İnsanlığa genellikle demokrasi ülküleri sunulur. Bu sunumun başat yazılı kaynağı anayasalardır. Gerçi Birleşik Krallık yazılı anayasası bulunmayan demokrasi şampiyonu devlettir ya, geçelim. Anayasalarda özgürlükler, eşitlik, dengeler…sıralanır. Öyle ki izin almadan barışçıl, protesto gösterisi yapabilirsin. Basın özgür yayın yapar. Yargısal denetim vurgulanır. Yasama, yürütme, yargı. Ne ki bu olanaklar, özgürlükler hiçbir zaman uygulanmaz, tanınmaz Türkiye ve benzer ülkelerde. Tam tersi yapılır. Anayasalar, neyin tersi uygulanır dizelgesidir. Barışçıl gösteri mi yapacaksınız? Bilin ki cop, gaz yiyeceksiniz, tutuklanacaksınız. Erklerin ayrılığından mı söz ediliyor? Bilin ki bir partinin bsşıyla, devletin başı aynı kişidir.
Demokrasiden payımıza düşeni andıktan sonra, biraz da demografiye bakalım. Eğitimsiz bırakılmış halk demokrasi ile demografiyi karıştırır mı bilmem ama ülke yapısıyla, giderek demokrasiyle sıkı ilişkisi bulunduğu gerçektir.
Türkiyemizin ve her köklü ülkenin başarılarının altında n0fus yapısının aynı tarihten, kültürden gelmesinin yarattığı maya gücü vardır. Bu aynı zamanda gelecek birlikteliğidir. Eleştiri, tartışma kötülük isteğini barındırması sınırlı davranışlardır ve birbirlerini her yönden tanıyan insanlardan oluşur. Geleneği bulunan devletler sınır güvenliklerini bu yapıyı korumak amacıyla da son derece önemserler.
Peki, nüfus bileşeniniz bir biçimde bozulursa ne olur? Çeşitli kökenlerden göçmen topluluklar planlı ya da plansız ülkeye sokulursa etkisi nedir? Yeniden anımsayalım: Ana halkla ortak, organik bağları yoktur. Hangi planların parçası oldukları bilinmez. Durum hükümetlerin ulusal güvenlik sorumluluğuyla temelden çelişir. İzin verilemez. Yönetimler ulusun hem bugününden hem geleceğinden sorumludur.
Nüfus yapısının yozlaştırılması çalışma haklarını, kalkınma düzeyini, barışı, ekonomiyi, eğitimi, kültürü, sağlığı, güvenliği altüst eder.
Tüm gerçeklere karşın nüfus dalgalanmalarının etkilerine açık duruma getiren yönetimler sorumlu olurlar.
Sorumluluğun yaptırımları mutlaka bir gün önüne konur.
Nüfus bozulması nüfuz bozulmasını da getirir. Her yönden yıkıma uğrayan devletin dünya üzerinde de etkisi, pazarlık gücü, güvenilirliği ve güvenliği kalmaz.
Dolayısıyla demokrasi, parlamentonun da temelini oluşturan ulusal güçle doğrudan ilişkilidir.
YORUMLAR