Çifti ayırdı

İskenderunlu Emekli Öğretmen Mehmet Kara’nın 64 yıllık eşi Mürüvvet Kara, KOVİD’e yakalandı ve can verdi. İskenderunlu emekli öğretmen, bir dönem İskenderun Körfez Gazetesi sahipliğini de üstlenen Mehmet Kara, 64 yıllık eşi Mürüvvet Kara’yı, yakalandığı koronavirüs hastalığı yüzünden kaybetti. Aslen Erzincanlı olup, Körfez Gazetesi eski sahipleri; Kürşad Kemal Kara, Levent Kara ile Savaş Kara kardeşlerin annesi, […]

İskenderunlu Emekli Öğretmen Mehmet Kara’nın 64 yıllık eşi Mürüvvet Kara, KOVİD’e yakalandı ve can verdi.

İskenderunlu emekli öğretmen, bir dönem İskenderun Körfez Gazetesi sahipliğini de üstlenen Mehmet Kara, 64 yıllık eşi Mürüvvet Kara’yı, yakalandığı koronavirüs hastalığı yüzünden kaybetti. Aslen Erzincanlı olup, Körfez Gazetesi eski sahipleri; Kürşad Kemal Kara, Levent Kara ile Savaş Kara kardeşlerin annesi, 85 yaşındaki Mürüvvet Kara, kovid kurbanları arasına katıldı.
Emekli Öğretmen Mehmet Kara, 64 yıllık hayat arkadaşını koronavirüs yüzünden kaybetmesi üzerine, anılarını kaleme aldığı duygu yüklü yazısında şunlara parmak bastı:
“Sonunda, dayanılması zor olan o gün de geldi işte. İki ömür birleşmiş, hayata böyle başlamıştık. 64 yıl boyunca böylece bir tek ömür olmuştuk, ama kovid-19, ‘buraya kadar’ dedi. Evet, saygın dostlarım… Sevgili karım, geçen 64 yıl kesintisiz devam eden ortak hayatımız, işte bugün saat 06.30’da, 17 Eylül 2020 günü başlayan, 4 gün şüpheli ve 9 gün yoğun bakımda entube olarak, 13 gün sonra bugün hayata veda etti. Demek ki bu kadarmış.
Birlikte, 64 yıldır geçen zaman içinde, hem yuvamızda ve hem de görevimde de, bir dağ gibi hep arkamdaydı. Çok şey istemezdi, kaprisi hiç yoktu, hiç kızmazdı, sessiz ve sakindi. Sıkıntılarımız olmadı mı? Elbette oldu, ama yaşadığımız dargınlıklarımızı ve sıkıntılarımızı 2. güne hiç taşımazdık. Çünkü her ikimiz de susmasını bilirdik. Bu kararlılığımız, bize, 64 yıl boyunca mutluluğumuza mutluluk kattı. Çünkü yaşadığımız mutluluklarımız yaşamımızı öyle bir dolduruyordu ki, dargınlıklarımızı ve sıkıntılarımızı aşmamızı sağlayan, yine hep o sevgili karım Mürüvvet Hanımefendi olurdu. Ayrıca dünyaya geliş nedenlerimizi, sorumluluğumuzu ve bir gün bu dünyaya veda edeceğimizi aklımızdan da hiç çıkarmadık. Yaşamımızı düzenleyen bu ilkeler çerçevesinde, mutlu ve huzurlu, ama mücadelelerle dopdolu bir hayatımız işte böyle geçti.
Başa mı döndük, bitti mi bilmiyorum. Başlamak nedir? Bitmek nedir? Artık böyle soruları kendime dahi sormayacağım. Güle güle sevgili hayat arkadaşım ve sevgili karım güle güle. Gerçek olan ise artık yapa yalnız kalmış olmam. Sevgili karım, Erzincanlı Mürüvvet Hanımefendi artık yok. Yok… Yok… Yok artık… Tesellim! Gününü ve saatini bilemiyorum, ama yakında ben de aynı yolun yolcusu olacağım. Bu hayata veda edeceğim.
Bu gerçeği adım gibi biliyorum ve hazırım.
Tanrıma, karım için rahmet dileklerimi sunuyor, yerinin, irem-cennet olmasını yine Tanrımdan diliyorum.
Dostlarımız sağ olsun. Saygılarımla…” -Cemil Yıldız-

Exit mobile version