Eğitimde Tasarruf Olmaz

Solğun, 500 bini aşkın eğitim fakültesi mezununun atama beklediğine vurgu yaptı       Türk Eğitim-Sen Hatay 1 Nolu Şube Başkanı Ömer Solğun, atanamayan öğretmenlerin sorununa bir kez daha dikkat çekti, 500 bini aşkın eğitim fakültesi mezununun atama beklediğini söyledi ve eğitimde tasarruf olamayacağına vurgu yaptı.       Devletin eğitim fakültesi mezunlarını istihdam etmek zorunda olduğunu söyleyen Solğun, […]

Solğun, 500 bini aşkın eğitim fakültesi mezununun atama beklediğine vurgu yaptı

      Türk Eğitim-Sen Hatay 1 Nolu Şube Başkanı Ömer Solğun, atanamayan öğretmenlerin sorununa bir kez daha dikkat çekti, 500 bini aşkın eğitim fakültesi mezununun atama beklediğini söyledi ve eğitimde tasarruf olamayacağına vurgu yaptı.

      Devletin eğitim fakültesi mezunlarını istihdam etmek zorunda olduğunu söyleyen Solğun, atanmayan öğretmenlerin, öğretmen olmak için eğitim fakültesini bitirdiğini, kapı gibi diplomaları olduğunu ifade etti ve “Ülkeyi yönetenler eğitim fakültesi mezununu öğretmen olarak istihdam etmek zorundadır. Israrla ve tekrarlayarak söylüyorum: En azından ücretli öğretmen sayısı kadar yeni öğretmen istihdamı sağlamak ve bu kardeşlerimizi öğretmen olarak atamak zorundasınız!

İl Valiliklerinden sadece ücretli öğretmen sayılarını değil, norm kadro ihtiyacını da talep ettik.  Buna göre 81 ilden veriler elimize ulaştı. 81 il valiliğinden gelen verilere göre; ülkemizde 86 bin 668 ücretli öğretmen görev yapmaktadır. 79 il valiliğinden gelen verilere göre; ise norm kadro açığı 120 bin 131’dir. Görüldüğü üzere ücretli öğretmen alımı yapılmasına rağmen, yapılanlar norm kadro ihtiyacını yani öğretmen açığını karşılamaktan uzaktır” dedi.

Açık, ücretli öğretmenlerle gideriliyor …

      Eğitimde tasarrufun olamayacağını bildiren Solğun, eğitime yapılan her yatırımın, ayrılan her kaynağın doğrudan ülkenin geleceğine inşa eden bir husus olduğunu belirtti ve şunlara değindi: “Tüm dünyayı kasıp kavuran salgınla birlikte ülkemizde yüz yüze eğitime ara verilmiş ve eğitim online olarak dijital platformlar üzerinden yürütülmüştü. Yüz yüze eğitime ara verilen dönemde bununla bağlantılı olarak ücretli öğretmen sayılarında düşüş yaşanmıştı. 6 Eylül 2021 tarihinden itibaren yüz yüze eğitimin yeniden başlamasıyla birlikte ücretli öğretmen sayılarında ciddi artış kaydedildi. Araştırmamızdan da görüleceği üzere bugün ülkemizde 87 bine yakın ücretli öğretmen çalıştırılıyor olması adeta öğretmen açığının ücretli öğretmenler eliyle giderilmeye çalışıldığına işarettir.

      Gelinen noktada yapılması gereken; 2022 yılında en az ücretli öğretmen sayısı kadar öğretmen ataması yapılmasıdır. Valiliklerin beyanına göre norm açığının 120 bine, ücretli öğretmen sayısının 87 bine yaklaştığı bu zamanda yapılan 15-20 bin atama ile sorun çözülemeyecektir. Hele ki, eğitim fakültesi mezunu olmayan, hatta yüksekokul mezunu ücretli öğretmenlerle eğitim hizmeti vermek yeni sorunlara neden olmak demektir.

Emek sömürüsü sonlandırılmalı …

      Tüm öğretmenler, mesleğin saygınlığına yakışır bir ücretle istihdam edilmeli. Öte yandan neredeyse asal öğretmen istihdam modeli haline gelmiş olan ücretli öğretmenlerimizin aldıkları ücretler de kabul edilebilir değildir. Bu arkadaşlarımızın tamamı, asgari ücretin bile yarısı kadar bir ücretle görev yapmaktadırlar. Bu durum, öğretmenlik hizmetinin haysiyetiyle de bağdaşır bir tablo değildir. Bu emek sömürüsü sonlandırılmalı, tüm öğretmenlerimiz, mesleğin saygınlığına ve insan haysiyetine yakışır ücretle çalıştırılmalıdır.

      Ayrıca bir uzmanlık mesleği olan öğretmenliğin ‘ücretli’ unvanıyla anılması da doğru değildir. Bu konuda da MEB tedbir geliştirmeli ve elzem durumlarda görevlendirilen bu öğretmenlerimizi 657 Sayılı DMK’ya dayalı olarak ‘Vekil Öğretmen” unvanıyla çalıştırmalıdır.

Yıllık 20 bin atama yeterli değil …

      Milli Eğitim Bakanlığı, atama alanlarına göre öğretmen ihtiyacını ve buna göre eğitim fakülteleri kontenjanlarını belirlemeli.  500 bini aşkın eğitim fakültesi mezunu atanmayan ve işsiz öğretmen yığılmışsa, bunun sorumlusu kendileri değildir. Bu yığılmanın sorumlusu yıllardır plansız, programsız şekilde ülkemizin ihtiyaçlarını tespit etmeden siyasi ve yerel kaygılarla üniversite açanlar ve eğitim fakültelerinin kontenjanlarını belirleyenlerdir. Oysa yapılması gereken Milli Eğitim Bakanlığı ile YÖK’ün gelecek 5-10 yılda atama alanlarına göre öğretmene ihtiyacı planlaması ile eğitim fakültelerinin kontenjanlarını belirlemesidir. Bu yapılmalı ki; şu an olduğu gibi 500 bin genç meslektaşımız elinde kapı gibi diploması ile işsiz kalmasın.

      Eğitim fakülteleri her yıl ortalama 40 bin mezun veriyor. Bu da demek oluyor ki mezun olan 40 bin öğretmenin, en az 20 bini daha işsiz kalacak. Bu nedenledir ki, gerçeklerle ihtiyaçlarla örtüşen sayıda atama istiyoruz. Yıllık 15-20 bin atamayı asla yeterli görmüyor ve kabul etmiyoruz.”

      Mehmet ÖZGÜN

Exit mobile version