Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Eğitim İş’ten 1 Mayıs Mesajı:

Maaşlar, Yoksulluk Sınırının Altında!

Maaşlar, Yoksulluk Sınırının Altında!

Öğretmen sendikası Eğitim İş’in Hatay Şubesi, yarın kutlanacak 1 Mayıs İşçi Bayramı ile ilgili mesajında, günümüzde çalışanların maaşlarının eridiği, özellikle akademisyenlerin maaşlarının yoksulluk sınırının da altına gerilediği belirtildi.
Hatay Eğitim İş’in mesajı özetle şöyle:
“1 Mayıs, bayram olmaya her zamankinden daha uzaktır. Yanlış ekonomi politikalarıyla, hepimizin hakkı olan kaynakların iktidar yandaşlarına peşkeş çekilmesiyle, emekçi ve üretim düşmanı yönetim anlayışıyla gelinen noktada, Türkiye Cumhuriyeti halkının yüzde 90’ı, Saray ve şürekâsını doyurmak için canla başla çalışmaktadır.
Hızla yoksullaşan ülkemizde, orta sınıf kavramı yok olmuş ve fakir ile zengin arasındaki uçurum derinleşmiştir. Nüfusun en düşük gelir grubunu oluşturan yüzde 20’lik diliminin toplam gelirden aldığı pay yüzde 5,9, buna karşın nüfusun en yüksek gelire sahip yüzde 20’lik grubunun toplam gelirden aldığı pay ise yüzde 47,5’tir. Ev taksitini aratmayacak büyüklükte kiralar, marketlerde durmadan değişen etiketler, haracı aratmayacak hale gelen devasa vergiler, emekçilerin belini bükmüştür. Tüm emekçi sınıfı gibi, eğitim emekçileri olarak bizler de sırtımıza yüklenen bu derin yoksulluğun ağırlığı altında ezilmekteyiz.
O yüzden bugün, bizler için bir bayramdan çok, yaşadığımız cehennemi haykırmanın ve bize yaşatılan bu kabusa karşı sessiz kalmayacağımızı göstermenin günüdür. Eğip bükmeye gerek yok! Eğitim emekçisinin hali ortadadır!
Bize reva görülen bu sefaleti, bu itibarsızlığı, bu sömürüyü kabul etmiyoruz.
-Bu topraklara bir güneş gibi doğan Cumhuriyet’in gericilikle karartılmaya çalışılmasını,
-Irkçılığın, cinsiyetçiliğin iktidar tarafından hormonlanarak büyütülmesini,
-Cumhuriyet’in taşıyıcı sütunları olan laikliğin, sosyal devlet ilkesinin, adaletin azgın bir azınlıkça sistematik olarak saldırıya uğramasını,
-‘Irmağının akışına ölürüm’ diye türkü söyleyenlerin, bu cennet vatanın taşını toprağını bile ranta çevirip yok etmesini,
-100 yıl önce bu topraklardan men edilen tarikatların bugün örümcek ağı gibi ülkenin ve devletin dört yanını sarmasını,
-Bu ülkenin geleceği olan çocuklarımızın laik, bilimsel, kamusal, adil eğitimden her geçen gün biraz daha uzaklaştırılmalarını kabul etmiyoruz! Şimdi, çukurun kenarındayız. Son bir cüret, belki bizi kurtarabilir. Zaten geri dönme imkanı da yok!” -Mutlu Yanık-