Geçtiğimiz Pazar günü İskenderun Körfezi’ne gelen ‘ANGUS’ dolu geminin canlı hayvan yükünü İskenderun Limanı’na boşaltması uygulaması öncesinde, STK yetkilileri ve yerel yöneticilerin isteği üzerine girişimde bulunan ve Ankara’daki Bakanlık, ilimizde de yetkililer nezdinde temaslarda bulunan Milletvekili Abdulkadir Özel, sonuç alamamayı çözümün kilitlenmesine bağladı.
Milletvekili Abdulkadir Özel’in, “Sorumluluk bende” ana başlığı altında, İskenderun’da gazetecilere özeleştiri yerine geçecek açıklamaları şöyle:
“Hatay Milletvekilimiz Sayın Suzan Şahin’in, JULIA AK gemisinin İzmir’de yükünü boşaltmadan İskenderun’a doğru yola çıktığı ve bunun engellenmesi konusundaki telefonundan sonra konuyu Hatay Bürokrasi, Limak yetkilileri ve Tarım Bakan Yardımcısı ile görüştüm. Onların bende bıraktığı kanaat, geminin Limakport Limanı’na yanaşmaması yönündeydi. Bunu Suzan Hanım’la paylaştım. O da bu sonucu İskenderun kamuoyu ile paylaşarak ve bana sosyal medya üzerinden teşekkür ederek zarafetini gösterdi.
Ancak bütün bir hafta sonu yaptığımız yoğun mesaiye rağmen, gemi yükünü başka bir limana boşaltılması konusunda bir çözüm bulamadık. Gerek İskenderun bürokrasisi, gerek Limak yetkilileri, gerekse de Bakanlık yetkilileri ile yaptığımız çözüm arayışları maalesef kilitlendi. ”
-SAĞLIK SORUNU YOK-
Geminin İzmir’den İskenderun Limanı’na geliş sürecini özetleyen Vekil Özel, şunları söyledi:
“Geminin İzmir den ayrılması, öyle CHP Milletvekilinin direnmesiyle ilgili falan değil. Hayvanların aşı süresi bitmiş, oradaki veteriner yetkilileri bunu saklamış, böyle olunca da geminin boşaltılması imkansız hale gelmiş. Yükün karantinaya alınıp aşılarının yenilenmesi için uygun karantina imkanları aranmış. Osmaniye de bulunmuş. Angusların karayolu ile sevkiyatı riskli bulununca da, gemi İskenderun Limanı’na yönlendirilmiş. Geminin İskenderun’a hareket ettiği saatten başlayarak yoğun bir çalışma temposun a girdik. Alternatif limanlar aradık. Toroslar, Sanko ve Mersin Limanlarının imkan ve şartlarını araştırdık.
Mersin Limanı’nda kırk gün sıra beklemek gerekiyordu. Toros ve Sanko Limanları uygun değildi. Ayrıca bu tür yükler için izinleri yoktu. Buna rağmen risk alarak Sanko Limanı’na yönelik seyyar gümrük ekibi oluşturduk. Hatta Limakport, kendi tahliye ekiplerini oraya götürmeye karar verdi. Tacir, her türlü fedakarlığı yapmaya hazır olduğunu söyledi. Ancak Sanko Limanı’nın platformu ve alanı, hem yükün boşaltılmasını hem de tırların manevra yapmasını kaldıracak kapasite de değil. Rüzgara açık bir limanda platformun devrilmesi söz konu idi. Tüm bu süreçlerden sonra, önümüzdeki seçeneklerden biri, gemideki angusların telef olmasını beklemek, bir diğeri de yükü İskenderun Limanı’na boşaltarak karantinaya alınmasını, aşılarının ve kontrollerinin yapılmasından sonra piyasaya sürülmesini sağlamaktı. Süreç bu. Ancak bir iki konuyu daha İskenderun kamuoyuyla paylaşmak isterim.
Anguslarla ilgili kötü koku probleminden başka bir sağlık sorunu yoktur. Kokunun insanları rahatsız ettiğini biliyor ve anlıyorum. Hatta bu konuda yapılan eylem ve söylemlerin haklılığına ve meşruluğuna inanıyorum. Ancak şarbon konusunda söylenenlerin asılsız olduğunu kamuoyuna ilan etmeliyim. Bu konuda, özellikle sosyal medya üzerinde yapılan algı operasyonlarının ciddiyetten ve bilimsellikten uzak olduğunu söylemeliyim. Et ithal yönetmeliğimiz o kadar mükemmel hazırlandı ki, dünyada tektir diyebilirim. Avrupa’nın bazı ülkelerine ve Amerika’ya et ithalatı daha kolay! Bırakın şarbonu, en ufak bir şüphe bile bulunsa et ithalatı gerçekleşemez. O kadar güvenli bir yönetmelik var.
Son olarak, tüm bu süreçlerden sonra bu geminin İskenderun Limanı’na yanaşmasının bir sorumlusu aranıyorsa, o sorumlu benim. Çünkü Suzan Hanım’a bu bilgiyi Bakan Yardımcı ile görüşerek veren benim.” -Cemil Yıldız-