Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Defne’de Ne Değişti?

Sözler Nerede Kaldı? Son açıklama, “Uğur Mumcu Bulvarı/ Defne Kent

Sözler Nerede Kaldı?

Son açıklama, “Uğur Mumcu Bulvarı/ Defne Kent Meydanı’na kalıcı bir eser kazandırmak için yarışma düzenleyeceğiz” diyen, Defne Belediye Başkanı İbrahim Güzel’den geldi. Peki, eski Başkan İbrahim Yaman’ın, Hataylı ünlü Heykeltraş Mehmet Aksoy’dan istediği ve meydana özel tasarlanan GEZİ ANNELERİ heykeline ne oldu, bu konuda verilen sözden niye geri mi dönüldü?

Düne dair haberimizin girişini hatırlayalım önce…

Abdullah Cömert, Ethem Sarısülük, Mehmet Ayvalıtaş, Ali İsmail Korkmaz, Medeni Yıldırım, Ahmet Atakan ve daha niceleri… Onlar, 2013 senesinin Gezi olaylarında yaşanan şiddetin kurbanı olanlar… “Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine” diyenler ve dediklerinde direnenler, geriden gelenlere ise yol açanlar…
Kimi 19 yaşındaydı, kimi 20, kimi de 22… Onlar’dan üçü, Antakya’nın yüreğinde birer Gezi Ağacı olmaya hazırlanıyor, hazırlanırken de, bu kentin özgür kalbi Uğur Mumcu Meydanı’nda birer Anıt Heykel’e dönüşüyor. Elleri birer dal gibi gökyüzüne yükselecek olan; Abdullah Cömert, Ali İsmail Korkmaz, ve Ahmet Atakan için ayağa kalkan isim ise, bu kentin kimliğini ruhunda ve vicdanında yükselten, Hataylı Heykeltraş Mehmet Aksoy oldu.
Antakya’da bir araya geldiğimiz Aksoy’a, İnsanlık Anıtı ile başlayan süreci ve Gezi Türkiye’sini sorduk, 1 Kasım Türkiye’sine eklemek istediklerini de… Mesajları net oldu, söyledikleri ise, cesur…
-SÖYLENEN-
Geride kalan yıllar içinde beklenen  “meydan” ortaya çıksa da, heykel, o meydandan hep uzak kaldı, ki son açıklama da bu uzaklığı daha da netleştirdi. Kamuoyuna yönelik son açıklamanın sahibi, Defne Belediye Başkanı İbrahim Güzel. Meydan’a dikilecek heykel için konuşurken, ne kendisinden önce Başkanlık makamında oturan İbrahim Yaman’ın buna dair adımlarından ne de bu konuda konuşulan ve bir heykel tasarlanması istenen Mehmet Aksoy’dan bahseden Güzel, “Açıldığı günden bu yana halkımızın yoğun ilgisiyle her gece dolup taşan Uğur Mumcu Bulvarı / Defne Kent Meydanı’na kalıcı bir eser kazandırmak için bir yarışma düzenleyeceğiz. Yarışmanın jürisini, kentin yetkin sivil toplum örgütleri ve ilgili meslek odaları ile oluşturacağız” açıklamasıyla da bu konudaki beklentileri tamamen sonlandırdı.
-NE DEMİŞTİ?-
Gezi Anneleri’nin acılarının heykel formunda hazırlayan ve meydana dikilmesi için sanatsal katkısını ortaya koyan Mehmet Aksoy, bugüne kadar bu konuya ilişkin her hangi bir açıklama yapmadı, ama… Bu konuda Antakya Gazetesi’ne verdiği röportaj, sahip olduğu heyecanı da, enerjiyi de fazlasıyla barındırmaya devam ediyor.
O zaman, Gezi sürecine ve bu sürece iliştirilen heykele dair sorularımız gelsin, ardından da hatırlanması gereken cevaplar…


