Eğitim Sen ile Eğitim İş ortak açıklaması:

Performans Değerlendirmeye Hayır! Hatay Eğitim Sen ile Eğitim İş şubeleri önceki gün ortak bir eylemle gerçekleşen basın açıklamasında performans değerlendirmeye karşı olduklarını yineledi. Eğitim Sen Şube Başkanı Deniz Ezer’in okuduğu, Eğitim İş Şube Başkanı Suat Dadış ile yönetici ve iki sendika üyelerinin de katıldığı Köprübaşındaki basın açıklamasında. Kamuda performans değerlendirmesine dayalı, esnek ve güvencesiz bir […]

Performans Değerlendirmeye Hayır!

Hatay Eğitim Sen ile Eğitim İş şubeleri önceki gün ortak bir eylemle gerçekleşen basın açıklamasında performans değerlendirmeye karşı olduklarını yineledi. Eğitim Sen Şube Başkanı Deniz Ezer’in okuduğu, Eğitim İş Şube Başkanı Suat Dadış ile yönetici ve iki sendika üyelerinin de katıldığı Köprübaşındaki basın açıklamasında. Kamuda performans değerlendirmesine dayalı, esnek ve güvencesiz bir istihdam sistemi oluşturmanın, iktidarın uzun süredir gündemini oluşturduğu kaydedildi.
Eğitim Sen ile Eğitim İş Hatay Şubeleri ortak açıklamasında şu görüşler dile getirildi:
“ Öğretmenleri ALO 147, BİMER, CİMER gibi uygulamalarla veliyle ve öğrenciyle karşı karşıya getiren, sürekli baskı altında tutan MEB, son olarak ise 9 Haziran 2017 tarihli Resmî Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren “Ulusal Öğretmen Strateji Belgesi” hedefleri arasında eğitimde performans değerlendirme uygulamasına da yer vermiştir.
Öğretmen yeterliliklerinde bilimsel, objektif ve evrensel standartlar yerine, öğretmenleri her açıdan baskı altına alacak olan ‘Performans değerlendirme’ uygulamalarının benimsenmesindeki ısrar, MEB’in asıl amacının ne olduğunu açıkça göstermektedir. Öğretmenlerin mesleki yeterliliklerini arttırmak için piyasacı yöntemleri hayata geçirmek, onları objektifliği tartışılır sınavlar, değerlendirmeler ve testlere tabi tutmak, ağır performans baskısı altında angarya çalışmaya yönlendirmektir.
Öğretmenlerin performansı için yapılacak değerlendirmede ortaya çıkacak olan performans notu okul müdürü, zümre öğretmenleri, zümre dışı öğretmenler, veliler, öğrenciler ve öğretmenin öz değerlendirmesi sonucunda elde edilecektir. 4 yılda bir yapılacak sınav notu da o yıl değerlendirmeye eklenecektir.”
Milli Eğitim Bakanlığı’nın gerçek hedefinin Öğretmenlerin niteliğini arttırmak olup olmadığı sorusuna da yer verilen iki öğretmen sendikası Eğitim Sen ile Eğitim İş açıklamasında şöyle denildi:
“Eğitim ve öğrenme sürecinin etkin oluşturucusu olan öğretmenlerin, donanımlı bir eğitim ortamında çalışabilmesi için gerekli eğitsel altyapıyı hem tutum hem bilgi düzeyinde edinebilmesi, öncelikle öğretmenlerin, dolayısıyla eğitimin niteliğinin arttırılması ile doğru orantılıdır. Eğitim sisteminde yaşanan çok yönlü sorunlar, eğitim sisteminin niteliğinin sorgulanır hale gelmesine neden olmuş; eğitimin niteliğinde yaşanan bozulmasının sorumlusu olarak öğretmenler sürekli olarak hedef gösterilmiştir.
Performans değerlendirmesiyle öğretmenlerin yaptıkları işin niteliğinden çok ‘yüksek performans’ üzerinden bireysel değerlendirmeye tabi tutulması, okullarda herkesin birbirinin ‘rakibi’ olduğu düşüncesinin gelişmesine ve iş barışının tamamen bozulmasına neden olacaktır. Öğretmenlik rekabetle değil dayanışma ile yapılacak bir meslektir. Deneyimlerimizle biliyoruz ki mesleki dayanışma zümre ve okul başarısını artıran önemli bir etkendir.
Ayrıca söylemek isteriz ki; MEB’in mevcut haliyle uygulamayı düşündüğü, öğretmen, öğrenci ve velilerin hepsinin değerlendirme sürecine dahil edildiği şekliyle bir performans değerlendirme uygulaması dünyanın hiçbir ülkesinde bulunmamaktadır.
MEB’in bir bütün olarak sorumluluklarını göz ardı etmesi; eğitimdeki nitelik sorunlarını öğretmenler üzerinden tanımlaması; adeta faturayı onlara çıkarması da öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştırarak özenilecek bir meslek olmaktan uzaklaştırmıştır. Öğretmenlik mesleğini özenilen itibarlı bir meslek haline getirmek; nitelikli öğrencileri eğitim fakülte-lerini tercih etmeye yönlendirmek için mezun öğretmen adaylarının kadrolu atanmasına; çalışma koşullarının iyileştirilmesine; iş güvencesi kaygılarının giderilmesine ve ihtiyaca uygun mesleki gelişim desteği sağlanmasına bağlıdır.
Öğretmenlere performans değerlendirmesi adı altında puan verilmesi ve bu puanların değerlendirme ölçütü olarak kullanılacak olması, eğitimde yeni çatışmaların ortaya çıkmasına neden olacaktır. MEB’in asıl hedefi, öğretmenlerin performansını ölçmek bahanesiyle, eğitimde ücretli, sözleşmeli ve güvencesiz istihdamı yaygınlaştırmak, uzun vadede eğitim emekçilerinin sınırlı iş güvencesini ortadan kaldırmaktır.
Öğretmenlik mesleği; öğretmen yetiştirmedeki eksiklikler, atanma sorunları, çalışma koşulları, iş güvencesi açısından yaşanan kaygılar, yetersiz maaşlar nedeniyle giderek değersizleştirilmiştir. Öğretmenlik mesleğini daha da değersiz hale getirecek olan eğitimde performans değerlendirme uygulamasına karşı hiçbir ayrım gözetmeksizin bütün eğitim çalışanları ve sendikalar ortak mücadele yürütmelidir. Öğretmenlerin ve tüm eğitim emekçilerinin hakları için farklı sendikalarda mücadele yürüten bizler, mesleğimizin geleceğini tehdit eden “performans değerlendirme” sistemine karşı birlikte mücadele etme ve bu uygulamayı durdurma yönünde ortak bir kararlılık içindeyiz. Bizler Eğitim Sen ve Eğitim İş sendikaları olarak tüm eğitim emekçilerini hiçbir ayrım gözetmek-sizin katkı sunmaya ve haklarımız için birlikte mücadele etmeye davet ediyoruz. Birleşerek bu saldırıyı durdura-cağımıza inanıyoruz.” -Cemil Yıldız-

Exit mobile version