Nefes Nefese’nin hikâyesi, Berlin’de, babası Ayaz Kıran’la (Uğur Yücel) sakin bir hayat süren Rüya’nın (Melisa Şenolsun) hiç görmediği, tanımadığı annesinin Suriye’de olduğunu öğrenmesiyle başlıyor. Bugün bazı eleştirileri beraberinde de getirse, dizi, her bölümüyle raiting rekorları kırıyor, ki başrol oyuncusu Şükrü Özyıldız’ın ifadesi de bu yönde…
Çekimleri Antakya ve Adana’da devam eden Nefes Nefese’nin hikâyesi, Berlin’de, babası Ayaz Kıran’la (Uğur Yücel) sakin bir hayat süren Rüya’nın (Melisa Şenolsun) hiç görmediği, tanımadığı annesinin Suriye’de olduğunu öğrenmesiyle başlıyor. Annesinin hayatta olduğunu öğrenen Rüya için işgal altındaki köye girmenin tek yolu ise Boran’la (Nick Xhelilaj) sahte bir evlilik yapmaktır. O güne kadar babasının dizinin dibinden ayrılmayan Rüya, bu tehlikeli yolculuğa çıkmayı kafasına koyar, harekete geçer! Ama kader, onun yolunu, altı yıl sonra ilk kez evine dönen Yusuf’la (Şükrü Özyıldız) kesiştirir. Rüya, annesini ararken, Antakya’da kalabalık bir ailenin ve bambaşka bir maceranın içinde bulur kendini. İçine düştüğü tehlikeli maceranın baş mimarı mı? Aslında karanlık yönünü hiç bilmediği babasıdır.
-ÖNEMLİ İSİMLER-
1 Ağustos Çarşamba akşamı Star TV’de yayına girmesinin ardından Antakya özelinde ‘kent kimliği’ ve ‘imajı’ noktasında sert eleştirilerin hedefi haline getirilen dizi, Uğur Yücel yanı sıra Melisa Şenolsun ve Şükrü Özyıldız dışında Şebnem Hassanisoughi, Caner Şahin, Ezgi Şenler, Gülçin Şantırcıoğlu, Nik Xheliau, Zeyno Eracar, Macit Sonkan, Deniz Hamzaoğlu, Sezer Avcı, Hülya Duyar, Serkan Genç, Mehmet Akif Özdemir, Yelda Püsküllü, Nur Güven, Seçkin Şahin, İpek Ayaz Kortunç, Zeynep Anacan, Pınar Erincin, Burak Zereyalp, Doğukaan Uğurlugülbüken, Derin Oflaz ve Asil Yıldırım gibi isimleri bir araya getirdi.
Dizi’de Yusuf karakterini canlandıran Şükrü Özyıldız, ‘Ranini.Tv’ye verdiği söyleşisinde, Hatay kamuoyunda her bölümü ile çok tartışılan “Nefes Nefese” için konuşurken, senaryonun özgünlüğüne işaret etti. Konuşması-na, oyunculuk serüvenine ‘nasıl’ başladığına dair bilgilerle başlayan Özyıldız, şunları söyledi:
“Çocukluluğumdan beri tiyatroyu çok sevdim. Ancak aile şirketimizi devam ettirmek gibi bir misyonum vardı. Bunu kırdığımda, 21 yaşındaydım ve eğitim almaya başladım. Sonra ilk projem ‘Derin Sular’ geldi. Günlük diziydi ve başlamak için güzel bir noktaydı. Sonra ‘Uçurum’da rol aldım. Katıldığım ilk profesyonel oyuncu seçmesiydi. Karakterime ait, çok uzun ve incelikle yazılmış bir monolog vardı. Rabia Sultan Düzenli’yle iki buçuk saat süren bir audition yaptık. Aynı metni onlarca farklı yerden oynadım. Oraya seçilmek benim için gerçekten oyunculuk kariyerime başlamam demek oldu.”