..
Ve o 7 gencin
3 tanesi Antakya’dan…

Evet… Bu 7 gencin 3 tanesi Antakya’dan… Aslında, daha önce de Gezi olaylarıyla ilgili desenler çizdim, heykelini düşündüm… Çünkü o bahsettiğimiz toplumsal sorumluluk var, toplumsal varlık olma ve bunun da bilincinde olma durumu var, ki bunu da dışa vurma isteği var… O yüzden, heykel yapmak üzere, buna dair 20-30 tane desenim vardı diyebilirim.
Tam o sıra, Antakya’ya geldim ve Defne Belediye Başkanı İbrahim Yaman bana telefon açtı, görüşmek istediğini söyledi. Bir araya geldiğimizde de bundan bahsetti, ‘Böyle bir fikrimiz var. Antakyalı 3 gencin anısına bir heykel yaptırmak istiyoruz, ne dersin? Buraya bir şey yapmak ister misin’ dedi. Açık ve net dedim ki, ‘Tam adamına çattınız…’ Ardından kendisiyle o ana kadar yaptıklarımdan bahsettim. Zaten kafamda da vardı, yani bu davet olmasaydı da, buna dair bir heykeli yapma planım vardı. Ardından eskizleri gösterdim, çok beğendiler… Orada da hemen karar verildi zaten. Belediye Meclisi de bu kararı onayladı.

Şuan da durum nedir peki?

Heykel için çalışmalara başladığımda, 5-6 ay kadar taş aradım, en sonunda da aradığım taşı Afyon’da buldum. Toplam kullanacağım taş malzeme, 70 ton. Bu malzemeyi, 3 tır yardımıyla, İstanbul’da, Polonezköy yakınlarındaki Cumhuriyet Köyü’ndeki atölyeme getirdik ve çalışmalara başladım. Yaklaşık 6-7 aydır da çalışıyorum. Kaba yontusu falan da bitti. Sanıyorum, 2 aya kadar tamamen bitmiş olur.

Yer, Uğur Mumcu Meydanı olacak sanırım…

Evet… Burada, bu çalışma için Uğur Mumcu Meydanı düzenlenecek, ki bu düzenlenme aşaması için de fikirlerim oldu ve kendileriyle de bu fikirlerimi paylaştım… Sonunda, her şeyiyle çok güzel bir meydan olacak diye düşünüyorum.

Heykel’e dair ne söyleyebilirsiniz?

Heykel, 70 ton taştan yapıldı. 3.5 metre boyunda olacak, hatta biraz daha yüksek olabilir. Çünkü kaidesiyle birlikte toplam boyu 4 metreyi bulur sanıyorum. Detaylarına gelirsek eğer… Heykel’in ön tarafında, çapraz duruşta gençler var. Niye çapraz duruş? Çapraz duruşta, ayaklar da kollar da açık, göğüs ise en önde oluyor. Yani, çapraz duruş, ‘kalbimle’ diyen bir duruş… Öne çıkan da uydu aslında. Kalbiyle, ruhuyla olan insanlar Gezi’deydi. Bir Parti’ye ya da başka bir şeye aidiyet falan yoktu, ama kendileri istedikleri için, yaşananlar kendilerine dokunduğu için insanlar oradaydı… Bu anlamda, bu duruşu, kalbiyle ve ruhuyla orada oluşlarını göstermek için, bu çapraz duruşun çok önemli olduğunu düşündüm ve heykel çalışmamda da bu hareketi ön plana aldım.
Kollar açık olurken, parmaklar ise dal gibi oldu. 3 gencin yan yana gelişiyle de birlikte, o parmaklar bir ağaç görüntüsü verecek, ki heykelin gölgesi yere düştüğünde de adeta bir ağaç görüntüsü oluşacak… Öndeki gençlerin arkasında ise, acı olacak, gençlerin anneleri olacak. Anneler, gençlerin bir yerde koruması aslında. Onların da kolları açık olacak.
Yaşananları vicdana havale eden bir duruşları olacak… O annelerin ilkinin içinde bir çocuk var, göğsün içindeki o oyuğun içinde duruyor… Diğer iki annenin içinde de, mezar taşı sessizliğinde, mezar taşına benzeyen boşluklar var. O boşluklardan, o ilk annenin içindeki boşluktaki çocuğu görüyor olacaksınız.
Halkımız, bunu, kendisine göre anlayacak ve çoğaltacak diye düşünüyorum. Hatta her kişi, gördüğüne kendisinden de bir şeyler ekleyecek.

Ahmet Atakan, Abdullah Cömert ve Ali İsmail Korkmaz’ı temsil edecek bu heykel için aileleriyle de görüşmeler yaptınız mı?

Bir kere bir araya geldik. Onlardaki o kararlılığı, duruşu, çocuklarının arkasında nasıl durduklarını, gözlerinde bir kez daha gördüm diyebilirim.

Söylenenler net… Defne Belediye eski Yönetimi, Başkanı ve Meclisi tarafından ortaya konan tavır da! O zaman soralım mı? Dünden bugüne ne değişti? Düne kadar konuşulan bir heykelden bir yarışma formatına neden geçildi? -Tamer Yazar-