Cumhuriyeti kuran Mustafa Kemal Atatürk ve dava arkadaşlarının sık sık hatırlatma gereği duydukları bir husus vardır: Siyasi ve askeri bağımsızlık yanında ekonomi bağımsızlıkta gerekir.
Eğer bir ülkede ekonomik bağımsızlık gerçekleştirilememiş ise, kazanılan zafer ve bunun sonucu olarakta elde edilen siyasi bağımsızlık yeterli olamaz, gün gelir bunlar elimizden yavaş yavaş alınabilir. Bunun içinde askeri ve siyasi bağımsızlık, ekonomik bağımsızlık ile taçlandırılmalıdır.
İşte bu anlayış içerisinde kurtuluş mücadelesi verilmiş, düşman kuvvetleri yenilgiye uğratılmış, barış görüşmeleri başlatılmış idi.
Böylesi bir yoğun gündem içerisinde ekonomik bağımsızlığın önemini bilen ve bu doğrultuda gereken adımların atılmasını isteyen irade, 17 Şubat 1923 tarihinde İzmir ’de 1. iktisat kongresini toplama kararı almış ve bu karar doğrultusunda da 1135 delegenin katılımı ile İzmir iktisat kongresi toplanmış idi.
Bir hususu dikkatinize sunmak istiyorum:1. iktisat kongresinin toplanma tarihi 17 Şubat 1923’ tür. Cumhuriyetin ilanı ise 29 Ekim 1923. Yani daha Cumhuriyet ilan edilmeden, ekonomik bağımsızlığın değerini, önemini ve zorunluluğunu bilen kurucu irade, 1. iktisat kongresini toplamak suretiyle tüm dünyaya, sadece askeri ve siyasi yönden değil, ekonomik yönden de bağımsız olduğumuzu ve bu bağımsızlığımızı sonsuza dek koruyacağımızı duyurmuş ve ilan etmiştir.
Kazım Karabekir’in başkanlığını yaptığı İzmir iktisat kongresinde, Gazi Mustafa Kemal Atatürk şu anlama gelen bir konuşma yapmıştır:
Askeri ve siyasi zaferlerin ve kazanılan bağımsızlığın devamlı olabilmesi için, iktisadi bağımsızlıkta şarttır. Bunu hatırdan uzak tutmayarak kararlar alınmalı, adımlar atılmalı ve programlar yapılmalıdır diyerek iktisadi bağımsızlığın ne denli önemli olduğunu bir kez daha vurgulama gereğini duymuştur.
İktisat kongresinde alınan kararlar Misak-ı İktisadi adı altında açıklanmış ve adım adım uygulamaya konulmuştur.
Yine 22 Kasım1948 tarihinde İstanbul’da iktisat kongresi toplanmış ve ekonomi ile ilgili çok önemli kararlar alınarak yürürlüğe konulması sağlanmıştır.
İsmet İnönü’nün Cumhurbaşkanlığı döneminde yapılan bu iktisat kongresinden sonrada çok partili yaşam gereği 1950 yılında iktidara demokrat parti gelmiştir.
Bugüne kadar kendi kendine yeten ve tarım ülkesi olarak elde ettiği ürünleri ihraç eden, ekonomik bağımsızlığını kazanmak suretiyle dünyada saygın, etkin bir yer edinen Türkiye Cumhuriyetinin kazanımları, uygulanan yanlış politikalar sonucu, yavaş yavaş elden çıkartılmaya başlanmıştır.
Böylece ekonomik yönden kendine yeten bir ülke olarak tanınmamıza ve bilinmemize rağmen, yavaş yavaş dışa bağımlı ülke haline gelmeye başlandı.
Daha Cumhuriyet ilan edilmeden, İzmir iktisat kongresini toplayarak ekonomik bağımsızlığın ne denli önemli olduğunu bilen ve bunu tüm dünyaya ilan eden ülkemiz, zaman içinde ekonomik yönden dışa bağımlı bir hale gelmeye başladı.
Gelişmeler göstermişti ki; askeri ve siyasi bağımsızlık yanında, ekonomik bağımsızlıkta şarttır. Eğer ekonomik bağımsızlığımız yoksa, dışa bağımlı bir hale gelinir ve bunun sonucu olarakta dünyada baş gösteren ekonomik kriz ülkede daha ağır bir şekilde kendini hissettirir.
Böyle olunca da dünyanın herhangi bir yerinde meydana gelen bir yaprak kıpırdaması bile ekonomiyi büyük ölçüde etkiler ve zor günler yaşanmasına sebebiyet verir.
Şimdi içinde bulunduğumuz ekonomik krizin faturası ağır bir şekilde ödenirken bu hususları da hatırlamak ve hatırlatmak gereğini duyuyoruz.
Bu nedenle cumhuriyetin kazanımlarının korunmasının ne denli önemli olduğu gelişmelerden anlaşılmaktadır.
Daha fazla vakit geçirilmeden ekonomik bağımsızlığımızın kazanılması, dışa ve dövize bağımlı bir hale gelmemizin önünün alınması için gerekenler tezelden yapılmalı ve yaşanacak ekonomik buhranlardan daha az zararla çıkmanın yolları ekonominin kuralları içinde aranmalıdır…
nabiinal@hotmail.com