Hatay Tabiatı Koruma Derneği, Hassa’nın lav tüpü mağaraları ve Haydarlar Gölü çevresinde farkındalık oluşturmak amacıyla gözlem ve tanıtım etkinliklerine devam ediyor. Doğa harikası leçelik alanların korunması ve UNESCO jeopark ilanı için çalışmalar sürüyor.
Doğal zenginlik tanıtılıyor
Hatay Tabiatı Koruma Derneği, Hassa ilçesinin doğusunda yer alan Haydarlar Gölü ve lav tüpü mağaralarında doğa severler için düzenlediği gezi ve gözlem programlarına devam ediyor. Dernek, bölgedeki jeolojik ve biyolojik çeşitliliğe dikkat çekerek, korunmasına yönelik farkındalık oluşturmayı hedefliyor.
Dernek Başkanı Abdullah Öğünç, 10 yılı aşkın süredir sürdürülen koruma çalışmalarının olumlu sonuçlar verdiğini belirterek, bölgenin sadece Hatay için değil, ulusal ve uluslararası düzeyde de önemli bir doğal miras taşıdığına dikkat çekti.
Ender yarasa türleri kayıt altına alındı
Öğünç, Hassa’nın doğusundan başlayarak Kırıkhan’ın kuzeybatısına kadar uzanan leçelik alanda sürdürülen bilimsel araştırmalarda, Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (IUCN) tarafından kırmızı listede “hassas” (VU) kategorisinde yer alan uzun ayaklı yarasa, Mehely’in nalburunlu yarasası ve uzun kanatlı yarasanın yanı sıra “asgari endişe” (LC) grubundaki Blasius nalburunlu yarasasının da tespit edildiğini aktardı. Bu türlerin varlığı, alanın ekolojik değerini bir kez daha ortaya koydu.
Volkanik miras, ekoturizm potansiyeli taşıyor
Hassa ilçesindeki Yarımak Tepe’den çıkan lavların oluşturduğu leçelik alan, lav tüpü mağaraları, hornitoslar ve halat şeklindeki lav akıntılarıyla dikkat çeken eşsiz jeomorfolojik yapılar barındırıyor. Dernek Başkanı Öğünç, bu zenginliğin nitelikli ve sürdürülebilir ekoturizm aracılığıyla değerlendirilmesinin hem doğayı koruyacağını hem de bölge ekonomisine katkı sağlayacağını ifade etti.
Haydarlar Gölü yıl boyu canlı
Leçelik alanda oluşan çukurlarda yer yer göllerin meydana geldiğini belirten Öğünç, Haydarlar Gölü’nün de bu oluşumlardan biri olduğunu söyledi. İlkbaharda beyaz çiçeklerle bezeli eşsiz bir manzara sunan göl, DSİ ve Hassa Belediyesi iş birliğiyle yaz aylarında da su tutar hale geldi. Bu durum, ekosistem dengesine katkı sağlarken, çevredeki tarım faaliyetlerine de olumlu yansıyor.
Jeopark hedefi: doğa ve kültür mirası korunacak
Bölgenin korunması için UNESCO’nun jeopark ilanı kriterlerini karşıladığını vurgulayan Abdullah Öğünç, alanın yerkabuğunun oluşum süreciyle ilgili önemli bilgiler sunduğunu, zengin biyoçeşitliliğe ev sahipliği yaptığını ve geleneksel hayvancılık ile tarım faaliyetlerinin hala aktif şekilde sürdürüldüğünü belirtti. Ayrıca, çizgili sırtlan, kayalık gerbili ve uzun kulaklı çöl kirpisi gibi nadir türlerin yaşam alanı olan bu bölgenin koruma altına alınması gerektiğinin altını çizdi.
Gelecek nesiller için kararlılıkla çalışılıyor
Türkiye’nin 115. tabiat anıtı olarak tescil edilen lav tüpü mağaralarının ulusal düzeyde önem taşıdığına işaret eden Öğünç, tüm resmi kurumlar, sivil toplum kuruluşları ve yöre halkıyla birlikte hareket ederek bu eşsiz doğa hazinesinin korunmasını ve tanıtılmasını sürdüreceklerini belirtti.