Asıl adı Abdulkadir Meriçboyu olan A. Kadir, 1917 yılında üç çocuklu bir ailenin en küçük çocuğu olarak İstanbul’da doğar. İlkokulun ikinci sınıfında, babasını yitirir. Yaz tatillerinde önündeki ders yılı için defter kitap parasını kazanmak için birçok işte çalışır. Güç bela ilkokulu ve ortaokulu bitirir.
Okumalıdır; mahalle arkadaşlarının çoğu gibi, fabrika köşelerinde sürünmemek için, okumalıdır. Bir doktor, bir mühendis, ya da bir hakim olmayı düşler. Ancak bu düşü gerçekleşmez. Biraz da ağabeyinin zoruyla, istemeye istemeye, yatılı Kuleli Askeri Lisesi’ne yazılır.
Askeri Lisede çalışkan başarılı bir öğrencidir. Derslerinin dışında tek merakı edebiyattır. İlkokuldayken Jules Verne’in kitaplarına merak saran, ortaokuldayken Halkevi kitaplığından çıkmayan A. Kadir, lise yıllarında Balzac’ı, Tolstoy’u, Gorki’yi, Dostoyevski’yi, Victor Hugo’yu okur. Lisenin 3. sınıfında Nâzım Hikmet’in kitaplarıyla karşılaşır. Nazım’ın şiirleri yepyeni dünyaların kapılarını açar ona. Özellikle “Taranta-Babu’ya Mektuplar” kitabından çok etkilenir. Faşizmin gerçek yüzünü görür. Daha çok Nazım’ın etkisiyle şiir yazmaya başlar.
1936 yılında liseyi bitirir ve Ankara Harp Okulu’na gider. Orada edebiyat ve düşün kitaplarını okumaya daha çok hız verir. Edebiyata meraklı arkadaşlar edinir. Dört beş arkadaş, köşelere çekilir ellerinde Nâzım’ın şiirleri, gizli gizli okurlar. Ama bir gün ihbar edilirler. 1938 yılında arkadaşlarıyla birlikte tutuklanır. Nâzım Hikmet de, en ufak bir suçu olmadığı halde, işin içine karıştırılır. Nâzım, asker kişileri askeri isyana teşvikten, A. Kadir ve arkadaşları isyandan yargılanır. 6 kişi suçlu bulunur. Nâzım, on beş yıl ağır hapse, A. Kadir ise 10 ay hapse mahkûm edilir.
Nâzım Hikmet’le dostluğu mahkeme salonunda başlar. Sonra Ankara Askeri Cezaevinde aylarca bir arada kalırlar. Dostlukları pekişir. Annesi nasıl çocukluk günlerinin yol göstericisi olmuşsa, Nâzım da gençlik günlerinin yol göstericisi olmuştur.
Harp Okulu’ndan ilişiği kesilen A. Kadir askere alınır. Bu yıllarda iki şiiri dergilerde yayımlanır. 1941 yılında terhis olur. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne girer. Gündüz fakülteye devam eder, geceleri de bir gazete de düzeltmenlik yapar, geçimini bu yolla sağlar. “Yürüyüş” adlı derginin yönetimini üstlenir. Toplumcu yazar şair ve ressamlardan bir kadro kurar. Kadro Sait Faik, Orhan Kemal, Kemal Binbaşar gibi öykücüler, Niyazi Akıncıoğlu, Cahit Irgat, Rıfat Ilgaz, Sabri Sorun, Ömer Faruk Toprak, A. Kadri gibi şairlerden oluşur. Dergide Nâzım’ın pek çok şiiri de takma adla yayımlanır.
A.Kadir’in 1943 yılında Yürüyüş dergisinde “Bir İnsan” adlı şiiri yayımlanır. Beş Hececiler şiir akımından, kendisi de bir şair olan Orhan Seyfi Orhon, Çınaraltı dergisinde A.Kadir’in bu şiirini ihbar eder. O sıralarda ilk şiir kitabı Tebliğ’in basımıyla uğraşmakta olan A.kadir doğal olarak ihbar edilen “Bir İnsan” şiirini de kitabına almıştır. 18 şiirden oluşan “Tebliğ” adlı ilk şiir kitabını çıkarır. Özgürlük, ekmek kavgası, insan sevgisi, savaş karşıtlığı açık yalın gerçekçi bir anlatımla dile getirir. Kitap geniş yankılar uyandırır. Övgüler yergiler birbirini kovalar.
Kitap çok az kalır kitapçı vitrinlerinde, sıkıyönetimce toplatılır. Arkasından “Yürüyüş” dergisi kapatılır. A. Kadir tutuklanır. Sansaryan Han’ında bir hücreye kapatılır, dört gün dört gece susuz tutulur. Kitabı mahkemeye verilmez, şairine hiçbir savunma hakkı tanınmaz. Sıkıyönetim yetkilileri sadece “sürgün” kararını bildirirler. Önce Muğla’da sürgün kalır, Muğla’dan Balıkesir’e gönderilir, Balıkesir’den sonra Konya’ya, oradan da Adana’ya sürülür. Orada Orhan Kemal’le tanışıp arkadaş olur. Bu durumu “sakıncalı” bulan Emniyet yetkilileri, başka bir yere sürülmesini isterler. Bunun üzerine A. Kadir Kırşehir’e gönderilir, dört buçuk yıl sonra, 1947 yılında İstanbul’a dönebilir. Dünyamızın Geleceği” adlı şiiri 1943 tarihini taşır.
Düşman zulmediyor,
şehirler yanıyordu.
Bir sıra alevdi gökyüzü, toprak,
ağaçlar, koyunlar ve çocuklar
bir sıra alev.
Sen gözlerini yummadan,
korkmadan,
titremeden bak.
Korkunç çatırtılar halinde gidiyor
binlerce kilometre karelik toprakta
insan emeği
Yavrucuğum,
gene korkunç çatırtılar halinde kurulacak
dünyamızın geleceği.
Ben korkusuz ve kuşkusuzum
Domuzuna inanıyorum.
Nâzım Hikmet’in “Onun yüreği halis bir şair yüreğidir” dediği A. Kadir, halkın şairi oldu, şiirlerinde insan sevgisini, alabildiğine bir sıcaklık ve canlılıkla var etti.
Orhan Tüleylioğlu