Hatay siyasetinin kıdemli isimlerinden İYİ Parti Hatay Milletvekili Şefik Çirkin, Suriye’nin Lazkiye, Tartus ve Banyas bölgelerinde yaşanan katliamları “insanlık dramı ve insan hakları suçu” olarak nitelendirdi. Çirkin, yaptığı açıklamada bu gelişmelerin Türkiye’ye etkileri ve uluslararası boyutları üzerine çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.
İsrail ve İran Parmağına Dikkat Çekti
Milletvekili Şefik Çirkin, olayları üç temel boyutta ele alarak şu ifadeleri kullandı:
- Yaşanan katliamlar, mağdurlar hangi kimlikten olursa olsun, insanlık dramıdır ve insan hakları suçudur.
- Bu olayların Hatay’a olumsuz etkileri çok büyük olacaktır.
- Eğer bu süreç durdurulmazsa, Türkiye orta vadede büyük stratejik sıkıntılar yaşayacaktır.
Çirkin, İsrail ve İran’ın bu olaylardaki etkisine vurgu yaparak, bu güçlerin bölgede kendi çıkarları doğrultusunda hareket ettiğini belirtti. Ancak, uluslararası güçlerin bölgedeki varlığı masum sivillere yönelik katliamları haklı göstermez diyerek, yapılan saldırıların hiçbir gerekçesi olamayacağını ifade etti.
“Suriye’de Yeni Yönetim Bir Çete Devleti”
Çirkin, Suriye’deki mevcut yönetimin henüz tam anlamıyla bir devlet düzenine sahip olmadığını ve çete mantığıyla hareket eden unsurların iç içe geçtiğini dile getirdi. Hatay’ın ve Türkiye’nin güvenliği açısından bölgedeki gelişmelerin çok önemli olduğunu söyleyen Çirkin, hükümeti daha aktif bir politika izlemeye davet etti.
“Lazkiye’de gelişen olaylarda İsrail ve İran’ın parmağı çok açık görülmektedir. Ancak bir bölgede yabancı güçlerin etkisi olması, çocukların, kadınların ve masum sivillerin öldürülmesini haklı çıkarmaz. Suriye’deki yeni yönetim hâlâ bir çete devleti görünümündedir. Bu yapının olgunlaşması ve devletleşmesi çok zaman alacaktır. Türkiye, bu süreci yakından takip etmeli ve gerekli adımları atmalıdır.”
“Aleviler Sahipsiz”
Çirkin, paylaşımında bölgede Dürzilerin İsrail tarafından, Hristiyanların Avrupa tarafından, PYD’nin ise ABD tarafından desteklendiğini, ancak Alevilerin sahipsiz kaldığını vurguladı.
“Suriye’de herkesin bir sahibi var: Dürzilere İsrail, Hristiyanlara Avrupa, PYD’ye ABD sahip çıkıyor. Ama sahipsiz kalan Alevilerdir. Türkiye sahip çıkmazsa, İran ve İsrail bu boşluğu doldurmaya hazırdır, Fransa da kapıda beklemektedir. Bunun sonuçlarını ise düşünmek bile istemiyoruz.”
Bu noktada Türkiye’nin bölgedeki ilgisini artırması gerektiğini belirten Çirkin, hükümetin Suriye’deki yeni rejime verdiği desteğin oluşturduğu yükleri görmesi gerektiğini söyledi.
“Hatay Kardeşliğin Kalesidir”
Çirkin, Hatay’daki Alevi vatandaşların tarih boyunca Türkiye’nin birliğine ve bütünlüğüne büyük katkılar sağladığını ifade ederek, mezhepçilik üzerinden oluşturulmaya çalışılan fitnelere karşı uyarılarda bulundu.
“Hatay halkı bilsin ki, Alevi yurttaşlarımız Hatay’ın anavatana katılımına büyük hizmetlerde bulunmuş, ülkenin birinci sınıf vatandaşlarıdır. Akrabalarının vahşi katliamlara uğraması karşısında hissettikleri acıyı hepimiz yüreğimizde hissetmeliyiz. Bu olmazsa birlik olmaz. Hoşgörünün başkenti olan bu şehre yakışan da budur.”
“Siyasi Partiler Birlik İçinde Olmalı”
Çirkin, Suriye’de yaşanan bu vahşete karşı tüm siyasi partilerin birlik içinde hareket etmesi gerektiğini belirterek, hükümeti daha aktif bir tutum almaya çağırdı. AK Parti milletvekillerinin daha fazla çaba göstermesi gerektiğini dile getirirken, bu konuda İYİ Parti olarak üzerlerine düşen her türlü sorumluluğa hazır olduklarını ifade etti.
“Siyasi partiler bu vahşete karşı ortak bir duruş sergilemelidir. AK Parti milletvekilleri daha aktif olmalı, Cumhurbaşkanı’na giderek bölgedeki gerçekleri anlatmalıdır. Biz de İYİ Parti olarak elimizden gelen her şeyi yapmaya hazırız.”
“Mezhepçilik En Büyük Fitnedir”
Son olarak, mezhepçiliğin insanlığın başına gelmiş en büyük fitnelerden biri olduğunu vurgulayan Çirkin, Hatay’ın birlik ve kardeşlik ruhuna sahip çıkılması gerektiğini belirtti.
“Mezhepçilik, insanlık tarihinin en büyük fitnesidir ve sonuçları çok kanlıdır. Hatay’a saygılarımızla…”
Çirkin’in açıklamaları, bölgedeki gelişmeler karşısında hükümetin daha etkin adımlar atması gerektiği yönünde güçlü bir çağrı olarak değerlendirildi.