İnsan Hakları Derneği (İHD) son raporunun dikkat çeken tespiti… “Her bir Suriyelinin suç makinası olduğu gibi bir algı söz konusu.” Bu konudaki değerlendirme ise Prof. Dr. Murat Erdoğan’dan geldi.
İstanbul, Bursa ve Hatay’dan, son haftalarda, Suriyelilere yönelik şiddet haberleri geldi. İnsan Hakları Derneği’nin Suriyelilere yönelik hazırladığı son rapora göre, taciz ve hırsızlık olaylarında failin ‘Suriyeli’ olduğu vurgusu, şiddete dönüşebiliyor.
Konuya ilişkin konuşan, Prof. Dr. Murat Erdoğan, şunları söyledi:
“Neredeyse tamamı kamp dışında, toplumla beraber yaşayan bir mülteci kitlesinden söz ediyoruz. Bu konuda, adı konulmamış bir ‘uyum süreci’ devam ediyor. Ama Türk toplumunun kendi içindeki gerginlikleri, kendi içindeki tartışmaları, doğal olarak mültecilere de yansıyor.
Türk toplumu, -Suriyeliler Türkiye’de kalacaklar- kısmını anladıktan sonra, kendi tavrında ciddi bir değişikliğe gitti. Suriyelilerin Türkiye’de kalacağından emin, ama… Kendi geleceğini paylaşmaya hiç hazır görünmüyor.”
-AKSİNE!-
Suriyelilerin, eldeki bu tablonun aksine, Türkiye’deki yaşamlarına her geçen gün daha sıkı sıkıya sarıldıklarını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
-HATAY MI?-
Göç uzmanları, Türkiye’deki Suriyeli sığınmacı nüfus noktasında, ‘beraber yaşamaya’ yönelik uyum süreçlerinin bir an önce devreye sokulması gerektiğini söylerken, bu konuda, 400 bini aşkın Suriyeli sığınmacıya ev sahipliği yapan Hatay’ın “ne yaptığı” ya da “yapmadığı” konusu gündeme taşınıyor.
-NE SÖYLEDİK?-
Bu konuda düşüncelerini paylaşan vatandaşlar da ‘uyum’ kelimesinde durdu, ama beklentilerini de paylaştı.
H.K. >> Uyum nedir? Peki, birbirini tanımayanlar arasında uyum olur mu? Bizdeki de bu aslında! Birbirini hiç tanımayan iki topluluk olarak iç içe değil, yan yana da değil, ama karşı karşıyayız! Bizleri, bu karşı karşıya halinden yan yana ya da iç içe durumuna taşımak için şu ana kadar hiçbir şey yapılmadı. Yapması gerekenlere sormak lazım, “eksik ne” diye! “Ne yapılmalıydı” diye!
U.M. >> Tanıdığım bir çok kişi, evini ya da dükkanını onlara kiraya vermenin dışında bir iletişim yaşamamış, Suriyelilerle. Dedikleri tek bir şey var, ‘iyi para ödüyorlar!’ Evet, bizdeki ‘uyum’ da bu! Fazlası için çabamız da yok zaten. Bu konuda bir rehberliğimiz de! Var mı?
P.Ş. >> Şehir içinde yan yana geçiyoruz. Bazen aynı apartmanlarda oturuyoruz. Hatta çocuklarımız aynı sınıflarda okuyor ama… Bunca senenin ardından hala ciddi bir karşıtlık ve yabancılık söz konusu. Bunun suçlusu, ne kent insanı ne de Suriyeliler, ama bu kenti yönetenler. Tamer Yazar