İYİ Parti Hatay Milletvekili Şefik Çirkin, geçtiğimiz günlerde CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e yönelik saldırının ardından dikkat çeken bir açıklama yaptı. Sosyal medya hesabından yayınladığı mesajda sadece bir “geçmiş olsun” dileği iletmekle kalmayan Çirkin, Türkiye’nin geçmişinden örneklerle siyasi kutuplaşmanın ne gibi sonuçlar doğurabileceğini hatırlattı.
Siyasi dilin sorumluluğu neden bu kadar önemli?
Şefik Çirkin, paylaşımında özellikle liderlerin kullandığı dile dikkat çekti. “Karanlık çevreler, siyasi liderlerin sert ve ötekileştirici diline uygun bir psikopat bulur ve bu kişiler aracılığıyla siyaseti kirletir” ifadelerini kullandı. Bu değerlendirme, yalnızca Özgür Özel’e yönelik saldırının değil, siyasette giderek artan gerilim dilinin de ciddi sonuçlara yol açabileceğine işaret ediyor.
Çirkin’in “‘Telef’ kelimesi gereksizdi” vurgusu, yalnızca olayın failine değil, siyasetçilerin üslubuna da eleştiri getiriyor. Bu açıklama, siyasette kullanılan kelimelerin nasıl radikalleşmeye zemin hazırladığını açıkça gözler önüne seriyor.
Geçmişten gelen uyarı: 80 öncesi benzerlikleri neler?
Şefik Çirkin, Türkiye’nin geçmişte yaşadığı 12 Eylül Darbesi sürecine atıfta bulunarak önemli bir hatırlatmada bulundu. Demirel’in yumruklanması, Ecevit’e düzenlenen suikast girişimi ve liderlerin ortak masada buluşamaması gibi olayların ardından Türkiye’nin nasıl büyük bir krize sürüklendiğini örnek gösterdi.
Çirkin’e göre bugün yaşanan gelişmelerle 80 öncesi atmosfer arasında çarpıcı benzerlikler bulunuyor. O dönemdeki siyasi kutuplaşmanın ülkeyi nasıl uçuruma sürüklediğini anımsatarak, bu tür saldırıların yalnızca bireysel değil, toplumsal sonuçlar doğurabileceğini ifade etti.
Açıklamasının sonunda iktidara seslenen Hatay Milletvekili, AKP hükümetinin acilen bir uzlaşı ortamı oluşturması gerektiğini vurguladı. Çirkin’e göre, ülkedeki gerginliğin çözümü için tek yol, ortak akılla siyaset üretmek ve “Parlamenter sistem dahil olmak üzere” tüm seçenekleri masaya yatırmaktır.
İYİ Parti’nin bu yöndeki görüşlerini kamuoyuyla paylaşan Çirkin, yaşanan saldırının “bir meczubun işi” olarak kapatılmasının yanlış olacağını belirtti. Bu tutumun hem siyasete hem de ülkenin geleceğine zarar vereceğini söyleyerek, tüm partileri daha sorumlu davranmaya davet etti.