Ukrayna savaşı giderek kızışıyor. Rusya, Ukrayna’nın bazı bölgelerini ele geçirdi. Başlayan bölgesel savaş nedeniyle dünya ekonomisi de var olan sıkıntılara ek olarak daha büyük sorunlarla karşı karşıya kaldı.
İşte böylesi bir ortamda, Atatürk’ün büyüklüğü ve Atatürk ilke ve devrimlerinin önemi bir kez daha anlaşıldı.
Eğer sadece tüketen değil aynı zamanda üreten bir ülke olmadığımız sürece, küçücük bir kıvılcım dahi ekonomik yönden ortalığın sarsılmasına, dengelerin alt üst olmasına neden olabiliyor.
Bu aşamada bir yandan ekonomik sıkıntının üstesinden gelinmeye çalışılırken, öte yandan Montrö Boğazlar antlaşmasının değeri bir kez daha ortaya çıkıyor, görülüyor, anlaşılıyor.
Dünya Ukrayna krizi nedeni ile diken üstünde.
Neyin ne olacağı, bu krizin ne zaman sona ereceği, kriz nedeni ile uğranılan ekonomik zararların nasıl giderileceği şimdiden tartışılmaya başlandı bile.
Biz Cumhuriyetin kazanımlarını teker teker elden çıkartırken, yaklaşan krizleri görüp ve sezen ülkeler tedbirlerini çok daha önceden alarak yaşama geçirdiler.
Bu nedenle de ekonomik krizi daha az zararla atlatma imkânını elde ettiler.
Zamanında önlemler almayanlar ya da alamayanlar ise, ekonomik sıkıntıyı daha büyük oranda çekmek suretiyle büyük bir dar boğaza girdiler.
Bizde gelecekte olabilecekleri hesaplayamadığımız, Cumhuriyetinin kazanımlarını teker teker elden çıkardığımız, çağdaş uygarlığın gösterdiği yolda yeterince hareket edemediğimiz içinde, yaşanan Ukrayna krizini en çok hisseden ülkeler arasında yerimizi almış bulunuyoruz.
Ukrayna’da çeşitli nedenlerle bulunan 20 bini aşkın yurttaşımızın bile acil bir şekilde tahliye edilmemeleri konusunda zamanında gereken adımları atmakta geç kalan ülkeler arasında ilk sıralarda yerimizi ne yazık ki almış bulunuyoruz.
Yaşanan bu tablo karşısında tüketen değil üreten bir ülke olma yolunda gereken adımların yeniden atılması gerçeği kendini bir kez daha göstermiştir.
Yine yaşanan bu tablo karşısında diplomasinin tüm kurum ve kuralları ile ehil insanlar aracılığı ile sürdürülebilmesi gerçeği de kendini bir kez daha göstermiştir.
Bir zamanlar Monşör denilerek itilen ve böylece kaybedilen diplomatların yeniden sisteme kazandırılabilmesi için gereken çabanın gösterilmesi gerçeği de net bir şekilde anlaşılmıştır.
Tüm bunların yaşanmasına neden ise, Atatürk ilke ve devrimlerine gereken özen ve bağlılığın yeterince gösterilmemesi ve zaman zamanda çağdaşlıktan uzaklaşmak suretiyle kötüye gidişin hızlandırılmasına neden olacak tutum ve davranış içerisine girilmesidir.
Zararın neresinde dönülürse kârdır özdeyişini bir kez daha anımsatmak istiyoruz. Hiç olmazsa bundan sonra yanlışı görmek, doğruya yönelmek ve bunun içinde elden çıkardığımız Cumhuriyetin kazanımlarını yeniden elde etmek ve böylece Gazi Mustafa Kemal’in gösterdiği çağdaş uygarlık yolunda hızla ilerlemek suretiyle kaybettiklerimizi telafi etme yoluna gitmeliyiz.
Karadeniz’de suların ısınması nedeni ile oluşan tablo karşısında bunları hatırlama ve hatırlatma gereğini duyuyoruz…
nabiinal@hotmail.com