Drone Makalesiyle Türkiye 2.liği

Hatay Barosu Stajyer Avukatı Hüseyin Yunus, “Kolluk Faaliyetlerinde Drone Kullanımının Anayasaya Uygunluk Bağlamında İncelenmesi” başlıklı makalesi ile Türkiye 2’nciliğini kazandı. Hatay Barosu Stajyer Avukatı Hüseyin Yunus, “Kolluk Faaliyetlerinde Drone Kullanımının Anayasaya Uygunluk Bağlamında İncelenmesi” başlıklı makalesiyle, Türkiye Barolar Birliği (TBB) Avukat Atilla Sav Hukuk Makalesi Yarışması’nda ikincilik ödülünü almaya hak kazandı. Hatay Barosu, gurur duyduklarını […]

Hatay Barosu Stajyer Avukatı Hüseyin Yunus, “Kolluk Faaliyetlerinde Drone Kullanımının Anayasaya Uygunluk Bağlamında İncelenmesi” başlıklı makalesi ile Türkiye 2’nciliğini kazandı.

Hatay Barosu Stajyer Avukatı Hüseyin Yunus, “Kolluk Faaliyetlerinde Drone Kullanımının Anayasaya Uygunluk Bağlamında İncelenmesi” başlıklı makalesiyle, Türkiye Barolar Birliği (TBB) Avukat Atilla Sav Hukuk Makalesi Yarışması’nda ikincilik ödülünü almaya hak kazandı. Hatay Barosu, gurur duyduklarını bildirdiği üyeleri, Stajyer Avukat Hüseyin Yunus’u bu başarısından ötürü kutladı.
Hüseyin Yunus’un Türkiye ikinciliği kazanan makalesinin giriş bölümünden kısa bir özet şöyle:
“Yakın geçmişte hayatımıza giren drone’ların görünürlüğü birçok alanda hızlı bir şekilde artmaktadır. Kolluk kuvvetlerine, suçun önlenmesinde ve aydınlatılmasında birçok imkan sunmakta ise de, herhangi bir yasal dayanağı bulunmamasından dolayı kanun tarafından çerçevesi çizilmemiş, sınırlandırılmamış ve denetlenebilirlikten uzak bir güç de sağlamaktadır.
Kolluk kuvvetlerinin gelişen teknolojilere hızlıca uyum sağladığı göz önünde bulundurulduğunda, mevzuatın da bu gelişmelerin gerisinde kalmaması, hukuk devleti ilkelerinin, temel hakların ve özgürlüklerin korunabilmesi açısından oldukça büyük önem taşımaktadır.
Bu makalede, çalışmanın sınırlı boyutu dolayısıyla tanımına ve kullanım amaçlarına kısaca değinilecek olsa da, asıl olarak, droneların, kolluk kuvvetlerince yasal bir dayanak olmadan aktif kullanımının ‘hukuk devleti ilkeleri, temel haklar ve özgürlükler’ konusunda yarattığı endişe, dronelar vasıtasıyla elde edilen delillerin hukuka uygunluk boyutu, mevzuatımızdaki düzenleme boşluğu ve bazı çözüm önerileri ele alınacaktır.”
Makalenin sonuç bölümü de şöyle:
“Teknolojinin gelişmesiyle ortaya çıkan imkanların görmezden gelinemeyeceği ve bunlardan mutlaka faydalanılması gerektiği tartışmasızdır. Üstelik bu araçların, suçlarda ve terör örgütleri tarafından da kullanıldığı göz önünde bulundurulduğunda, bir kenara bırakılmaları oldukça yanlış bir tutum olacaktır.
Bu noktada önemle belirtmek gerekir ki, bu tür teknolojik araçların sağladığı olanaklar, temel hak ve özgürlüklerin önüne geçmemelidir. Bu çerçevede drone ile yapılan kayıt ve izlemelere önceden izin alınma şartı getirilmeli, bu araçlar gecikmesinde sakınca bulunan haller ve başka yöntemlerle delil etme olanağının bulunmadığı haller dışında, mahkeme kararı olmadan kullanılmamalıdır. Elde edilen görüntüler ve veriler, yalnızca bir delil içerdiklerine veya devam eden bir soruşturma veya kovuşturma ile ilgili olduklarına dair makul bir gerekçe bulunması halinde saklanmalıdır.
Drone ile izleme ve kayıt yapılan noktalar önceden paylaşılmalı veya buna ilişkin bir uyarı ya da levha olmalıdır. Kolluk kuvvetlerinin envanterinde bulunan droneların sayısı, nitelikleri, becerileri ile yapılan izlemelere ve kayıtlara ilişkin istatistikler kamuoyu ile paylaşılmalıdır. Bu araçların kullanımının yarattığı hukuka aykırılık hali ve kaygılar, ancak Anayasa ile ilgili kanunlar çerçevesinde hazırlanacak; amacı, kapsamı, koşulları belirli ve denetim mekanizması öngörülmüş bir yasal düzenleme ile giderilebilir. Aksi takdirde, teknolojik araçların kuralsız ve denetimsiz kullanımı, bizi, bireylerin devlet tarafından teknolojik araçlar vasıtasıyla izlendiği, takip edildiği ve kaydedildiği bir gözetim toplumuna yaklaştıracaktır.” -Cemil Yıldız-

Exit mobile version