Mesleğe yeni başlayanlara tavsiyelerde de bulunan Özyıldız, şöyle devam etti:
“Ben, dünyanızı büyütün derim. Bunun için sadece yurt dışında eğitim almak yetmez. İnsanın kendi yolculuğunda sınırlar olmamalı. Farklı kültürler görmek, yeni deneyimlere açık olmak, anlamadığını anlamaya çalışmak… Bunlar insanı, dolayısıyla oyunculuğu çok besleyen şeyler. Oyuncunun bütün dünyayı görmesi ve hissetmesi gerektiğine inanıyorum.”
-SEYİRCİ ŞAŞIRMALI-
“Nefes Nefese” adlı dizinin gelişim sürecinden bahsederken, seyircinin ‘artık şaşırmak istediğine’ işaret eden Özyıldız’ın değerlendirmesi şöyle:
“Öncelikle senaryonun özgünlüğü… Biz seyirci olarak artık şaşırmıyoruz. Hatta bunu unuttuk. Artık hangi diziyi izlersek izleyelim, beş dakika sonra neler olacağını kestirebiliyoruz. Nefes Nefese’nin, ihtiyacımız olan heyecanı ve beklenenin dışında gelişen sürprizleri yaşatacağına ve bize çok iyi geleceğine inanıyorum.”
-YUSUF KARAKTERİ-
Şükrü Özyıldız üstlendiği rol için de yorum yaparken, “Yusuf Antakyalı. Oranın hatırı sayılır toprak ağalarından Şakir Ağa’nın oğlu. Çocukken babasıyla yaşadığı bir tartışma ona çok pahalıya patlıyor ve bir daha Antakya’ya dönmemek üzere yemin edip ayrılıyor oradan. Bu süre zarfında İstanbul’da kendine yeni bir hayat kurmaya çalışıyor. Ancak yeminini bozup ailesinin yanına dönmesi gerekiyor ve bu dönüş bir sürü bela-yı da beraberin-de getiriyor. Kendi değer yargıları olan, sabırlı, cesaretli ve tersi pis biri” dedi.
Yusuf’un hikaye yolculuğu için de konuşan Şükrü Özyıldız, rolü üzerinde ciddi bir çalışma süreci geçirdiklerine işaret ederken, şunları söyledi:
“Yusuf’un başına iki bölüm sonra neler geleceğini şu an da bilmiyorum. Ancak biz, zaten karakterin yolcuğu sırasında Selin Tunç ile çok verimli çalışmalar yaptık. Özünü nerdeyse beraber inşa ettik. Bu bir oyuncu için çok önemli. Selin Tunç’a çok teşekkür ederim bunun için. O yüzden yolda yapılacak değişiklikler karakterin özüne zarar vermeyecektir. Bu şekilde başlamadığım projelerde savaştığım da oldu, adapte olduğum da. Sadece o an ne yapmam gerektiğine, nasıl karar vereceğimi öğrenmem gerekiyordu. Bu da zamanla oluşuyor. Artık içimdeki ses ‘hayır’ diyorsa, net, kabul etmiyorum. Çünkü en doğrusu o…”
-SEYİRCİYE MESAJ-
Bugüne kadar, içeriği ve konusuna ekli şehir detaylarıyla ciddi eleştirilerin de hedefine oturtulan dizi için konuşurken, ‘neden seyirci bu diziyi izlemeli’ sorusunu da cevaplandıran Şükrü Özyıldız’ın final cümlesi ise şu oldu:
“Seyirci, bugüne kadar alışılmışın dışında izleyeceği, içinde hem aile sıcaklığı hem gerçek aşk hem de hayatın tehlikelerini barındıran Nefes Nefese, adına yakışır bir proje. Seyirciyi gafil avlayacağız.”
-ELEŞTİRİLER BİTER Mİ?-
1 Ağustos’ta yayınlanan ilk bölümünden bugüne ‘barındırdığı’ hikâye detaylarıyla Antakya’da bazı kesimlerin sert eleştirilerine maruz kalan Nefes Nefese adlı dizinin yeni yayınlanacak bölümlerinde konuların nasıl bir seyir izleyeceği ya da ortaya konan eleştirilerden ne kadar etkileneceği şimdiden merak konusu. -Tamer Yazar-