Samandağ Kaymakamlığı’nın, Büyükşehir Yasası ile Defne ilçesine bağlanan Aknehir Mahallesi’nde bulunan Saint Simon Manastırı’nın ‘iade talebi’ni reddeden Defne Belediye Meclisi kararını değerlendiren İşadamı Ayhan Kara, bu konuda imza kampanyası başlattıklarını söyledi ve süreci taşıyacakları adresi işaret etti…
2012’de kabul edilen Büyükşehir Yasası ile yeni ilçelerin oluştuğu, ilçeler arasındaki bazı alanların ise el değiştirdiği Hatay’da buna dair başlayan tartışmanın son adresi, Saint Simon Manastırı oldu. Ancak bu konuda Defne İlçe Belediye Meclisi tarafından alınan son karar, Samandağ’ı memnun etmedi! Hatırlanacağı gibi, Aknehir Mahallesi’nde mevcut Saint Simon Manastırı’nın bulunduğu bölgenin ‘eskiden olduğu gibi’ Samandağ ilçe sınırlarına dahil edilmesi talebinin görüşüldüğü Defne Belediye Meclisi, Samandağ Kaymakamlığı tarafından iletilen talebi, oybirliği ile aldığı karar neticesinde 5 Ocak 2018 itibariyle reddetmişti. Alınan bu karar tartışmayı noktalamadığı gibi, süreci daha da genişletti!
Peki, 1500 yaşındaki Manastır noktasında dikkati çeken bir gündem oluşturması beklenen Defne Belediye Meclisi’nin oybirliği ile aldığı ‘red’ kararının içeriği mi? Okuyalım mı?
Büyükşehir Yasası öncesinde Samandağ ilçe sınırları içerisinde yer alan Saint Simon Manastırı noktasında önemli bir kararın altına imza atan ve Samandağ Kaymakamlığı’nın ‘iade’ talepli resmi başvurusunu kesin bir dille reddeden Defne Belediye Meclisi’nin aldığı karar şöyle:
“Gündeme konu olan ‘Aknehir Mahallemiz’de mevcut Saint Simon Manastırı’nın bulunduğu bölgenin Samandağ ilçesi sınırlarına dahil edilmesi talebinin görüşülmesi’ hakkındaki Strateji Geliştirme Müdürlüğü’nün 22.12.2017 tarih ve 206 sayılı teklif yazısı, görüşülmek üzere Meclis Başkanlığı’nca okutuldu.
6360 Sayılı Yasa kapsamında kurulan, ilçe belediyemizin sınırlarında mevcut 37 adet mahalleden biri olan Aknehir Mahallesi’nde kain M.S. 6. yüzyılda inşa edildiği bilinen Saint Simon Manastırı’nın bulunduğu bölgenin Samandağ ilçesi sınırlarına dahil edilmesi hakkındaki talebi içeren Samandağ Kaymakamlığı’nın 25.09.2017 tarih ve 2068 sayı yazıları ve bu talebe istinaden Strateji Geliştirme Müdürlüğümüzün 22.12.2017 tarih ve 206 sayılı teklif yazıları görüşüldü.
Meclisimizce konu üzerinde yapılan görüşmeler neticesinde, ilçemizin yüzölçümü itibari ile ilimizin en yoğun nüfusa sahip ilçesi olması sebebiyle, böyle bir devir işleminin ilçe sınırlarını daha da daraltacağı, gerek bölge ve gerekse ilçe halkının çeşitli kesimleriyle yapılan görüşme ve istişareler neticesinde, tarihi ve kültürel değere sahip Saint Simon Manastırı’nın bulunduğu bölgenin başka ilçeye devredilmesine karşı çıkıldığı müşahade edilmiştir.
Yukarıda belirtilen sebeplerle, ilçemiz hak ve menfaatleri dikkate alınarak, Saint Simon Manastırı’nın olduğu bölgenin Samandağ ilçe sınırlarına devredilmesi yönündeki talebin şiddetle reddedilmesi Meclisimizce uygun görülmüş olup; Meclisçe yapılan müzakereler
-İMZA SÜRECİ!-
Süreci yakından izleyen isimlerden biri, Samandağlı İşadamı ve Ayhan Kara Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı, Ayhan Kara. Kara, Samandağ Kaymakamı Cahit Çelik imzası ile başlayan ‘Saint Simon Manastırı Samandağ’a iade edilsin’ talebinde ısrarcı olduklarının altını çizerken, bu konudaki sorularımızı yanıtladı ve verdiği cevaplarla da sürecin bundan sonra nasıl ilerleyeceğine dikkat çekti.
