‘ÇÖKME’ de var, ‘BOZULMA’ da

Restorasyon öncesi mi, sonrası mı? 2014’ün Aralık ayındaki Ankara Protokolü katkılı açılışına dair çok şey söylendi. Ama söylenenler arasında en dikkati çeken kısım, eski Bakan Ertuğrul Günay’ın da altını özenle çizdiği gibi, Müze’nin planlanandan çok önce açılması oldu. Sorunlar o günden bugüne ne kadar birikti ya da azaldı, belirsiz! Ama sergi alanına konmuş bir mozaiğin […]

Restorasyon öncesi mi, sonrası mı?

2014’ün Aralık ayındaki Ankara Protokolü katkılı açılışına dair çok şey söylendi. Ama söylenenler arasında en dikkati çeken kısım, eski Bakan Ertuğrul Günay’ın da altını özenle çizdiği gibi, Müze’nin planlanandan çok önce açılması oldu. Sorunlar o günden bugüne ne kadar birikti ya da azaldı, belirsiz! Ama sergi alanına konmuş bir mozaiğin hali, ‘sorunlar’ noktasında birikenlere dair yeni soruları gündeme taşıyor.

Tarih ve kültür başlıklarında şu ana dek sayısız haber yapmış biri olarak, kadim toprakların Antakya’sı ile beslenen bu kentin turizmi adına ortaya konanlar için iyi, hatta ‘çok iyi’ şeyler yazmayı ‘tabi ki’ isterdim. Ama eldeki örneklerin tablosundan düşen parçaların fısıldadığı kent hikâyesi bizlere sunulanlardan çok farklı! Bugünkü adımlarımız buna dair… Aradan geçen 3 senenin ardından eski binasındaki mozaiklerin taşınma işlemini ‘henüz bitirmiş’ bir Müze’nin yeni haline dair! En çok da, geride kalan hafta sonu şahitliğimizde fotoğrafladığımız bir mozaiğe dair! Adımlamaya başlayalım mı?
-HEM SERGİDE HEM DEĞİL!-
Bir dönemin en tartışmalı ‘mozaiklerinden’ birisi olan ve ‘restorasyon hatası’ noktasında ulusal ve uluslararası kamuoyunu uzun bir süre meşgul eden İSİS Seremoni Mozaiği’nin olduğu noktadan yukarı doğru çıkan merdivenlerin ucunda uzanan koridor boyunca ilerlediğimizde karşımıza çıkan birkaç mozaik var. Koridor boyunca uzanan duvara ‘sergilenmesi’ adına eklenen mozaiklere dair her hangi bir isimlik ya da bilgilendirme tabelası ‘henüz’ konmamış! Sergi alanına ekli bu mozaiklerin bu ‘isimsiz’ hallerine nasıl bir ‘açıklama’ yapmak gerek, bilmiyoruz. Ziyaretçilere açık bir alana konmuş mozaikler neden bu kadar ‘kendi halinde’, bunu da!
Ancak konumuz, koridorun sonunda bizi bekleyen başka bir mozaik!
Boş duvara eklenmiş mozaikte dikkatimizi çeken ilk şey, üzerini tümüyle kapatan şeffaf plastik bir kılıf! Diğer mozaiklerden farklı olarak 3 demir ayak üzerine oturtulmuş mozaiğin bu ‘paketlenmiş’ halinde durup merakımızı gidermek istedik açıkçası! Sergi alanına ekli bir mozaik ‘neden bu durumda’ sorgulamak istedik! Yanına yaklaştık ve gördüklerimizi netleştirmek istedik. Gördüklerimiz mi?
-KAZA MI, DÜŞTÜ MÜ?-
Üzerinde bir kuş figürü olan mozaikte dikkatimizi ilk çeken şey, orta üst noktasından başlamak üzere, yaşanan derin çatlamalar ve ezilmeler oldu. Ezilmelerin olduğu kısımlar mozaiğin belli bölümlerinde öylesine derinleşmiş ki, aklınıza gelen ilk şey, mozaiğin sergi alanına yerleştirilmesi sırasında başına bir kaza gelip gelmediği! Üzeri, yaşanan bu durum nedeniyle ‘kapatılmak istenen’ mozaiğin bu haliyle neden sergi alanında ve ziyaretçilere açık bir bölümde tutulduğu henüz bilinmiyor. Ancak, mozaikteki bu ‘bozulmayı’ kapatmak ve ‘göstermemek’ bir amaç ise, ki madem sergi alanından da kaldıramadık, şeffaf olmayan bir örtü ya da kılıf kullanmayı tavsiye etsek mi?
-İDARE NE DER?-
50 Milyon TL’yi aşan maliyeti ile dikkat çeken bir Müze binasında sergi alanlarına ekli bir mozaiğin bu ‘yorgun’ ve ‘hazır olmayan’ hali için Müze Yönetimi ya da İl Kültür Müdürlüğü ne der, açıkçası merak ediyoruz. Detayların bizlerle ya da kamuoyu ile paylaşılmasını beklemiyoruz. Sorularımızın cevap bulmasını da! Ancak, Türkiye’nin en önemli Müzelerinden biri başlığında yer alan Hatay Arkeoloji Müzesi’ envanterindeki bir mozaiğin ‘sergileme’ alanındaki bu halinin ‘resmi’ bir açıklamayı hak ettiği görüşündeyiz! Haksız mıyız?
