Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Defne’nin sessizliğini bekliyoruz…

Çıkanları, Saklananları! Roma İmparatoru

Çıkanları, Saklananları!

Roma İmparatoru Marcus Aurelius, Roma Meydanı’nda yürürken, arkasında kendisini gölge gibi takip eden bir uşak olurmuş! Uşağın tek işi, insanlar ona övgüler yağdırdığında, Marcus’un kulağına “Sen sadece bir insansın!” diye fısıldamakmış… Dünyadaki en zor şeylerden biridir insan olmak, bunun farkında olup hırstan, gururdan, kibirden uzak kalmak… Bugüne ekli haber, biraz buna dair! Hata varsa, bunu görüp, daha iyisini yapmaya dair!

Kadim toprakların Antakya’sının ‘siyaseten’ alınan bir kararla ikiye bölünmesinin ardından ortaya çıkarılan Defne ilçesinin hemen orta yerinde aylardır süren bir altyapı çalışması var! Ancak, bölgedeki trafiği düzenlemek ve rahatlatmak için Hatay Büyükşehir Belediyesi tarafından başlatılan bu çalışma, ne beklendiği gibi ne de planlandığı gibi gitti. Hesaba katılmayan bir şey oldu ve eski Roma kenti topraklarının bu kısmında sayısız mozaik eser ortaya çıktı ve tabi heykel de… Aslında daha bilmediğimiz, bilemediğimiz birçok eser de! Gariptir, ‘EXPO’ ve ‘GASTRONOMİ’ noktasında durup da kendini dünyaya anlatma çabasında duran kent idarecileri, küresel bir merak ve ilgi uyandırabilecek bir ‘keşfi’ -itinayla- sakladılar! Konuşmadılar! Bilgi vermediler! Bilgi vermemekle de kalmadılar, ne buna dair bir basın toplantısı yaptılar ne de ‘bacasız sanayi’ denen turizmin ‘tıkanan bacasını’ açmak için belki de bu en önemli fırsatı masaya yatırdılar! Yaşananlar, garip bir ‘sessizlik yeminiydi’… Bilgi veren tek kurum, buradaki altyapı çalışmasını yürüten ve konunun uzmanlığında bile olmayan yerel idare oldu! Dünya sıralamasında ilk 3’e giren bir müzenin idaresinde duranlar mı? Onlar, konuşmayanların listesinde ilk sırada yer aldılar. İnanç turizmi noktasında belki de en önemli kentlerden birinde görev yapan İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü mü? Benzer bir yol izlediler! Konuşmadılar! Oysaki Paul Auster boşuna dememiş… ‘Kaçtığın şey içinde saklıysa eğer, gittiğin yere onu da götürürsün…” Bizden söylemesi!
-MERAKLI BEKLEYİŞ-
Daha önce de dediğimiz gibi… Gözlerden ‘itinayla’ kaçırılan gerçeğimizin karelerinde durup da ‘hayran’ kalmamak mümkün değil. Ancak bu hayranlık ‘şaşkınlık’ içinde bir hayranlık! O yüzden herkesin sorduğu şeyi bizler de buradan bir kez daha soralım mı?
Sahi, niye sakladık? Bunca zaman, eldeki bu görkemli mozaikleri kamuoyunun dikkatinden niye kaçırdık? Aslında öyle bir kaçırdık ki, hani özene bezene… Amerikan filmlerini aratmayacak cinsten hem de! Durum öyle bir hal aldı ki, mozaiklerin bulunduğu alanlardan kimse fotoğraf alamasın diye, çalışanlar bile kontrol edilir oldu. Cep telefonların toplandığı bile söylendi. Yeter ki ‘fotoğraflanmasın’ dendi! Kimseler görmesin istendi! Peki, görülmesi istenmeyen “şey” mozaikler miydi yoksa mozaiklere dair “başka” bir şeyler miydi? Hangisi?
