Önceki yazımızda, tehlikenin farkında olalım demiştik.
Ne denli haklı olduğumuz bundan 93 yıl önce devrim şehitleri Kubilay, Bekçi Hasan ve Bekçi Şevki’nin katledilmesinin yıl dönümü anmasında bir kez daha gözler önüne serildi ve hatırlandı.
Bundan 93 yıl önce, Menemen’de bir isyan olmuştu.
Başını Derviş Mehmet’in çektiği 6 kişilik bir grubun başlattığı isyan, kısa sürede bastırılmış ve suçluları da yargı önünde hesap vermişler, hak ettikleri cezaya muhatap olmuşlardı.
Menemen’de isyan, şeriat özlemcileri tarafından başlatılmıştır.
Kubilay ve iki bekçi bu isyanda şehit olmuşlardır.
İsyancılar hedeflerine ulaşamamış ve isyan kısa sürede bastırılmak suretiyle akamete uğratılmış idi.
İşte biz de, önceki yazımızda geriye gidişin ayak sesleri duyuluyor demiş ve tehlikenin farkına varılması uyarısında bulunmuştuk.
Tehlikeye dikkat çekerken de, eğitimin önemi üzerinde durmuştuk.
Çağdaş bir gelecek için, çağdaş bir eğitimin zorunluluğuna değinmiş idik.
İleriye gitmenin, çağdaşlığı yakalamanın, çağdaş bir ulus olmanın; büyük çabaları, uğraşları ve savaşları gerektireceğini bilmek gerekir.
Bu nedenle de, eğitime çok büyük önem vermenin gerekli olduğunu bilmek ve anlamak lazım.
Bunun için de, çağdaş beyin gerekir.
Çağdaş beyin için de çağdaş eğitim şarttır.
Bundan 93 yıl önce, şeriat özlemcilerinin başlattığı isyanı; şeriat özleminin başlangıcı olarak görmek gerekir.
Eğer isyancılar başarıya ulaşmış olsa idiler; bu günlere gelemez, ulus devlet olamaz, çağdaş bir ulus olarak çağdaş ülkeler arasındaki yerimizi alamaz idik.
Bu nedenle de, bugün için oluşturulmak istenen tehlikeyi göremez ve gereken tedbirleri de alma yolunda adımlar atamaz idik.
93 yıl önce, şeriat özlemcilerine dur diyebilmek için canını veren başta Kubilay olmak üzere tüm devrim şehitlerini rahmetle anıyoruz.
Ve aradan geçen 93 yıldan sonra da şeriat isteklerinin ayak seslerinin duyulmaya başlanması ihtimali nedeniyle de olası tehlikeye dikkat çekiyoruz.
Atatürk ilkeleri ve devrimleri yolumuz olsun!