Ortadoğu’da yükselen savaş tehdidi, Kuzeyimizde Rusya-Ukrayna arasında nereye evrileceği tam olarak belli olmayan çılgın bir kapışma, “Make Again Great Amerika” sloganı ile nereye varacağı belli olmayan biraz çılgın biraz kaçık bir süper güç başkanının kestirilemez tavırları ve öngörüleri bütün dünyayı bir bilinmeze sürüklüyor.
Ama en tehlikelisi ne biliyor musunuz; bütün bunların yanında cehennem çukurunun hemen yanı başında yer alan Türkiye’nin; ideolojik körlük ve pür mezhepçilik ve çağdışı ideolojik yapılanmayla yoluna devem etmesi. Ve bunun da bir siyasi tercih olarak halkına yutturulması…
Kamu kaynaklarıyla oluşturulan muhteşem bir “Yandaş Medya” imparatorluğuyla; kara para ve mafyanın da ucundan tutarak mevcut iktidara destek vermeye davet ettiği “Kirli Medya” işbirliği…
Mevcut Medyanın yüzde 80’i doğrudan iktidarın kontrolünde, yüzde 10’u mafya ve kara para babalarının yasal olmayan para kaynaklarıyla kurdukları ve çalıştırdıkları, kendilerine dokunulmaması kaydıyla kayıtsız-şartsız iktidara destek verdikleri bir bilgilendirme ortamı.
Medyanın geriye kalan yüzde 10’luk “Özgür-muhalif” kesimi ise ya aç gözlü para babası patronların, ya da marjinal küçük grupların muhalif kesimi kurgulamak için kullandıkları manivela kolu…
Düşünebiliyor musunuz; Türkiye’nin en büyük illegal sanal bahis ve yasa dışı kumar işletmecilerinden birinin sahibi olduğu bir kanal “Yargı TV” adında bir kanal kuruyor…Yani ciğerin kediye emanet edildiği günlere bir gün daha ekleniyor…
Ve bunlar herkesin gözünün içine baka baka yapılıyor…
Türkiye deyim yerindeyse sürükleniyor…
Herkes bu öykünün sonunu merakla bekliyor. Parası olanlar servetlerini ülke dışına kaçırmakla meşgul…
İngiltere’nin başkenti Londra’da sayıları 10’u bulan Türk İşadamlarının “mahalle” satın aldıkları adresleriyle açıklanıyor…Açlıkla boğuşan yüzde 80’lik bir kesim de aynı fıkrada söylenen gibi “Dur bakalım nolçek” mantığıyla bir kenarda bekliyor.
Peki ülkedeki iktidara iliştirilmiş mutlu azınlığın durumu ne derseniz. BDDK’nın açıklamalarına dayanan haberler olayı şöyle özetliyor;
“Türkiye’de milyoner sayısı 2,3 milyonu aştı. Türkiye’de banka hesabında 1 milyon TL ve üzeri mevduat bulunan mudi sayısı, son bir yılda 785 bin kişi artarak 2,3 milyonu geçti. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre bu kişilerin sahip olduğu toplam mevduat ise 17 trilyon TL’ye yaklaştı”.
Toplum içinde oligarşik bir grup hızla zenginleşmeye başlarsa milyonlarca insanın hızla yoksullaşması gerektiği bir gerçek…
Peki TÜİK verilerine göre bu gerçek ne;
“Türkiye’de 2024 yılı sonu itibarıyla aşırı yoksulluk sınırında yaşayan hane sayısı 3,6 milyon….”
Yani yaklaşık 4 milyon evde yoksul ve aç insanlar yaşıyor….
Türk-iş’e göre Mayıs-2025 ayı itibarıyla 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 25 bin 92 lira yoksulluk sınırı ise 81 bin 374 lira…Kaç kişinin evine ayda 80 bin lira geçiyor…?
Peki bu toplumsal çöküşün düzelme ihtimali var mı?
Mevcut politikalar ve ekonominin seyrine bakarak söylersek bu yıl ve hatta gelecek yıl çok zor…
Dediğimiz gibi; “Çok zor günler kapıda…!”
YORUMLAR