-RESTORE AŞAMASI!-
Bu konuda bilgisine başvurduğumuz bir uzman, Defne’den çıkan mozaiklerin sürecine dair şunları söyledi:
“Açıkçası ilk kez görüyorum. Ben, bu mozaiklerin çıktığını bile bilmiyordum. İnanılmaz şeyler. Tabi bu fotoğraflar çok detaylı değiller, ama görebileceklerimiz adına da çok şey söylüyorlar. Aylar önce çıktığını söylediniz! Peki, böyle bir şey neden paylaşılmaz ki? Dünya’nın birçok yerinde bunun gibi keşfedişler için dünya basını ayağa kaldırılıyor. İsrail’de ya da Mısır’da… Böyle bir fırsatı kaçırdıklarına inanamıyorum! Sanırım eldeki işlerinin gecikmesi noktasında durup, tarihi ve kültürü ikinci plana atmışlar. Ama yazık olmuş. Orada yapacakları yoldan da, açılacak trafikten de önemliydi bu kısım! Eğer bu aşamayı atlatmamış olsalardı, uzun vadede oradaki insanlar da kazanırdı. Hele ki bu eserleri yerinde muhafaza edebilselermiş… Emin olun, oradaki evlerin fiyatı uçardı… Esnaf ise gelen turisti ağırlamaktan zaman bulamazdı… Ama tren kaçmış, kaçırılmış… O trene bilet ise kalmamış!
Peki, bundan sonra ne olur? Açıkçası, bana ifade ettiğinize göre, daha önceki dönemlerdeki altyapı çalışmaları sırasında bu eserler ciddi anlamda zarar görmüş. Zararın boyutunu bilmiyorum. Zarardan ne kadar dönülebildiğini de… Ama net olan bir şey var ki, buradaki çıkarılma işlemi çok önemli. Dilerim beklenen ve istenen şekilde hassas davranmışlardır. Çünkü çıkarılması ve taşınması en zor kısımlardır. Ama hepsinden önemlisi de, bu alanların çok yüksek çözünürlü fotoğraflanması! Eğer bu mozaikler denildiği kadar zarar görmüşse, bu fotoğraflama işi hayatidir. Çünkü taşınma işlemi ardından bu mozaikler üzerinde çalışacak ekipleri zor bir süreç bekliyor. Tabi bu ekiplerin de eğitimli ve bu işi çok iyi bilen insanlardan oluşması gerek. Bu tür işler hata kaldırmaz, hata affetmez.
Aslında önceden paylaşılmamasına eklediğiniz ‘tahmin’ dilerim sadece ‘tahmin’ olarak kalır. Dediğiniz şey, ‘fotoğraflanmasına izin verilmedi ya da resmi anlamda hiçbir şekilde paylaşılmadı. Çünkü ‘öncesi-sonrası’ farkı oluşursa, bu risk göze alınmak istenmedi…’ Dilerim dediğiniz şey asla olmaz. Zira Hatay Müzesi önemli bir müze. Tabi son dönemde bazı sorunlar yaşadığını duyuyoruz. Özellikle de mimari anlamda… Tabi yeni bir müze için bu sorunlar da biraz garip! Bu da yapım aşamasında ‘işçiliğimizin’ ne kadar iyi (!) olduğuna dair!
Ben de merakla bekliyorum açıkçası. Benle paylaştığınız mozaik fotoğraflarını sergi aşamasına gelenlerle karşılaştıracağım. Açıkçası, restorasyonun hakkını vereceklerini düşünüyorum. Çünkü Antioch bundan çok daha fazlasını hak ediyor.”
-NELER VAR?-
Defne ilçesi Uğur Mumcu Meydanı’ndaki çalışmalar neredeyse sonlandı. Mozaik ve diğer eserlerin çıktığı alanlar mı? Süreç içerisinde ‘çalışmalar sona erdi’ denilerek betonla kaplandı! Çalışmalar daha da derinleştirilebilir miydi, işte bunu hiç kimse bilmiyor. Bu gidişle de bilemeyecek! Çünkü alandaki ‘tarihin’ detayları arasında ilerleyen ‘resmi’ adımların ‘gizliliği’ bu soruları da öncekiler gibi cevapsız bırakıyor.
