Hataylı Milletvekili Tülay Hatimoğulları, Türkiye’de eğitim sistemindeki çözümsüzlük politikaları için Meclis Araştırması istedi.
Hataylı olan, Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları Oruç, bir grup arkadaşı ile birlikte, eğitim sorunlarının ele alınması için TBMM Başkanlığı’na araştırma önergesi verdi.
Hatimoğulları, Eğitim Sen’in 2022-2023 yılı 1. Yarıyıl Değerlendirme Raporu’nu yayımladığını hatırlatarak, “Raporda, Türkiye’de eğitim sisteminde uzun süredir yaşanan temel sorunlara yönelik çözümsüzlük politikalarının, 2022-2023 eğitim-öğretim yılının ilk yarısında artarak sürdüğü ifade edilmiştir. Raporda yer verilen, eğitim sisteminde yaşanan ciddi sorunları araştırmak ve ortadan kaldırmak amacıyla, Anayasa’nın 98., Meclis İç Tüzüğü’nün 104. ve 105. Maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılması için gereğini arz ve talep ederiz” dedi.
Milletvekili Tülay Hatimoğulları Oruç’un meclis araştırması açılmasını isteyen önergesinin gerekçesi şöyle aktarıldı:
“Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), 2022-2023 yılı I. Yarıyıl Değerlendirme Raporu’nu yayımlamıştır. Raporda, eğitimde ticarileşme ve eğitimi dinselleştirme uygulamalarının tüm hızıyla sürdüğü, okulların fiziki altyapı ve donanım eksikliklerinin giderilmediği, kalabalık sınıflar, ikili öğretim, taşımalı eğitim, çocuk ve gençlerin dini cemaat ve vakıfların kreşlerine ve yurtlarına yönlendirildiği, çocuklara yönelik taciz ve istismar vakalarının devam ettiği vurgulanmıştır.
Öğretmen açıklarının, mülakata ve arşiv araştırmasına dayalı sözleşmeli öğretmenlik ve ücretli öğretmenlik uygulamasının sürdüğü, Öğretmenlik Meslek Kanunu ile beraber eşit işe eşit ücret uygulamasına son verildiği, ataması yapılmayan öğretmenler gibi çok sayıda sorunun, eğitim sisteminin çözüm bekleyen sorunları olarak geçtiğimiz öğretim yılında da varlığını sürdürdüğü paylaşılmıştır.
Raporda, çocukların eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanamadığı, çocuk istismarı anlamına gelen çocuk yaşta evlendirmeyi engelleyen adımların atılmadığı vurgulanmıştır. Yoksul, emekçi ailelerin çocukları başta olmak üzere, eğitime erişim konusunda yaşanan sorunların sürdüğü, bölgesel, cinsel, sınıfsal eşitsizliklerin, anadilde eğitim gibi en temel sorunların daha da derinleştiği bir yarı yılın geride kaldığı aktarılmıştır.
Toplumsal yaşamın her alanında görülen cinsiyetçiliğin ve cinsiyetçi uygulamaların en yoğun görüldüğü alanların başında okulların geldiği, geçtiğimiz dönemde cinsiyetçilik ve cins ayrımcı uygulamaların, özellikle karma eğitim karşıtı uygulamaların devam ettiği belirtilmiştir.
Türkiye’nin kamusal, laik, bilimsel eğitim konusunda olduğu gibi, anadilde eğitim konusundaki olumsuz sicilinin de ısrarla sürdürüldüğünün altı çizilmiştir.
Türkiye’de çeşitli nedenlerle, eğitime erişimde; kız çocuklarının, mülteci çocukların, anadili farklı olan çocukların, engelli çocukların ve geçici koruma altındaki çocukların dezavantajlarının giderek arttığı, milyonlarca çocuk ve gencin ağırlıklı olarak ekonomik sorunlar nedeniyle eğitime erişim hakkını ihlal eden uygulamaların sürdüğü ifade edilmiştir.
Geçtiğimiz dönemdeki en önemli sorunlardan birisinin, öğrencilerin beslenme sorununa ilişkin olduğu, ekonomik kriz nedeniyle çok sayıda öğrencinin okula kahvaltı yapmadan gittiği, birçok öğrencinin okulda yemek yemeden günü tamamladığı ifade edilmiştir.
Raporda, eğitimin, herkese eşit koşullarda sunulması gereken temel bir insan hakkı, aynı zamanda devredilemez ve vazgeçilemez bir kamusal hak olduğunun altı çizilmiştir. Kamusal eğitimden uzaklaşıldıkça, eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanma olanağının da ortadan kalktığı, eğitime erişim başta olmak üzere, pek çok konuda yeni eşitsizliklerin ortaya çıktığı vurgulanmıştır.
Eğitimin yapısal sorunlarına yönelik somut ve çözüme dayalı politikalar geliştirmek, eğitimdeki sorunların nedenlerini araştırmak, eğitimin herkese eşit koşullarda sunulmasını ve eğitime erişimi sağlamak amacıyla, Anayasa’nın 98., Meclis İç Tüzüğü’nün 104. ve 105. Maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılması için gereğini arz ve talep ederiz.”
-Haber/Mutlu Yanık-