Bölgemizde savaş naralarının atıldığı, olası tehlikelerin yaşandığı günler geçiriyoruz.
Hamas’ın İsrail’e yaptığı saldırı sonrası başlatılan karşılıklı atışmaların giderek yayılması bizi de önemli ölçüde etkileyebilecek gibi görünüyor.
Başlatılan saldırının Şam havaalanına ulaşması, burnumuzun dibindeki Suriye’ye sıçradığı bir ortamda, bunun bize de sıçrayacağını düşünmek ve ona göre de gereken önlemleri almak gerektiğini gözden uzak tutmamalıyız.
İsrail, Hamas’ın başlattığı saldırı ile eline geçen fırsatı sonuna kadar kullanacaktır.
Gazze’de yaşananlar ilk adımdır. Bunu diğer adımların izleyeceği şüphesizdir.
Şam havaalanının bombalanışı, Lübnan’a yapılan saldırılar, Ürdün ve İran’a yapılmak istenenler…
Tüm bunlar birlikte değerlendirildiğinde, bir kat daha fazla dikkatli olmamız kendiliğinden ortaya çıkıyor.
Bunları gözden uzak tutmadan hareket etmek, savaşın daha fazla yayılmaması için önleyici bir politika izlenmesi gerektiğini unutmamalıyız.
Bunun için de elimizden geleni yapmaktan geri kalmamalıyız.
Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın sürdüğü ve bize verdiği zararların bilindiği bir ortamda, İsrail ile Hamas’ın çatışmasını önlemek için, arabuluculuk dahil her yolu deneme yolunda gereken adımları dikkatle atmalıyız.
İsrail ile Hamas’ın çatışmasının geri planında ABD’nin olduğunu da unutmamalıyız.
Amerika’nın tam donanımlı uçak gemisi boşuna dolaşmıyor.
İsrail ile Hamas kapışmasının arkasında ABD’nin olduğunu görerek ve bilerek atacağımız adımları belirlemeliyiz.
Tüm bunları hatırdan uzak tutmadan hareket edersek, bu bölgesel savaştan en az zararla çıkacağımızı unutmamalı ve bu konuda dikkatli olmalıyız.
Bu nedenle dikkat diyoruz. Dikkat edelim ve bu kelimeyi unutmayalım.
Dikkat. Aman dikkat.