Depremin etkileri bir takvim yılının ötesinde

TSKB Ekonomik Araştırmalar, “Virgül – Deprem Yılı Tek Bir Yıl Değildir” başlıklı yeni raporunu yayımladı. Raporda, Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası bölgenin ekonomik görünümüne dair tespitler ve yeniden yapılanma önerileri sunuluyor. Depremin etkilerinin sadece bir takvim yılı ile sınırlı olmadığı vurgulanarak, uzun vadeli bir toparlanma perspektifine ihtiyaç duyulduğu ifade ediliyor. 2023 yılında yayımlanan ilk raporda “Deprem […]

TSKB Ekonomik Araştırmalar, “Virgül – Deprem Yılı Tek Bir Yıl Değildir” başlıklı yeni raporunu yayımladı. Raporda, Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası bölgenin ekonomik görünümüne dair tespitler ve yeniden yapılanma önerileri sunuluyor. Depremin etkilerinin sadece bir takvim yılı ile sınırlı olmadığı vurgulanarak, uzun vadeli bir toparlanma perspektifine ihtiyaç duyulduğu ifade ediliyor.

2023 yılında yayımlanan ilk raporda “Deprem bölgesi tüm Türkiye’dir” yaklaşımı benimsenmişti. Yeni raporda ise “deprem yılı tek bir yıl değildir” anlayışıyla, afetlerin uzun vadeli etkilerine odaklanıldı. TSKB Ekonomik Araştırmalar, Türkiye’de afetlere karşı dayanıklılığı artırmak için uzun vadeli bir strateji geliştirilmesi gerektiğini belirtiyor.

Raporda, depremin ardından bazı kentlerde barınma koşullarının yetersizliğine dikkat çekilerek, bu sorunun çözülmesinin insanların yeniden işlerine ve memleketlerine dönmelerine yardımcı olacağı ifade ediliyor. Ayrıca, fiziki imkanların onarılmasının yanı sıra, sosyal ağların yeniden yapılandırılmasının önemine vurgu yapılıyor. Sosyal ağların güçlendirilmesi ve yeni ağların oluşturulması gerektiği belirtiliyor.

Afetlerin cinsiyet eşitsizliğini derinleştirdiği de raporda yer alan bir diğer önemli bulgu. Kadınların ekonomik ve sosyal hayata katılımının artırılması gerektiği, zira kadın istihdam oranlarının ve göreli ücretlerinin azaldığı ifade ediliyor.

Kapsayıcı kalkınma için ise şu stratejik önerilerde bulunuluyor:

Yeşil Dönüşüm: Deprem bölgesinin yeniden yapılandırılması sırasında çevresel ürünler önceliklendirilmeli. Bu strateji, bölgenin yeşil bir üs haline gelmesini sağlayabilir.

Yeşil Ekonomik Alan: Deprem bölgesi, yeşil dönüşüme odaklı bir ekonomik alan olarak planlanabilir. Bu alan, küresel yeşil dönüşüm sürecinde Türkiye’nin rolünü güçlendirebilir.

Sürdürülebilir Tarım: Tarımsal faaliyetlerde karbon depolama kapasitesinin artırılması, karbon kredisi üretimi ve ilave gelir imkânları yaratabilir.

Yatırımlar ve Fonlama: Kadın, genç ve engelli istihdamından, düşük emisyonlu üretim ve doğa dostu projelere kadar pek çok alanda bu bölge bir yatırım üssü olarak değerlendirilebilir. Yurtdışı fonlama imkânları da araştırılabilir.

TSKB Ekonomik Araştırmalar, raporuyla afet sonrası toparlanma sürecinde sürdürülebilir ve kapsayıcı politikaların önemine dikkat çekiyor ve uzun vadeli bir planlama yapılması gerektiğinin altını çiziyor. – vOLKAN iCİL-

Exit mobile version