Dip Dalga….

Baharla birlikte doğa uyanmaya başladı. Ağaçlar yaprak ve çiçek açıyor, bitkiler ürün vermeye başlıyor. Hayvanların üreme mevsimi de daha çok bahar ayına denk geliyor. İşte baharla birlikte doğanın uyanmaya başladığı bir ortamda yapılacak olan 24 Haziran Baskın seçim nedeniylede seçmenlerin uyanmaya başladığını rahat bir şekilde görüyor, hissediyor ve algılıyoruz. Artık uyutulma döneminin sona erdiği net […]

Baharla birlikte doğa uyanmaya başladı. Ağaçlar yaprak ve çiçek açıyor, bitkiler ürün vermeye başlıyor. Hayvanların üreme mevsimi de daha çok bahar ayına denk geliyor.

İşte baharla birlikte doğanın uyanmaya başladığı bir ortamda yapılacak olan 24 Haziran Baskın seçim nedeniylede seçmenlerin uyanmaya başladığını rahat bir şekilde görüyor, hissediyor ve algılıyoruz.

Artık uyutulma döneminin sona erdiği net bir şekilde görülüp anlaşılıyor.

Yaklaşık 16 yıldır mağdur edebiyatı oynana oynana bugünlere gelindi.

Ekonomi tamamen dibe vurmuş durumda.

Krizin atlatılabilmesi için bir yandan acı reçeteye gereksinim var, öbür yandan ise bu acı reçeteyi topluma sunacak metal yorgunu olmayan, ekonomiden anlayan, sadece ülke yararını ve geleceğini düşünen birikimli bir ekibin bulunmasına gerek ve zorunluluk var.

Tıpkı geçtiğimiz hafta Fenerbahçe’nin seçimli genel kurulunda gerçekleşen bir değişim gibi , ülke yönetiminde de böyle bir değişime gereksinim var..

Bir dip dalganın oluştuğu ve giderek gücünü arttıran bir şekilde etkisini göstermekte olduğu gelişmelerden anlaşılıyor.

Muhalefet partileri ekonominin düzelmesi, krizin atlatılması için ekonomiden anlayan kurmayları ile birlikte önlem paketlerini şimdiden hazırlamaya ve yurttaşların bilgisine sunmaya başladılar.

Gelişmeler bu doğrultuda iken, Mayıs ayı enflasyon oranlarının açıklanması da ülkenin geleceği açısından endişe duyanların, ekonomik krizin yarattığı ve yaratacağı tehlikeleri sık sık gündeme getirmek suretiyle ilgililerin dikkatini çekmeye çalışanların ne denli haklı olduğunu ortaya koymuştur.

Açıklanan enflasyon oranları hiçte iç açıcı değildir.

Tüketici fiyat endeksindeki Mayıs ayı yıllık enflasyon oranı % 12.15 olarak ilan edilmiştir.

Yine üretici fiyatlarındaki artış ise % 20.16 olarak belirlenmiştir.

Bunlar resmi rakamlar olup enflasyonu biraz daha düşük gösterebilmek için yapılan çeşitli hesaplamalarla bu orana indirilebilmiştir.

Dünyada enflasyonun hemen hemen olmadığı bir süreç yaşanırken, bizde enflasyonun yüzde 20.16 olarak açıklanması oldukça dikkat çekici ve ibret vericidir.

Şimdi dönüp 16 yıl geriye baktığımızda, enflasyon oranında tekrardan başa gelindiğini üzülerek görüyor ve izliyoruz. 2003 yılında bilindiği gibi önceki yıllarda yaşanan ve Kemal Derviş tarafından hazırlanan acı reçetenin sunulması sonucu tavan yapan enflasyon düşmeye başlamış idi. Ancak ne yazık ki Kemal Derviş’in önderliğinde hazırlanan acı reçetenin olumlu ürünlerini, siyasi iktidar hesapsız kitapsız bir şekilde heba etmek suretiyle bugünlere gelinmesine neden olmuştur.

Özelikle demokrasilerde siyasi iktidarların belli bir süre geçtikten sonra yıpranmaya başlaması doğal ve beklenen bir olgudur.

Bizde de bunun böyle olduğu demokrasi tarihimize baktığımızda net bir şekilde kendini göstermektedir.
Türkiye 24 Haziran seçimleri ile bir yol ayrımına girecektir.

Birçok kez yazdığımız ve hatırlattığımız gibi 24 Haziran’da sadece milletvekilleri ve Cumhurbaşkanı seçimi yapılmayacak, daha da önemlisi başkanlık, yani tek adamlık sisteminin tüm kurum ve kuralları ile birlikte yaşama geçirilmesinin istenip istenmemesi oylanacaktır.

Bu bağlamda oynayan taşarlı yeniden yerine oturtacak olan bir dip dalganın gelmekte olduğu ve bunun gelişinin hiçbir şekilde önlenemeyeceği gelişmelerden anlaşılmaktadır.

Değişim isteği ve bunu sağlayacak olan rüzgâr giderek gücünü arttırmaktadır. Tüm bunlara ekonomide girilen dar boğaz, enflasyonun yüzde 20’leri aşması, döviz kurlarındaki önlenemeyen yükselişi eklendiğinde, 24 Haziran seçimleri ile değişim isteyenlerin başarıya ulaşacakları net bir şekilde görülmektedir.

İstenildiği kadar dip dalganın etkisiz hale getirilmesine, değişim isteklerinin önlenmesine çalışılsın. Bunu engellemenin mümkün olmayacağı aşikârdır. Yeter ki gelecek olan dip dalgayı, toplumda giderek etkisini arttıran değişim isteklerini etkisiz hale getirecek ve toplumu hüsrana uğratacak bir tutum ve davranış içine girilmesin.

Enflasyonun başını alıp gittiği, ekonominin dibe vurduğu, değişim isteklerinin en üst düzeye çıktığı bir ortamda, 24 Haziran öncesi kendini hissettiren ve taşların yeniden yerli yerine oturmasını sağlayacak olan dip dalganın gücünü azaltmamak ve etkisini doğru birşekilde kullanabilmek için herkesin kendine düşeni yapmasının bir yurttaşlık görevi olduğunu hatırlatıyoruz…

nabiinal@hotmail.com

Exit mobile version