır tohumu, pamuk, havuç gibi şeylere baktığımızda; dönüm başı masraflar 300-400 lira arasında buğdayda, pamukta 500-600, kavunda 1.500, mısırda ise 400-500 lira arasında dönüme yapılan masraf. Bu şartlarda çiftçi emeğinin karşılığını alamamaktadır. Tüketen Türkiye’den üreten Türkiye’ye geçmezsek, yeni bir üretim reformu hazırlamazsak istikrar ve ekonomik büyümeyi sağlamak mümkün olmayacaktır” dedi.

Enerjide dışa bağımlılık arttı …

Ülkemizde son yıllarda AKP hükûmetleri tarafından uygulandığını belirttiği doğal gaz ve petrol ithalatına dayalı yanlış enerji politikaları sonucunda ne yazık ki enerjide dışa bağımlılığın giderek arttığını söyleyen Milletvekili M.Necmettin Ahrazoğlu, üretimin tüketimi karşılama oranının düştüğünü, yüksek kaçak ve kayıp oranlarının bir türlü kabul edilebilir sınırlara çekilemediğini, nükleer güç santrallerinin yapımının bir türlü başlatılamadığını ifade etti ve şunlara değindi: “Ancak son yıllarda ülkemizdeki petrol ve doğal gaz lobilerinin etkinliğinin artmasıyla yerli ve yenilenebilir enerji kaynakları yeterince değerlendirilememiştir. Bu amaçla ülke kaynaklarının üretime sokulmasına yönelik tedbirler alınamamış, alternatif enerji kaynakları alanında AR-GE çalışmaları, yatırımlar özendirilememiş, termik kaynaklı enerji üretim santralleri yenilenememiş, doğal gaza bağımlılık artmış, hidroelektrik üretimindeki su kaynaklarımız yeterince kullanılamamıştır. Ayrıca, ülkemizde enerji verimliliği de beklenen düzeyde artırılamamıştır. Elektrik enerjisi dağıtım ve kullanımında kayıp ve kaçakların önlenmesi, kullanılan teknolojinin geliştirilmesi ve enerji tasarrufu konusunda tüketici bilinçlendirilmesi maalesef oluşturulamamıştır. Elektrik dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesinin ardından bazı dağıtım bölgelerinde ve illerde kaçak elektrik kullanımları engellenememiş, elektrik fiyatlarında bir ucuzlama sağlanamadığı gibi bazı illerde kullanılan kaçak elektrik bedeli, tüm vatandaşlarımızın sırtına yük olarak dürüst vatandaşlarımıza yüklenmiştir ve bir ceza olarak uygulanmaktadır. Gelecekte enerji ihtiyacı daha da artacak olan ülkemizde enerji üretiminin ve verimliliğinin artırılması, enerji arz güvenliğinin sağlanması ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik yatırımların teşvik edilerek hızlandırılması kaçınılmaz olacaktır. Ülke olarak, uzun vadeli enerji stratejisi çerçevesinde millî enerji politikası oluşturarak aşağıdaki hedeflere ulaşılması gerekmektedir: Enerji ham maddelerinde dışa bağımlılığın azalması, bunun için kömür ve yenilenebilir enerji kaynaklarının azami seviyede değerlendirilmesi, enerji ithalatında kaynak ve kaynak ülke çeşitliliğinin artırılması, etkin bir talep yöntemiyle enerji arzının kesintisiz ve yeterli bir şekilde gerçekleştirilmesi gibi çalışmaların yapılması gerekmektedir. Enerji arz güvenliğini sağlamlaştırmaya yönelik somut adımlar atılması muhakkak gerekiyor. Enerji planlamasında ve yapılacak uluslararası anlaşmalarda kaynak ve ülke çeşitliliğine gidilerek arz güvenliği güçlendirilmelidir. Doğal gaz depolama alanlarının sayısı, depolama ve günlük enjeksiyon kapasiteleri artırılmalı, olağanüstü durumlar ve mevsimsel dalgalanmalara karşı yüksek yedekli imkânlar oluşturulmalıdır. Doğal gazın elektrik üretimindeki payının makul bir orana dönüştürülmesi için uygun ve acil tedbirler alınmalıdır. Enerji üretimindeki payın artırılması için kapsamlı bir yenilenebilir enerji stratejisi oluşturulmalı, elektrik üretiminde rüzgâr, güneş ve jeotermal kaynakların daha fazla değerlendirilmesi için etkili teşvik ve düzenlemeler bir an önce hayata geçirilmelidir. Hidroelektrik santral yapımında toplumda oluşan duyarlılığı gözeten yeni bir yaklaşıma gidilmelidir. Havza planlaması çerçevesinde, ekosistemi tahrip etme riski bulunan projelerin projelendirme safhasında takibi yapılmalıdır.”

İftiralar ve gizli tanıklarla mağduriyet yaratılmamalı …

15 Temmuz sonucu değerlendirildiğinde Türk milletinin istiklaline ve istikbaline kasteden tüm hainlerin temizlenmesi önemine vurgu yapan Milletvekili M.Necmettin Ahrazoğlu, konuşmasının sonunda şunlara yer verdi: “Milliyetçi Hareket Partisi olarak buna desteğimiz tamdır ancak bu kapsamda suçlu ile suçsuzun ayrılması birbirine karıştığına yönelik yoğun rahatsızlık ve çağrılara iktidarın kulak vermesi, dikkate alması ve bunlara muhakkak bir çözüm vermesi gerekmektedir. Aslı astarı belli olmayan, somut delillerle belirtilmeyen iftiralara ve gizli tanıklara mağduriyet yaratılmamalı, toplumda yeni bir küskünlüğe ve Türk düşmanlığına fırsat verilmemelidir. Mazlumun ahını almadan, mağduriyetlere ve adaletsizliğe meydan vermeden, Anayasa ve yasalara aykırı davranmadan, adaleti geciktirmeden ülkemizin bir an önce bu belayı atlatması bizim Milliyetçi Hareket Partisi olarak da arzumuzdur. Ancak, suçlu var ise neyle suçlandığı da açıkça belirtilmelidir. Özellikle yurtta sulh konseyi üyeleri konusunda kamuoyu açık cevap beklemektedir. Suçlu, suçunu bilmek ve ona göre de savunmak durumundadır.”

Mehmet ÖZGÜN

Exit mobile version