Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Eğitim-İş’ten 8 Mart açıklaması: “Gerçek demokrasi eşitlikle mümkündür”

Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş) Hatay 1 Nolu Şube

Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş) Hatay 1 Nolu Şube Yönetim Kurulu, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla bir basın açıklaması yayımladı. Açıklamada, kadın haklarına yönelik gerilemelere dikkat çekilirken, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için atılması gereken adımlar sıralandı.

“Kadınlar eşitlik mücadelesini sürdürüyor”

Eğitim-İş Hatay 1 Nolu Şube tarafından yapılan açıklamada, 8 Mart’ın emekçi kadınların sömürüye, baskıya ve eşitsizliğe karşı direniş günü olduğu vurgulandı. 1910 yılında 2. Enternasyonal Kadın Konferansı’nda alınan kararla kabul edilen 8 Mart’ın, 1977’de Birleşmiş Milletler tarafından “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak ilan edildiği hatırlatıldı. Ancak, geçen yıllara rağmen Türkiye’de kadınların hâlâ eşitlik ve özgürlük mücadelesi vermek zorunda bırakıldığına dikkat çekildi.

Son yıllarda kadın hakları konusunda ciddi gerilemeler yaşandığını belirten açıklamada, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı, kadın cinayetlerine karşı etkin politikaların geliştirilememesi, nafaka ve velayet haklarında kadınların dezavantajlı hale getirilmesi, aile içi şiddeti önleyici mekanizmaların yetersizliği ve laik eğitime yönelik saldırılar, bu gerilemenin başlıca nedenleri olarak sıralandı.

Kadına yönelik şiddet endişe verici boyutta

Eğitim-İş, Türkiye’nin kadına yönelik şiddet konusunda en kötü performansa sahip OECD ülkelerinden biri olduğunu belirtti. OECD verilerine göre, kadınların hayatlarında en az bir kez eş veya partner şiddetine maruz kalma oranı dünya ortalamasında %21,6 iken, Türkiye’de bu oranın %38 olduğuna dikkat çekildi. Açıklamada, 2002’den bu yana öldürülen kadın sayısının 8 bin 500’ü aştığı vurgulanarak, caydırıcı yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesi gerektiği ifade edildi.

Kadın cinayetlerinin her geçen gün arttığına dikkat çekilen açıklamada, faillerin aldığı ceza indirimlerinin adalet duygusunu zedelediği vurgulandı. Kadınların yalnızca fiziksel şiddete değil, psikolojik, ekonomik ve toplumsal baskılara da maruz kaldığı belirtilerek, yaşam haklarını koruyacak somut adımlar atılmasının şart olduğu ifade edildi.

Kadın emeği değerlendirilmeli, istihdam artırılmalı

Kadınların iş hayatında da ciddi ayrımcılıklara maruz kaldığı belirtilen açıklamada, kadın işsizliğinin erkeklere oranla daha yüksek olduğu ve aynı işi yapan kadınların erkeklerden daha düşük ücret aldığı vurgulandı. “Kadının yeri evidir” anlayışının yaygınlaştırılması, kadınların işgücüne katılımını olumsuz etkileyen faktörlerden biri olarak gösterildi.

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) 2022 yılı Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi verilerine göre, Türkiye’de kadınların işgücüne katılım oranının %35,1 olduğu, erkeklerde ise bu oranın %71,4’e ulaştığı belirtildi. TÜİK’in 2024 yılı Aralık ayı verilerine göre, kadınların işgücüne katılım oranının %36,6, istihdam oranının ise %32,4 olduğu bilgisi paylaşıldı. Kadın emeğinin değerlendirilmesi ve kadın istihdamını artıracak politikaların hızla hayata geçirilmesi gerektiği ifade edildi.

Kadın hakları için somut adımlar talep edildi

Eğitim-İş Hatay 1 Nolu Şube, kadınların eşit, özgür ve güvenli bir yaşam sürdürebilmesi için atılması gereken adımları şöyle sıraladı:

  • İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönülmeli, kadın cinayetlerine karşı caydırıcı yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
  • Kadınların işyerinde, sokakta ve evde maruz kaldığı taciz, şiddet ve mobbinge karşı etkin mücadele edilmeli, caydırıcı yasalar çıkarılmalıdır.
  • Toplumsal cinsiyet eşitliği bilincinin artırılması için ilkokuldan itibaren eğitim müfredatına gerekli içerikler eklenmelidir.
  • Kız çocuklarının eğitim hakkı güvence altına alınmalı, erken yaşta evliliklerin önüne geçilmelidir.
  • “Eşit işe eşit ücret” ilkesi hayata geçirilmeli, kadınların erkeklerden daha düşük maaş almasının önüne geçilmelidir.
  • Kadınların annelik, hamilelik ve evli olma durumları istihdam edilmeme gerekçesi olmaktan çıkarılmalı, ayrımcı uygulamalar sona erdirilmelidir.
  • Kadınların iş hayatında yer alabilmesi için kreş olanakları artırılmalı, annelerin topluma daha aktif katılımı teşvik edilmelidir.
  • Kadınların siyaset ve yönetim kademelerinde daha fazla yer alması için kota uygulamaları hayata geçirilmeli, kadın temsilinin artırılması sağlanmalıdır.

Açıklamanın sonunda, gerçek bir demokrasinin ancak kadın ve erkek eşitliğinin sağlanmasıyla mümkün olacağı belirtilerek, “Kadınların yaşamın her alanında eşit haklara sahip olduğu, şiddetin ve ayrımcılığın son bulduğu bir dünya için mücadelemiz sürecektir. Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü!” denildi.