Defne Belediye Meclisi’nde, geçtiğimiz ay, iki ilçenin tartışmalı bir başlığı görüşüldü, ki Büyükşehir Yasası ile başlayan süreçte, iki ilçe arasında ‘Saint Simon Manastırı kime ait’ tartışması yaşanmış ve bugüne kadar da bu tartışma belli bir çözüm noktasına ulaşamamıştı. Peki, hikâye nasıl başladı?
Büyükşehir Yasası ile birlikte (12 Kasım 2012 tarihli 6360 sayılı Yasa) Hatay haritası masaya yatırılmış ve çoğunu ‘anlamadığımız’ kriterlerle sınırlar yeniden çizilmiş. 12 olan ilçe sayısı da Payas, Arsuz ve Defne ile beraber 15’e çıkartılmış. Bu yapılırken, ki hangi şartlar ya da kriterler göz önünde bulundurulmuş bunu da anlamakta güçlük çekiyorum… Yıllardır Samandağ’a ait olan Aknehir beldesi Defne’ye katılmış. Saint Simon Manastırı da bu sınırlar içerisinde olduğu için, belde ile birlikte Defne’ye verilmiş. Tabi, bu süreci hızlandıran faktörlerden biri, Samandağ Belediyesi’nin pasifliği olmuş ve dönemin siyasi öncelikleri de!
Tüm bunlardan ötürü, kararın düzeltilmesi adına girişim başlattım ve Samandağ Belediyesi, Defne Belediyesi, Samandağ Kaymakamlığı, Defne Kaymakamlığı, Büyükşehir Belediyesi yanı sıra Hatay Valiliği ile bu süreç çerçevesinde görüşmeler yaptım. Hepsiyle yaptığım görüşmeler sonunda diyebilirim ki, çoğunun söylediği şey aynı oldu… ‘Evet, böyle bir hata var. Bunun da tamiri mümkün.’ Böyle düşünmeyen ve talebimize olumlu yaklaşmayan tek isim, Defne Belediye Başkanı İbrahim Yaman oldu.
Sanırım ikinci bir görüşme daha gerçekleşti bu nedenle… Doğru mu?
Evet, bu nedenden ötürü Defne Belediye Başkanı İbrahim Yaman’ı makamında ziyaret ettim. Tesadüf eseri, Samandağ Belediye Başkanı Mithat Nehir de o gün oradaydı ve aynı ortamda bu konuyu ele alma şansımız oldu. Samandağ Belediye Başkanı o gün dedi ki, ‘Biz de Meclis kararı aldık, Saint Simon Manastırı’nın iadesini isteyeceğiz…’ Hatta bu durumu Samandağ Belediye Başkan Yardımcısı sosyal paylaşım sayfaları üzerinden de dile getirdi. Ben bu konuyu sıklıkla dile getirdikçe de, Belediye kanadından ‘Biz zaten karar aldık, suyu niye bulandırıyorsun’ şeklinde tepkiler dahi geldi.
Ama Defne Belediye Meclisi’nin aldığı karar da gösteriyor ki, bu yöndeki talep sadece Samandağ Kaymakamlığı tarafından dile getirilmiş, ki benzer bir talep eğer Samandağ Belediyesi tarafından da dile getirilmiş olsaydı, aynı karara o da dahil olur ve o da reddedilirdi. Anlayacağınız, ‘Defne Belediyesi Meclisi’ kararına bile girmediğine göre, ne istenmiş ne de talep edilmiş…
Manastır’ın iade talebi Samandağ Kaymakamlığı’ndan geldi. Peki, bu ‘benim-senin’ tartışmasında Samandağ Halkı ne düşünüyor?
Açıkçası, bu konuda, sadece bir hafta içerisinde 5 bine yakın imza topladık. Bu 5 bine yakın imza, karşılaştığımız insanların sürece verdiği desteğin ve sosyal paylaşım siteleri üzerinden konuya eklenen hassasiyetin bir karşılığı. Düşünün ki, bu daha sahaya inmeden gelinen bir noktanın karşılığı. Hedefimiz, 50 bin imza! Açıkçası, konu sadece iki ilçeyi ilgilendirmiyor. Bu bir Hatay meselesi. Bu durumu Hatay’daki herkese soracağız. Bu tarihi hata nasıl düzeltilmeli ya da düzeltilmeli mi?
Samandağlı hemşehrilerim, bugün itibariyle, bizlerin bu konudaki ısrarını ve ortaya koyduğumuz haklı çabaya yüzde 90-95 oranında diyebilirim ki, onay veriyor. ‘İade edilsin’ diyor. Demekle de kalmıyor, ‘bize aittir, bizim olmalı’ diye de ekliyor. .
