Afrin’den, birbiri peşi sıra gelen şehit haberleri yüreğimizi yakıyor, bizi büyük bir kedere gark ediyor.
Geçtiğimiz hafta sonu 11 şehidimiz ile ilgili acı haber bizleri bir kez daha sonsuz eleme bürüdü. Şehitlerimize Tanrıdan rahmet, kederli ailelerine ve ulusumuza sabır ve başsağlığı ,yaralılarımıza ise acil şifa diliyor , TSK’nın bu harekattan kısa sürede başarı ile çıkmasını tanrıdan niyaz ediyoruz.
***
Demokrasilerle yönetilen ülkelerde tek seslilik yerine çok seslilik söz konusudur. Böylece herkesin düşüncelerini serbestçe dile getirmesi, görüşlerini sözle, yazı ile topluma anlatması ve bunun sonucu olarakta gerçeklerin ortaya çıkması, doğru yolun bulunması mümkün olur.
Eğer bir ülkede çok seslilik yoksa, yani düşünce özgürlüğü mevcut değilse, o ülkede demokrasinin tüm kurum ve kuralları ile var olduğundan söz etmek mümkün olamaz.
Elbette ki herkes her konuda kendi görüşünü serbestçe ifade edebilecektir.
Söylenen sözün, yazılan yazının, ifade edilen düşüncenin , gösterilen yolun herkes tarafından kabul edilmesi , benimsenmesi mümkün değildir.
Söylenen sözü, yazılan yazıyı, ifade edilen düşünceyi beğenmeyenler, karşı söz ,yazı ve düşünceyi ortaya koymak suretiyle fikir alışverişinde bulunabilirler.
Böylece karşılıklı fikir alışverişinden hakikat ortaya çıkar.
Meşhur bir atasözümüz vardır: “Barika-i hakikat, müsademe-i efkardan çıkar…”
Bu özdeyişin ne kadar doğru ve yerinde olduğu, demokrasi ile yönetilen ülkelerdeki uygulamalarla kanıtlanmıştır. Bizimde tüm yaşamımızda bu gerçeği gözden uzak tutmadan hareket etmemiz, tutum ve davranışımızı buna göre ayarlamamız gerekir. Bir fikri, bir düşünceyi beğenmeyebiliriz. Bunun için o sözü söyleyenleri, o düşünceyi ifade edenleri, o yolu gösterenleri susturmak yada etkisiz bırakmak yerine, onların yanlışlarını inandırıcı bir şekilde ortaya koymak suretiyle toplum içinde etkisizleştirme yolunu seçmek en doğru yol ve yöntemdir.
Geçtiğimiz günlerde yasa ile oluşturulmuş kamu kurumu niteliğindeki bazı birliklerin isimlerinin başındaki “Türk veya Türkiye” kelimelerinin kaldırılması yolundaki söylemler, yazılanları hatırlamamıza vesile oldu.
Hatırlanacağı üzere Türk Tabipler Birliğinin yöneticileri hakkında, yaptıkları bir açıklama nedeniyle yasal işlemler başlatılmıştı. Sonucuna göre de elbette ki gereken yapılacaktır.
Ancak bu açıklamanın doğru olmadığı görüşünden hareketle, bazı birliklerin isimlerinin başındaki “Türk ve Türkiye ” kelimelerinin kaldırılmasının istenmesi yolundaki girişimlerin, demokrasi ve demokrasilerdeki çok seslilik kuralı ile örtüşmediği kanısındayız.
Yıllardan beri bu isimler altında görev yapan ve yüz binlerce mensubuna hizmet veren birliklerin, tasvip edilmeyen bir açıklama nedeniyle “Türk ve Türkiye” kelimelerini kullanmamaları yolundaki girişimler bize göre doğru bir adım değildir.
Demokrasi bir hoşgörü rejimidir. Herkes düşüncelerini serbestçe ifade edebilme özgürlüğüne sahiptir.
Bu düşünceleri beğenirsiniz yada beğenmezsiniz.
Eğer beğenmiyorsanız isimlerin başındaki kelimeleri kaldırmak ya da değiştirmek yerine, o düşüncenin yanlışlığını, o düşüncenin benimsenmediğini inandırıcı bir şekilde ifade etmek suretiyle, karşı görüş bildirme daha doğru ve daha sağlıklı bir yöntemdir. Tek seslilik yerine çok seslilik…
Ülkenin birlik ve beraberliğe en çok muhtaç olduğu bir dönemde, bu gerçeği gözden uzak tutmamak ve unutmamak gerekir…
nabiinal@hotmail.com