“Dondurulmuş İdlib” sorunu ve…

Geride bırakılan bir ülke hikayesi!

400 bini aşkın Suriyeli sığınmacıya ev sahipliği yapan Hatay’a komşu Suriye topraklarına dair yayınlanan son rapor, evlerini ve topraklarını geride bırakmak zorunda kalan sivillere dair oldu. Raporun değerlendirmesine eklenense, Antakya’dan bir Suriyeli oldu…

Suriye iç savaşının başladığı 2011 yılında; kayıpları ve hak ihlallerini izlemek, Birleşmiş Milletler kuruluşlarına bilgi vermek amacıyla kurulan Suriye İnsan Hakları Ağı’nın (SNHR) 2020 yılı raporuna göre, ülkede geçen yıl 1.734 sivil öldü. Raporda, rakamların önceki yıllara göre düşük olmasının nedenleri arasında, koronavirüs salgını gösterildi.
Raporda yer alan bilgilere göre, 2020’de çatışmalarda 326’sı çocuk, 263’ü kadın olmak üzere, 1.734 sivil öldü. 157 kişinin işkence sonucu hayatını kaybettiği belirtilen rapora göre, 1.882 kişi, keyfi olarak tutuklandı. Rapordaki verilere göre, öldürülen sivillerin 432’si rejim güçleri ve İran yanlısı milislerce, 211’i Rus güçlerince, 63’ü Suriye Demokratik Güçleri tarafından, 7 kişi uluslararası koalisyonun operasyonlarında, kalanları da diğer silahlı güçler tarafından öldürüldü.
Raporun ‘işkence sonucu ölen’ler başlığı altında yer alan 157 kişiden 130’unun Suriye rejim güçleri, birinin Hay’at Tahrir el Şam, üçünün Suriye Ulusal Ordusu, 14’ünün Suriye Demokratik Güçleri, dokuzunun da diğer silahlar güçlerin işkenceleri sonucu öldüğü ifade edildi.
2020 yılında, Suriye’de “katliam” tanımına uyan 42 olayın meydana geldiği belirtilen raporda, şu bilgilere yer verildi:
“Raporda, aynı olayda en az beş barışçı bireyin ölümüne neden olan bir saldırıya atıfta bulunmak için ‘katliam’ terimi kullanılıyor. 2020 yılında; Suriye rejim güçleri 11, Rus kuvvetleri 11, Suriye Demokratik Güçleri bir, ABD liderliğindeki koalisyon güçleri bir, 24 diğer gruplar tarafından olmak üzere 42 katliam gerçekleştirildi.”
-KAYIPLAR!-
İnsan hakları ihlallerinin yarattığı karnenin kırıklarla dolu olduğuna işaret eden ve paylaşılan rapora dair düşüncelerini aktaran bir Suriyeli, Reyhanlı’da başlayan ve Antakya’da devam eden hayatı için şunları söyledi:
“Güvendeyiz, artık korkmuyoruz ama… Bu değil ki, her şey yolunda. Bu rapor ve daha niceleri! Ülkemin topraklarına çok fazla masum insan kanı döküldü. Kimi mezhebi yüzünden, kimi dini yüzünden, kimi tarafı yüzünden, kimi politik görüşü yüzünden, kimi de savaşmak istemediğinden öldürüldü.
Burada yaşayıp da, geride bu tür acıları bırakmamış çok az insan var. Onlar, aramızda olan şanslılar… Ama çok azlar. Hep dedikleri gibi, bir gün bu savaş bitecek. Silahlar inecek. Tüm ülkeler kendi topraklarına gidecek ve bizler evimize döneceğiz! Peki, bu kadar biriken suç, işlenen cinayet, cezasız mı kalacak? Bence, bizi asıl acıtan, geriye döndüğümüzde, bu suçlarının cezasını çekmemişlerle bir arada yaşamak olacak!” -Tamer Yazar-