Peki, neler vardı o bulunanlar arasında? Hatırlayalım mı? Çıkanmozaikler arasında hayvan desenleri özellikle dikkat çekiyor, özellikle de kuşlar. Ağaç ve çiçekler de… Ancak bulunan mozaiklerde ortak bir kısım var! Hepsinde ciddi bir yıpranmışlık var, hatta kırılmalar, ezilmeler… Hatay Müzesi içinde sergi alanlarına çıkarılacak tüm bu eserlerin alacağı son hal, biraz da bu yüzden merak ediliyor.
-AÇIKLAMA NEYDİ?-
Cevapsız kalan soruların Defne’sinde sessiz kalan, sessiz kalmayı tercih eden ya da sessiz kalmak zorunda bırakılan ‘resmi’ kurumların kuru kalabalığında bekleyen tarih ve kültür meraklıları için endişeli bekleyiş sürüyor. Peki, bir kez daha hatırlayalım mı, bugüne ekli tartışmaları başlatan Hatay Büyükşehir Belediyesi açıklamasını…
“Bu işe başlarken, oranın bir sit alanı olmamasını göz önünde bulundurarak, bir katlı kavşak yapmayı ve mevcut trafiği rahatlatmayı düşündük. Fakat süreç içerisinde önce bir HAMAM DUVARI ardından MOZAİKLER, KİLİSE, MEZARLIK ve TARİHİ ESERLER çıktı. Hal böyle olunca, işin içine Kültür Bakanlığı ve onun buradaki birimleri girdi, ortak çalışmaya başladık. Kurtarma kazıları başlatan Bakanlığa, HBB olarak işçi ve arkeolog temin ettik. Kazı çalışmalarını en kısa sürede bitirebilmek için temin ettiğimiz işçi sayımızı 40’tan 60’a, arkeolog sayısını da 2’den 4’e çıkardık. Kültür Müdürlüğümüz raporunu tuttu ve ardından Adana’daki Anıtlar Kurulu’na gittik. Uzun süren görüşmeler sonrasında, ilk olarak mozaiklerin taşınması kararını çıkarttık. Fakat Kurul, daha sonra, mozaiklerin ÇOK DEĞERLİ olduğunu ve ÇIKARTILMASININ UYGUN OLMADIĞINI, ayrıca HBB olarak bizim bir üst geçit yapmamız gerektiğini söyledi.
Biz de o dönemi iyi bilen bir sanat tarihçisinin yeniden rapor hazırlaması için bir karar çıkarttık. Sanat tarihçisi, hazırladığı raporda, Hatay’da bulunan mozaiğin çok değerli olduğunu ve dünyada 4 veya 5 tane olduğunu ifade etti. YENİ RAPOR ile Kurul’a yeniden başvurduk. İlk etapta mozaiklerin çıkması ve ardından tarihi yapıların kaldırılması kararı verildi. Bugünlerde eserler taşınmaya başlandı. Ağustos ayının sonunda doğru da Battı-Çıktı Projesi’ni tamamlamış olacağız.”
-BEKLEYİŞ SÜRÜYOR-
Finale sizler ne eklersiniz bilmiyoruz, ama Adana Anıtlar Kurulu’nun ÇIKARTILMASININ UYGUN OLMADIĞI yönünde karar verdiği, ancak yerel idarecilerin ‘ısrarları’ ile kararından bir şekilde ‘döndüğü’ mozaiklerin ‘son hali’ için bekleyişimizi sürdürüyoruz. O yüzden de finalimiz ‘dün’ söylediklerimizle aynı…
“Sorulan ve sorgulanan kısım, mozaiklerin büyük bir kısmında yaşanan bozulmaların bu taşınma işleminden ne derece etkilendiği, belli parçalar halinde kesilen ve taşımaya hazır hale getirilen mevcut parçaların nasıl muhafaza edildiği, eksilmesi muhtemel mozaik taşlarının yerlerine nelerin ‘monte’ edileceği!” -Tamer Yazar-