Bizim bu alanı fotoğrafladığımızı gören bir başka ziyaretçinin daha sonra ifade ettiği gibi…
“Mozaik, sanki depodaki haliyle duruyor. Hani bir yerden taşınmış da, hala düzeltilmemiş gibi. Ama sergi alanında durması, bu anlamda biraz garip! Hem de bu halini kapatamayan bir kılıf eşliğinde. Bence tamamen kapatsınlar. Çünkü görülmemesi gereken bir halde. Sanırım, buraya getirilirken ‘kaza’ gibi bir şey olmuş. Ya da duvara monte edildikten sonra sert bir şey çarpmış… Başka ne türlü bir şey buna neden olur, akla gelmiyor! Dilerim kısa zamanda düzeltilir.”
-ŞİKAYETLER AYNI!-
Açıkçası, Müze’nin yeni halini gezenlerin şikayetleri dün de bugün de çok fazla değişmiyor. Özellikle de mozaiklerin detayları noktasında durup da taşların rengi ve dizilimine odaklanmak isteyenler adına! Bu konuda konuştuğumuz bir ziyaretçinin ifadesi buna dair:
“Gaziantep’ten buraya geldik. Fas Müzesi için de ‘çok önemli’ diyorlar. Orayı henüz görmedik, ama buradakiler de inanılmaz. İyi ki de gelmişiz diyoruz. Henüz açılmamış kısımlar da varmış sanırım. Ama bir şey var, ki sanırım düzeltilebilir… Işıklar çok! Gereğinden de çok! Mesela duvardaki bir mozaiğe bakmak için kafanızı kaldırıyorsunuz, ama tepedeki ışık o kadar patlıyor ki mozaiğin taşları üzerinde, ne o taşlar üzerindeki rengi anlıyorsunuz ne de deseni. İSİS Seremoni mozaiği bu şekilde mesela! İnsanın gözü ağrıyor biraz zorladığınızda. Bir de, mozaikler ile onlara dair bilgi alanları birbirinden ya uzak ya da, inanır mısınız, bulamadığımız anlar da oldu. Gelenler için bu durumu basitleştirseler olmaz mı? Mozaik neredeyse bilgi de orada olsun. Her şey çok iç içe açıkçası ve bu da bizi epeyce yordu.”
-ÇATIYI ONARDIK MI?-
YAKTO mozaiğinin olduğu alana ‘su damlaması’ olayı ile bir kez daha gündeme gelen ‘Müze Çatısı’ konusunun ilk olarak ne zaman ‘paylaşıldığını’ hepimiz çok iyi hatırlıyoruz. Benim de olduğum bir toplantı sırasında, dönemin Valisi Ercan Topaca tarafından 2014 senesinde dile getirilen konu, “Daha inşaat bitmedi, devam eden bir inşaat var, ama MÜZE’NİN ÇATISI AKIYOR… Böyle bir şey olamaz. Böyle bir şey kimsenin İÇİNE SİNMEZ. Bunun SORUMLULARI HAKKINDA gerekeni yapacağım… Bu konuda kimse benden tolerans falan beklemesin…” şeklinde kamuoyuna yansımıştı.
Yeni Müze binasındaki en önemli taban mozaiklerinden biri olan YAKTO mozaiği de anlaşılan bu ‘sorundan’ üzerine düşeni almış! Hafta sonu ziyaretimizde, mozaiğin ‘üzerine su damlayan’ kısmında ciddi bir renk değişimi olduğunu gözlemledik. İfade edilene göre, bu konuda gereken çalışmanın ve temizliğin ardından mozaikteki bu renk değişiminin düzelmesi bekleniyormuş!
Mozaiğe suyun damladığı çatı noktasındaki ‘durum ne oldu’, sanırım asıl bunu sormak ve sorgulamak gerekiyor!
-KAYGAN ZEMİN!-
Mozaiklerin sergileme alanında dikkatimizi çeken bir diğer detay ise, 2014 Aralık ayı içinde hizmete giren bir binada yaşanan sorunların artık gelen ziyaretçilerden bile gizlenemeyecek hale gelmesi! Özellikle de, sizi karşılayan ‘DİKKAT, KAYGAN ZEMİN’ uyarıları ve bu uyarıları ‘sarı-Siyah’ bir bantla çepeçevre saran uygulama noktasında!
Bu tür ‘UYARI’ alanları ne ‘1’ ne de ‘2’ tane, ama daha fazla! Ziyaretçilerin, bu alanların etrafından dolaşırken ‘şaşkın gözlerle’ izledikleri tablonun ne zaman düzeleceği ya da düzeltileceği de merak edilenler arasında.
-ZİYARET SONA ERDİ!-
Ziyaretimizi burada noktalıyoruz. Açıkçası, bizlerin her eleştirel ‘Müze’ haberinin ardından ‘karşı bir haber’ yaptırma geleneğinin kendisini yine tekrar edip etmeyeceğini de merakla bekliyoruz. Ancak ortaya koyduğumuz sorunların ‘gören ve duyan’ herkesçe onaylandığını bildiğimizden, bir Antakya sevdalısı olarak ‘haberciliğimiz’ ve ‘kelimelerimiz’ noktasında özenle muhafaza ettiğimiz vicdanımız fazlasıyla rahat. O yüzden de bugüne biriken soruların ‘ilgili’ ve ‘sorumlu’ yerlerde cevap bulmasını umalım!  -Tamer Yazar-

Exit mobile version