Burada dikkati çeken bir şey var… Bir tarafta atanmış bir isim, Kaymakam, Samandağ adına ciddi bir talepte bulunuyor ve ısrar ediyor. Diğer tarafta ise ‘seçilmişlerin’ kurumsalında ciddi bir sessizlik ya da ‘geri duruş’ söz konusu. Bu açmazın sebebi nedir?
Buradaki konu, tarihi anlamak… O kültürel değerin farkına varmak… O anlamda Kaymakam Bey’i kutluyorum. Tarihi değerlerimize sahip çıkma açısından olağanüstü bir bakış açısına sahip ve önemli de adımlar atıyor. Ancak Samandağ Belediyesi’nden de aynı şeyleri beklerdik. Madem bir Meclis kararınız var, bundan ‘neden’ vatandaş haberdar değil, bundan ‘neden’ Defne Belediye Meclisi haberdar değil? Bu konuda kendilerini ‘gerçekçi’ ya da ‘samimi’ bulmadığımı ifade etmek istiyorum. .
Talep en resmi yoldan yapıldı yapılmasına da, ancak reddedildi! Merakla sorulan şu ki, süreç bu kararla sona mı erdi yoksa bu konudaki ‘ısrar’ sürecek mi?
Süreç sona ermedi, aksine yeni başladı. Atanmış ve seçilmişlerden beklediğimiz çözüme ulaşamadığımız için sahaya inmeye karar verdik. Daha ısrarcı olacağız. Mücadele edeceğiz, ta ki doğru adım atılana kadar!
Peki, Defne Belediye Meclisi’nin reddettiği bir karar söz konusu. Bahsettiğiniz o ‘ısrar’ başlığında sıradaki adım nedir?
Önümüzde seçimler var… Belediye değişir, Meclis yenilenir! Bu tarz olaylara daha adil yaklaşacak insanlar söz konusu olur ve bizler de talebimizi yenileriz. Ama şunun da altını özellikle çizmek istiyorum… Halkın önünde, halk iradesinin önünde hiç kimse ya da hiçbir şey duramaz. Yani, ’50 bin insan’ kalkıp derse ‘bu hatayı düzeltin’, ki bu ‘haklı talep’ yüksek sesle dile getirilecek ve her tarafa ulaştırılacak, bunu bir kez daha ifade etmek istiyorum. Buradan Ankara’ya kadar konuyla ilgili kim varsa, seçilmiş ya da atanmış, toplanacak imzaların birer nüshası onlara gidecek ve ortaya öyle güçlü bir irade konacak ki, önünde kimse duramayacak.
Kararın reddine ilişkin ifadede ‘böyle bir devir işleminin ilçe sınırlarını daha da daraltacağı’ ifadesi var. Sanırım bu konuda her iki ilçemin ‘öncelikleri’ ayrışıyor. Doğru mu?
Açıkçası, tartışmaya konu olan Saint Simon’a salt toprak parçası olarak bakılıyorsa, vay halimize… Merak ediyorum, nüfus yoğunluğunu gidermek için bina mı dikmeyi düşünüyorlar o bölgeye? Birinci derece sit alanında bunun mümkün olmadığını ilk bilecek insanlar Meclis üyeleri ve başlarındaki başkandır.
Bundan sonrası için neler olacak, zaman gösterecek, ama… Tarih ve kültür başlıklarındaki hassasiyeti ile bilinen biri olarak, tartışmaların geldiği bu son hale dair ne söylemek istersiniz?
Bakın, maneviyat çok önemli. Maneviyatı elinizin tersiyle ittiğiniz an boşlukta kalıyorsunuz. Öyle ki, eğer bu olmazsa, siz de konuya sadece ‘taş’ ve ‘toprak’ olarak bakmaya başlarsınız. Bu nedenle bir kez daha tekrar ediyorum… Biz, o bölgeye aidiz. O bölge de bize ait. Bu anlamda Defne Belediyesi Meclisi konuyu ‘iade’ başlığında reddetmiş de olsa, bizler ‘ısrarla’ bize ait olanı istemeye devam edeceğiz. Hatta bu isteğimizi o kadar güçlü dile getireceğiz ki, buradan Ankara’ya herkes bu talebimizi bilecek ve duyacak.
İade işlemi gerçekleşir gerçekleşmez, Vakfımızın öncülüğünde ilgili profesyonellerle birlikte hazırlayacağımız koruma, restorasyon ve tanıtım programımızı değerli halkımızla paylaşacağız. İtalyan Profesör Maria Andaloro’nun tespitiyle bitirmek istiyorum: St. Simon, UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne girecek potansiyelde. NEDEN OLMASIN? -Tamer Yazar-