İtiraf Var, Çözüm Yok!
Hatay Eğitim İş Şube Başkanı H.Suat Sadış, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un Öğretmen ile Müdür alımlarını ÖSYM’nin yapmasını istemeleri ile ilgili açıklamasını, “İtirafı var, ama çözüm yok” şeklinde değerlendirdi. Eğitim İş Şube Başkanı H.Suat Sadış’ın açıklaması şöyle:
“İtiraf var, çözüm yok! Milli Eğitim Bakanı Selçuk der ki, ‘Şimdi normalleşme, ehliyete, liyakate müracaat zamanı. O yüzden yaptığımız tüm iş ve işlemleri objektif yapmaya gayret ediyoruz. O nedenle, Öğretmen ve Müdür alım sınavını ‘ÖSYM yapsın’ istiyoruz. Elbette hatalarımız var. Ancak istikamet ve niyet olarak, ehliyetin peşindeyiz. Objektif olup, güven oluşturmaya çaba gösteriyoruz.
‘Öğretmen alımı ve yönetici seçimini ÖSYM yapsın’ deyişi, iyi niyetli bir analiz ve söylem gibi görünse de, aslında acı bir itiraftan başka bir şey değildir. Yılların, yani 18 yıllık AKP döneminin bir özetidir bu açıklama. Eğitim öğretim sisteminin, öğretmen alımının, yönetsel kadrolarının seçimindeki liyakat ilkesinin yok sayılarak, torpil yapılarak içine düşürüldüğü durumu net olarak özetleyen Bakan Selçuk, Milli Eğitim Bakanlığı’na güvenin kalmadığını ve güveni tekrar sağlamak için çaba gösterdiklerin-den dem vuruyor. Bakan Selçuk, ‘öğretmen alımı ve yönetici seçimini ÖSYM yapsın’ diyerek, aslında şunu söylüyor… Milli Eğitim Bakanlığı, dinci gerici yapılar ve siyaset tarafından kuşatılmış durumda, ‘benim bile yapacak bir şeyim yok! O nedenle, öğretmen alım ve yönetici seçme sınavını ÖSYM yapsın, Milli Eğitim Bakanlığı bu işi yapamaz, yapmamalıdır’ demek istiyor.
Sayın Selçuk, siz bile kendi Bakanlığımıza güvenmiyorken, 1 milyon öğretmen ve 18 milyon öğrencinin ve velilerinin sizlere güvenmesini beklemeyin boşuna. Sayın Bakan’a sormak gerek! Sadece öğretmen alımı ve yönetici seçimi mi sorunlu? Daha geçen hafta; dinci, gerici cemaatlerle, vakıflarla ve derneklerle olan protokolleri gizlice uzattınız. Yani demokratik, laik ve bilimsel eğitime darbe üstüne darbe vurmaya devam ediyorsunuz.
Hep söyledik, bir daha söyleyelim. Dinci, gerici cemaat ve dernekler, dindar ve kindar nesil yetiştirmenin en önemli ayağıdır. Gücünüz yetiyorsa, protokolleri anlı şanlı bir törenle iptal edin. Bu dinci gerici yapıları Milli Eğitim Bakanlığı’ndan defedin. Öğretmen alımı ve yönetici seçiminde olduğu gibi, yarın çıkıp ‘dinci, gerici cemaat, vakıf ve derneklerle yapılan protokoller hataydı’ falan deme cüretinde bulunmayın sakın.
Sayın Selçuk, sık sık ‘ülke ödevi yapıyoruz’ söyleminizden, doğru ve tarihe kayıt düşmüş olmak için size önerim şudur… Ya Milli Eğitim Bakanlığı’nı demokratik, laik, bilimsel, kamusal ve çağdaş eğitimden yana ilkeler doğrultusunda yönetin ya da Milli Eğitim Bakanlığı’ndaki tespit ettiğiniz gericileşme, piyasalaştırma ve torpil ile ilgili bildiklerinizi açıklayıp istifa edin.” -Cemil Yıldız-