Ünlü müzisyen Efkan Şeşen 2001 yılında Antakya’da verdiği bir konserde sevenleriyle bir araya gelmiş, bu unutulmaz konseri de Antakya Gazetesi haberleştirmişti. Efkan Şeşen resmi facebook hesabında Antakya Gazetesinin 26 Şubat 2001 tarihli haber kupürünü paylaşarak, arşivindeki Antakya Gazetesini çıkardı. Sevilen müzisyen Efkan Şeşen’in “Tarihten bir yaprak” başlıklı paylaşımında verdiği mesaj şöyle : “ TARİHTEN BİR YAPRAK / (2001)
Hafıza tazeleyelim..
ANTAKYA hayatımda özel yeri olan anılar ve güzellikler, dostluklar biriktirdiğim yüreğimdeki bir şehir..Üzerine çok şey yazabilirim..90’lı yılların sonu ve 2000’lerin başında SAMANDAĞ Festivali dahil sık gittiğim ve ailemle de misafir edildiğim bu harika şehir son süreçte en büyük acılarla yüzleşti.. İnsana, doğaya ve toplumsal değerlere sevgi ve saygıyı henüz koruyan az sayıda insan ve toplulukların özverili çabalarıyla yarasını sarmaya çalışmakta..Arşivimdeki bu yaprak ilk konserlerimden birine ait. Konseri Harbiye Belediye Spor organize etmişti.. Müthiş coşkulu bir atmosferde konser vermiştik..Öyle işte..Umudun henüz yorgun olmadığı zamanlardan..”
Efkan Şeşen kimdir?
1963 yılında İstanbul’da doğan Efkan Şeşen, Artvin Arhavi’li bir ailenin oğludur. Çocukluğu Kadıköy’de geçer. Üniversite eğitimine 12 eylül öncesi ve sonrası devam edemez.70li yılların sonunda dönemin gençlik hareketlerinde yer alır ve 1980-1987 yıllarını İstanbul cezaevlerinde geçirir. Cezaevi süreci aynı zamanda onun müzikal yeteneklerinin de fark edildiği bir dönemdir. 1987 yılında Grup Yorum ile başlayan profesyonel müzik yaşamı, bu grup ile 1991 yılına kadar sürer. Bu süreçten sonra müzik üretimlerini bireysel sürdürecektir Şeşen. Gruptan ve siyasi aktivitelerden kopuşu ile başlayan bu sürecin tamamen müzik boyutlu bir yaşama dönüşü, 1995 yılında çıkan 1.albümü “Dokuz Altı Yollarında” ile gerçekleşir. Müzisyen Didar Şeşen ile evlenen Efkan Şeşen için en temel olgu ailesi, gitarı ve emek verdiği üretimler olmuştur. Gençlik yıllarının onda yarattığı kişilik, popüler kültürün dışında mütevazı aile yaşamı ve müziğe gönül vermişliğidir. Gerek yaşamında gerekse eserlerinde bu bütünlük gözden kaçmaz. En önemli özelliği ise özgünlüğünü büyük bir samimiyetle sunmasıdır.