Köy Enstitüleri Heyecanı, Felsefesi Okullarda Yaşatılmalı…
Hatay Eğitim İş, Köy Enstitüleri kuruluşu yıldönümünde yayınladığı mesajında, 78.yıldönümünde, Köy Enstitülerinin ilerici, demokrat ve aydınlanma geleneğine sahip çıktıklarını, amaçlarının, Köy Enstitülerinin felsefesi, heyecanı ve ruhunu okullarda yaşatmak olduğunu bildirdi.
Hatay Eğitim İş açıklamasında, Köy Enstitüleri’nin kurulduğu dönemde, Türkiye’nin; eğitim düzeyi düşük, sanayisi cılız, nüfusunun yüzde 80’i köyde yaşayan bir ülke olduğu hatırlatıldı ve şöyle denildi:
“Köy Enstitüleri’yle birlikte ekonomik ve toplumsal kalkınma hedeflenmiştir. Çünkü okur-yazar olmayan bir toplum ile Atatürk Cumhuriyeti’nin hedefi olan çağdaş uygarlığa ulaşılamazdı. İşte Köy Enstitüleri ile bu eksiklik giderilmeye çalışılmıştır. Köy Enstitüleri; savaştan çıkmış, viraneye dönmüş, yanmış, yakılmış Anadolu ile yoksullukla, cehaletle boğuşan Anadolu insanını uyandırma, ayağa kaldırma, uygar bir Türkiye yaratma projesiydi. Öğrenciler; öğreniyor, öğrendiklerini uyguluyor ve üretiyordu. Bu dönemde köy çocukları eğitildikten sonra, köylerine ‘tarımda, sanatta, zanaatta ve sağlık’ alanlarında öğretmen olarak geri gönderilmiştir. Köy Enstitülerinin başlıca amacı kırsal alanı kalkındır-mak, köylüyü eğitmek ve eğitmenlerle köylüyü üretici duruma getirmekti.
Yüzyıllardır horlanmış köy çocuklarından yazarlar, şairler, müzisyenler, bilim adamları çıkmaya başlamıştı. Anadolu uyanıyordu. Ancak bu yüksek dinamizm ve Cumhuriyetçi kadronun kazandırdığı ivme, gerici ve tutucu egemen güçlerden tepkiler almaya başlamıştı. Ülkenin toplumsallaşma sürecini kolaylaştırmak için gerçekleştirilen Köy Enstitüleri girişimi, kazandığı onca olumlu sonuca karşın dinsel değerlerin çöküşüne neden olduğu gerekçesi ve komünizm geliyor korkutmalarıyla tamamlanamadı. Önce bilinçli olarak içi boşaltılan ve yozlaştırılan Köy Enstitüleri kapatılarak, Anadolu’nun en önemli aydınlanma projesi ortadan kaldırıldı.
Bugün, öğretmen yetiştirmeden başlayarak eğitim sisteminin yaşadığı pek çok sorunun kaynağında Köy Enstitüleri’nin kapatılması yatmaktadır.
Köy Enstitüleri’nin kapatılması, ülkemizdeki aydınlanma sürecinin durdurulması ve demokratik işleyişin sekteye uğratılması anlamına gelmiş, genel anlamda da demokrasimizin derin bir yara alması sonucunu doğurmuştur. Enstitülerin kapatılması, Türkiye’nin aydınlanma tarihinde gericiliğin zaferi olarak yerini almıştır.
Ne yazık ki, o gerici anlayışın uzantıları bugün de işbaşındadırlar. AKP iktidarı döneminde uygulanan politikalarla eğitimin niteliği düşürülmüş, çağdaş, bilimsel, akılcı, laik eğitim sistemine büyük bir darbe vurulmuştur. 4+4+4 eğitim sistemi ile Cumhuriyet’in temeli olan ‘Öğretim Birliği’ parçalanmış; laik, bilimsel, parasız ve ulusal eğitim yok edilmiş, okullarımız medreseye döndürülmüştür. Siyasi iktidar, çocukları medrese eğitimi ile ‘itaatkar’, ‘biat eden’ kullar haline getirmeye çalışmaktadır.
Bugün Köy Enstitüsü ruhunu yeniden yakalamak, ancak çağdaş, üretken ve demokratik eğitim yöntemini ulusal eğitim sistemimizin her aşamasına uygulayarak; eleştiren, sorgulayan çağdaş bireyler yetiştirmekle olur. Üretken ve yaratıcılığın desteklendiği eğitim anlayışı bugün yaşadığımız eğitim sorunlarının da çözümü olarak görülmelidir. İşte o zaman Atatürk’ün ve cumhuriyetin öğretmenlerden istediği ‘Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür’ nesilleri yetiştirebiliriz. 78. Kuruluş yıldönümünde, Köy Enstitüleri’nin ilerici, demokrat ve aydınlanmacı geleneğine sahip çıkıyoruz. Eğitim-İş olarak amacımız; Köy Enstitülerinin felsefesi, heyecan ve ruhunu okullarımızda yaşatmak, tüm yurtta cumhuriyetin, aydınlanmanın ateşini yeniden yakmak, ülkemizin geleceğine umut ve ışık olabilmektir. Eğitim-İş; Mustafa Necati’den, Hasan Ali Yücel’den, Fakir Baykurt’tan ve Başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk’ten devraldığı bu görev ve sorumluluğu yerine getirme azim ve kararlılığındadır.” -Cemil Yıldız-