Şahin, geçinemeyen vatandaşın faturalarını ödeyemediğini, günlük gıda maddelerini dahi alamaz hale geldiğini söyledi
CHP Hatay Milletvekili Suzan Şahin, bir grup milletvekiliyle birlikte Meclis Başkanlığı’na ilettiği önergede ülke genelinde artış gösteren yoksulluğa dikkat çekti, ekonomik buhranın vatandaşın psikolojisini bozduğunu vurguladı.
Şahin, Türkiye derinleşen krizle birlikte, iktidarın uyguladığı yanlış ekonomik politikalar nedeniyle vatandaşın da borç sarmalına sürüklendiğini söyledi, geçinemeyen vatandaşın faturaları ödeyemediğini, günlük gıda maddelerini dahi alamaz hale geldiğini söyledi.
Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) göre Ekim ayı enflasyonunun yıllık yüzde 85,51’e yükselirken; Enflasyon Araştırma Grubu’na (ENAG) göre, bu rakamın yıllık yüzde 185,34 olarak açıklandığını belirten Şahin, gıda enflasyonuna bakıldığında ise TÜİK’e göre 10 ayda yüzde 99,05 olduğunu, bu rakamın; enflasyonun alt kalemlerinde Ulaştırma giderlerinden sonra en yüksek ikinci oran olduğunu bildirdi.
Dar gelirli ekmek alamaz hale geldi …
Dünya genelinde yaşanan gıda enflasyonu düşme eğilimi gösterirken, ne yazık ki Türkiye’de uygulanan yanlış politikaların ülkeyi yüksek enflasyona sürüklediğini belirten Şahin, konu ile ilgili önergede şunlara yer verdi: “OECD ülkelerine bakıldığından Türkiye gıda fiyatlarının en çok arttığı ülkedir. Ağustos ayı itibariyle gıda ve alkolsüz içecek fiyat endeksi Türkiye’de yüzde 90,3 artış gösterirken, aynı dönemde fiyatlar OECD ortalamasından yüzde 15; Avrupa Birliği’nde ise yüzde 14’e yükselmiştir.
Bu durum en çok dar gelirli aileleri etkilemekte; dar gelirli aileler artık evine ekmek almakta bile zorlanır hale gelmiştir. Türkiye’de artık ekmek bile çok pahalı iken; emek son derece ucuz bir hale gelmiştir.
Aile ve Sosyal Hizmetleri Bakanı Derya Yanık, Türkiye genelinde geçen yıl 4 milyon 332 bin 805 hanenin sosyal yardımlardan yararlandığını açıklamıştır. Yine Bakan Yanık, geçen yıl ayrıca 836 bin 665 kişiye de yaşlı aylığı verildiğini açıklamıştır. Bu durum yoksulluğun ve yokluğun arttığının bizzat itirafıdır. Bu açıklamaya göre toplumun yaklaşık yüzde 20’si sosyal yardımlarla hayatını idame ettirmekte; her 5 kişiden 1’i yardıma muhtaç halde demektir.
Kredi ve kredi kartı borçlarında büyük artış …
Sosyal yardımların bu kadar arttığı bir ülkede kredi kartlarının kredi borçlarının da patlaması sürpriz olmayacaktır. Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Risk Merkezi’nin 2022 yılı Eylül ayı ‘Negatif Nitelikli Bireysel Kredi ve Kredi Kartı’ raporu krizi gözler önüne sermektedir. Rapora göre bireysel kredi veya kredi kartı borcu devam eden kişi sayısı 4 milyon 165 bin 902’ye yükselmiştir. Son dokuz ayda kredi ve kredi kartı borcu devam edenlerin sayısı katlanmıştır.
Bankaların zamanında tahsil edemediği için takibe aldıkları krediler ise 1601,2 milyar lira düzeyine çıkmıştır. Bireylerin bankalara ve finansman şirketlerine olan borcu 18 Kasım itibariyle 1 trilyon 427 milyar lira olarak gerçekleşmiştir.
Vatandaşların bankalara olan borcunda yıl başından bu yana 400 milyar liralık, toplam borçlarında ise 408 milyar liralık artış yaşanmıştır.
Ulusal yargı ağı (UYAP üzerinde alınan verilere göre bu yıl 1 Ocak – 25 Kasım günleri arasında icra ve iflas dairelerine UYAP üzerinden toplam 7 milyon 880 bin yeni dosya gelmiştir. Yeni gelen dosya sayısı geçen yılın aynı dönemine göre733 bin artmış; bu dönemde 6 milyon 637 bin dosya da sonuçlandırılmıştır. Yeni gelen dosya sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10,6 oranında artmıştır.
Vatandaş yarınını göremiyor …
İcra dairelerinde derdest bulunan dosya sayısı ise son bir yılda 515 bin adet artarak 25 Kasım itibariyle 23 milyon 608 bine çıkmıştır.
Ekonomiye dair Türkiye’deki yoksulluğa dair açıklanan bu tablolar ve sayılar her ay daha karamsar hale gelirken; borçlarını ödeyemediği için bunalıma giren, hatta hayatına son veren insanlarımızın sayısı da ne yazık ki artmaktadır. Türkiye’de ekonomik buhran vatandaşın psikolojisini bozmuştur.
Vatandaş yarınını görememektedir. Çocuklar adeta açlıkla imtihan etmektedir. Gençler ise Türkiye’de geleceklerini görememektedir. İktidar ise vatandaşın bu mağduriyetlerini gidermeyi değil; kağıt üstünde ekonomiyi düzeltmeyi kendine görev edinmiştir. Halkımızın durumu ortadadır ve bu ekonomik sarmaldan çıkmak için bir an evvel önlemler alınması gerekmektedir.”
Mehmet ÖZGÜN