Halk anlatıları, ulus söylenceleri iş olsun diye doğmaz, yaşamaz. Anlatıların çok önemli rolü vardır. Bu nedenle kalıcıdır. Duha Koca Oğlu Deli Dumrul anlatısı Dede Korkut öykülerinin en bilinenlerindendir. Aylanu adlı alınacak can değişimi motifi ilginç ve çarpıcıdır. Azraile kafa tutulur, Tanrıyla pazarlık edilir, Tanrı kabul eder… Türk söylenbiliminde beliren anlayışın Ortodoks İslam anlayışıyla bir araya gelemeyeceğinin önemli kanıtlarından.
Deli Dumrul’un gülmece yanı bir konuyu daha çağrıştırıyor. Köprü hikâyesi! Geçenden 30, geçmeyenden 40 para alırmış. Özelleştirme, yap işlet devret, yapma işletme devretme, borçlanmak, kur bunalımı… derken korkunç duruma getirilmiş bir düzenle yüz yüze bırakıldık. Hâlâ, 22 yıl sonra bile seçmende olumlu karşılık bulması ayrı bir yazı konusu.
Kentlerarası bir yolculuğa çıkıldığında paralı yollara girmek zorunda bırakılmak küfredilmekten farksız. Sanki hiç vergi ödemiyoruz. Dünyanın en pahalı interneti, telefon hizmet ücreti, dövizi, ulaşımı… Türkiye’de değil sanki. Bu otoyollar, köprüler, kent hastaneleri… normalin çok üzerinde garantili. Garantiler döviz üzerinden, Türk Lirası değil. Anlaşmazlık durumunda İngiliz mahkemeleri yetkili. Siz nerenin yöneticisiniz? Türkiye’nin mi İngiltere’nin mi? Çanakkale Köprüsü yeni örnek. 11 milyar lira garanti ödenmiş! Bu yalnızca biri. Olacak iş mi? Bir yanda depremzedelerin kötü koşulları sürerken, iyileştirmek için hiçbir çaba gözlenmezken, yakınan yurttaşın elinden mikrofon alınırken olacak iş mi? Ne ki muhalefet yok. 1940’tan beri muhalefet olmadı. Anca rezilliklerin sahiplerine benzemeye çalıştılar. Süren durum aynı. Felsefeci öğretmenim Prof. Dr. Örsan Öymen’in önünü Halk TV, Tele 1, Krt, Sözcü TV, yCHPciler kesti, konuşturmadı.Doğruları yalnızca öğretmenim söyledi. Adaylıktan çekilmek zorunda bıraktılar.
Altı Ok’tan uzak duran bir partiyle iyileşme beklemeyin.