Seçim tarihi giderek yaklaşıyor. Seçmenin önüne konulacak olan sandıkta iki seçim yapılacak. Biri Cumhurbaşkanı, diğeri milletvekili.
Bu nedenle de bu makama istekli olanlar veya bu isteklileri destekleyenler bir arayış içindedirler.
Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turda bitirilmesi ve parlamentoda ise anayasada gereken değişikliklerin yapılmasını sağlayacak çoğunluğu elde edebilmek için büyük bir çaba sarf ediliyor.
Bir yandan iktidar kanadı elindeki gücü kullanmak suretiyle, her iki seçimi de kazanmak için gayret gösteriyor ve tüm imkânları bu doğrultuda sarf ediyor.
Öte yandan altılı masa. Bu ittifak ile ona destek vermesi muhtemel olan partiler hayret içindeler. Bu aşamada, altılı masa içinde bazı hareketliliklerin olduğunu hayretle, ibretle görüyor ve izliyoruz.
Daha çok yakın bir zamanda, istikşafı görüşmeler denilerek, belli bir sürenin geçmesi yolundaki görüşmeler, belleklerde tüm tazeliğini korumaktadır.
Bu istikşafı görüşme sloganı ile geçirilen süre sonunda bugünlere gelindiğini hatırdan uzak tutmamak gerekir.
Şimdi de altılı masa içerisinde buna benzer hareketliliğin olduğu ve bu doğrultuda adımlar atılmak istendiği görülüp izlenmektedir.
Gücünü bilmeden, oy oranını hesaplamadan, daha fazla koltuk edebilmek için iri iri laflar edenler ve bu doğrultuda adımlar atanlar bulunmaktadır.
Tek başına seçime girdiği takdirde, hiçbir milletvekilliği kazanamayacağı net bir şekilde belli olan siyasi partilerin, bu durumlarını görmezden gelerek daha fazla sandalye sahibi olabilmek için söyledikleri sözler, attıkları adımlar ve yaptıkları hareketler gözden kaçmamaktadır.
Bu tür harekete tevessül edenlerin bilmesi gereken bir hususu vardı; oda kendileri tek başlarına girdikleri takdirde herhangi bir milletvekili çıkarma şanslarının olmadığıdır.
Buna rağmen kendilerini dev aynasında görmek suretiyle hareket edenlerin, söz söyleyenlerin, adım atanların varlığını görmek suretiyle hayret ediyor ve aynı zamanda büyük bir üzüntü duyuyoruz.
Geçmişten ders alınmadığı takdirde geleceğinde şekillenmesinde söz sahibi olmanın mümkün olmayacağı hatırdan uzak tutulmamalıdır.
Meşhur bir söz vardır. Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir , tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir.
Bu sözü unutmamak suretiyle herkesin kendi durumunu, gücünü, seçmen nezdindeki yerini görmesi, bilmesi ve ona göre de adımlar atması gerekliliği hatırdan uzak tutulmamalıdır.
Altılı masa içindeki bu aykırı sesler ve sözler duyulurken bir hususda unutulmamalıdır:
Bu masa içindeki aykırı seslerin değerlendirmesini yaparken masa dışında bulunan siyasi partilerin ve oluşumların varlığını da anımsamak ve buna göre hareket etmek gerekir.
Seçmenin önüne sandığın konulacağı tarih yaklaştıkça bu tür aykırı seslere ve isteklere daha çok rastlanacağı hatırdan uzak tutulmamalıdır.
Ödün verilmeye başlanırsa, bunu başka ödünler izleyecektir. İstekler giderek artacak ve bunun sonunda çıkmaz bir yola girilecektir.
Bu nedenle herkes gücünü ve konumunu bilmeli ve bu doğrultuda isteklerde bulunmalıdır.
Eğer istekler, sahip olunan güçten fazla olduğu takdirde buna dur demesini bilmek gerekir.
Bu nedenle de, gerçekleri görerek hareket etme gerektiği hatırdan uzak tutulmamalıdır…
nabiinal@hotmail.com