Eğitim Sen’den “Kadına Şiddete Hayır” Mesajı:

Kadın, Erkek, Çocuk Şiddetine Karşıyız Hatay Eğitim Sen, yaklaşan “Kadına Şiddete Karşı Hayır” Günü öncesinde yayınladığı mesajda, hem kadına hem erkeğe hem de çocuğa şiddetin her türlüsüne karşı olunduğunu bildirdi. Eğitim Sen Hatay Şubesi mesajında, 25 Kasım’ın, kadına yönelik şiddete karşı uluslararası mücadele ve dayanışma günü olduğu hatırlatıldı ve şu görüşler kaydedildi: “Kadını, erkeği, işçiyi, […]

Kadın, Erkek, Çocuk Şiddetine Karşıyız

Hatay Eğitim Sen, yaklaşan “Kadına Şiddete Karşı Hayır” Günü öncesinde yayınladığı mesajda, hem kadına hem erkeğe hem de çocuğa şiddetin her türlüsüne karşı olunduğunu bildirdi. Eğitim Sen Hatay Şubesi mesajında, 25 Kasım’ın, kadına yönelik şiddete karşı uluslararası mücadele ve dayanışma günü olduğu hatırlatıldı ve şu görüşler kaydedildi:
“Kadını, erkeği, işçiyi, çiftçiyi, öğrencileri, çocukları, yaşlıları… Yani kısacası halkı sömüren, halka zulmeden sistem yıllardır değişmedi. Kadın sorununu ve kadına yönelik şiddeti yaratan, insan emeğinin sömürüsü üzerine kurulu sistemin kendisidir. Ve bu sistem, sömürürken; cins, ırk, din, dil ayrımı yapmamaktadır.
AKP, 15 Temmuz darbe girişimi gerekçesini öne sürerek, 100 bini aşkın kamu çalışanını ihraç ederek, onları açlığa mahkûm etmiştir. OHAL gerekçesiyle de hak arama kanallarını tıkamıştır. AKP’nin istediği, boyun eğen ve biat eden örgütsüz kamu emekçileridir!
Bu yıl 25 Kasım’ı; boyun eğmeyen, işi, emeği, onuru için 750 gündür direnen, bu direnişin ilk kıvılcımını da OHAL karanlığını yırtarak başlatan başta Nuriye Gülmen olmak üzere, Yüksel’de, İstanbul’da, Düzce’de direnen bütün kamu emekçilerine atfediyoruz.
Kadın elbette direnmelidir, örgütlenmelidir, mücadelenin merkezinde olmalıdır. Faşist sisteme karşı çıkarak, düzenin dayattığı statüleri yıkarak, düzene karşı hayatın her alanında vereceği mücadeleyle özgürleşecektir. Kadın, öfkesini, erkeklere değil, emeğini sömüren, onu aç ve işsiz bırakan, cinsel bir meta olarak gören, ona her türlü yozluğu reva gören, katledilmesine neden olan, faşizan politikalarla onu yok etmeye çalışan sisteme yöneltmeli, sınıfsal temelli bir mücadele içerisinde olmalıdır.
Bizler, bir emek örgütü olarak, her zaman sınıfsal temelli bir mücadelenin içerisinde olduk, olmaya da devam edeceğiz. Kadınıyla, erkeğiyle, öğrencisiyle, işçisiyle, çiftçisiyle, emeklisiyle, yani kısacası ezilen, sömürülen, şiddete uğrayan, açlığa mahkum edilen milyonlarız. Bu yüzden cinsiyet, ırk, dil, din ayrımı yapmadan sınıfsal bir mücadele sürdürmek zorundayız!” -Cemil Yıldız-

Exit mobile version